Ana SayfaHaberlerTüm HaberlerAbdullah Gül ifade verdi

Abdullah Gül ifade verdi

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na önceki gün kayıp trilyon davası kapsamında ifade veren 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan Refah Partisi Genel Merkezi adına bankalarda hesap açtırmaya yetkili olmadığını belirterek, “İmza sirküleri incelendiğinde bankalarda hesap açtırmaya, hesaplardan para çekmeye yetkili olmadığım açıktır” dedi.

 

Cumhurbaşkanlığı görev süresi biten 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, görev süresinin dolmasının ardından Hürriyet’e kayıp trilyon davası kapsamında ifade vermek istediğini açıklamıştı. Gül’ün bu açıklamasından kısa bir süre sonra avukatı Ömer Küçüközcan, “Gül’ün ifade verebileceğini” resmi olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletti. Başsavcılık yetkilileri de 3 gün önce Küçüközcan ile temasa geçerek, salı günü ifade işleminin yapılabileceğini bildirdi.
Gül, salı akşamı Finlandiya Büyükelçiliği’nin Ankara Palas’ta düzenlendiği etkinliğe katıldıktan sonra saat 19:30 sıralarında Ankara Adliyesi’ne geldi. Adliyenin protokol kapısından giren Gül’ü Ankara Başsavcısı Fethi Şimşek karşıladı. İfade işlemi Başsavcı Şimşek’in odasında yapıldı. Gül’ün ifadesini, Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Zeki Bayraktar aldı. Bayraktar, kayıp trilyon davasının Gül yönünden ayrılmasına ilişkin fezlekenin özetini sunarak, bildiklerini anlatmasını istedi. Yarım saat süren ve yarım sayfa tutan ifadesinde Gül şunları söyledi:

YETKİLİ DEĞİLDİM
“Ankara 18’inci Noterliği’nde 1994 tarihli imza sirküleri incelendiğinde 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’na dayanılarak hazırlanan 18 Ekim 1994 tarihli ve 166 sayılı MKYK kararı gereğince Refah Partisi Genel Merkezi adına bankalarda hesap açtırmaya, hesaplardan para çekmeye, partinin tam yetki ile temsil ve imzalama yetkili olmadığım açıkça görülecektir. Parti tüzüğüne göre genel muhasip, genel merkezin muhasebe vergi işlerini yürütme defterlerini tutma sarf evraklarını genel başkan ve bu konuda görevli genel başkan yardımcısı ile birlikte imzalamak üzere görevli ve yetkilidir. Keza 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde davanın açıldığı tarihte milletvekili olmaları nedeniyle haklarında evrak tefrik edilen diğer genel başkan yardımcılarının bilahare yasama dokunulmazlıklarının kalkması üzerine aynı konuda haklarında Ankara 24’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama neticesi ‘parti tüzüğü parti içerisindeki görevleri ve uğraşları’ değerlendirilerek mahkemeden beraat ettiklerini hatırlıyorum.

Yine bu süreç içerisinde Maliye Bakanlığı tarafından partiye yapılan Hazine yardımını parti yetkililerince bankadan çekilmesi sonucu Hazine’ye intikal ettirilmesi gereken malvarlığında azalma meydana getirilmesi gerekçesiyle Ankara 6’ncı Asliye Hukuk Mahkemesi’nde Genel Başkan Necmettin Erbakan ile aralarında benim de bulunduğum tüm genel başkan yardımcıları aleyhine açılan tazminat davasında mali sorumluluğum bulunmadığı gerekçesiyle hakkımda açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Parti tüzüğünde olay tarihinde ve öncesinde parti içi görevim ‘dış ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcısı’ olarak belirlenmiştir. Genel başkan yardımcılığım sadece yurtdışı ilişkiler ile sınırlıdır. İmza sirkülerinde mali konularda yetkili olmadığım gibi herhangi bir tasarrufum da bulunmamaktadır. Parasal konularda da herhangi bir sorumluluğum bulunmamaktadır.”

SADECE O KALDI
Kayıp trilyon davası kapsamında o dönemde kapatılan Refah Partisi’nde siyaset yapan halen AKP Diyarbakır Milletvekilliği görevini sürdüren Abdülkadir Aksu’nun da yasama dokunulmazlığının bitmesinin ardından söz konusu dava kapsamında ifadeye çağrılacağı belirtildi.

EN KÜÇÜK BİR KUŞKU KALMASIN
Abdullah Gül’ün savcılığa giderek ifade verdiği, kendisine ait internet sitesinden dün sabah özetle şöyle duyuruldu: “Başsavcılığın ilgili dosyayı tekemmül ettirmek maksadıyla hukuki usuller çerçevesinde ifadeye davet etmesi neticesinde 11’inci Cumhurbaşkanı Gül dün savcılığa giderek ifadesini vermiştir. Abdullah Gül, davada adı geçen herkesin ifadesinin alınmış olması ve hukuka duyduğu saygı çerçevesinde ifade vermeye geldiğini kaydetmiştir. Hukukun tüm koşullarıyla eksiksiz ve kusursuz olarak işlemesi, hiçbir konuda en küçük bir kuşkunun hiçbir taraf için kalmaması maksadıyla bizzat ifade verdiğini belirterek, bu işlemin tamamlanmasından ötürü duyduğu memnuniyeti ifade etmiştir.”

Mesut Hasan Benli / Hürriyet

Listeler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler haberler

Evlenmeden önce bir daha düşünmeniz için 10 evlilik filmi

Evlilikle ilgili filmler ya da evlilik filmleri demeden önce "evlilik kurumu"...

Ünlü 19 tabloyu fotoğraflarla yeniden düşünmek

Pek çoğumuzun bazılarını yakından tanıdığı ünlü tabloları günümüz şartlarında yeniden düşünmek...

Şubat Avrupa’da ‘Karnavallar’ zamanıdır!

Şubat Avrupa’da karnavalların zamanıdır. Venedik, Nice, Köln, Düsseldorf ve Santa Cruz...

Nietzsche’nin ruhuna üflediği 15 film

Felsefe her zaman kültür, sanat ve bilimi etkilemiştir. Felsefe tarihinin en...

Tartışı-Yorum

İşini hakkıyla yapmak seküler bir namus yeminidir

Barış Ünlü’nün bugün davası vardı, Ankara Adliyesinde, DTCF’nin tam karşısı; çok farklı dönemlerin mimari anlayışını yansıtmakla beraber her ikisi de olabildiğince “çatık kaşlı”. Sosyoloji bölümünün eski dersliği, 433 diye...

İsmail Beşikçi: Ahmet Ümit’in yeni kitabı Elveda Güzel Vatanım’da İttihatçılar…

15 Haziran 1926’da, Mustafa Kemal’e karşı gerçekleşen İzmir suikast teşebbüsü, eski İttihatçılara yönelik bir politikanın yaşama geçmesini gündeme getirir. Eski ittihatçılar, izlenmekte, tutuklanmakta, kaçırılmakta, yok edilmektedir. İstanbul’da bu politika...

Kalbi atan ölü bedenler

Bazı anlar vardır zihinlerimizde çocukluğumuza dair. Hayal mi gerçek mi olduklarını ömrü billah çözemeyiz. Bize anlatılanları, oradan buradan duyduklarımızı kurgulayarak bir görüntü yaratmış da olabiliriz, bizzat gözlerimizle tanık olduğumuz...