Ana SayfaKültür SanatAltın Koza'da bir ilk!

Altın Koza’da bir ilk!

 21. Uluslararası Altın Koza Film Festivali kapsamında bazı etkinlikler, bu yıl ilk kez Adana’nın merkezi dışındaki ilçelerde de gerçekleştirilecek.

Türk ve dünya sinemasının seçkin örnekleriyle belgesel, sergi, konser, söyleşi ve atölye çalışmalarının yer alacağı 21. Uluslararası Altın Koza Film Festivali kapsamında bazı etkinlikler, bu yıl ilk kez Adana’nın merkezi dışındaki ilçelerde de gerçekleştirilecek.

21. Altın Koza Uluslararası Film Festivali’nin Çırağan Sarayı’ndaki tanıtım toplantısına katılan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Büyükşehir Belediyesince 15-21 Eylül’de gerçekleştirilecek Altın Koza Film Festivali’nin, Türkiye’nin önemli festivallerden biri olduğunu söyleyerek, “Adana Büyükşehir Belediyesi olarak bundan sonraki süreçte de ülkemize, sinema başta olmak üzere, tüm sanat alanlarında yatırım yapmaya, hizmet etmeye devam edeceğiz. Bunun, Adana’da sinemaya, sanata yatırım yapmanın, destek vermenin ötesinde, ülke sanatına da destek vermek anlamına geldiğini gayet iyi biliyoruz” diye konuştu.

Festivalde bir hafta boyunca Türk ve dünya sinemasının seçkin örneklerinin yanı sıra belgesel, sergi, konser, söyleşi ve atölye çalışmalarının da sanatseverlerle buluşacağını kaydeden Sözlü, bu yıl ilk kez bazı etkinliklerin Adana’nın merkezi dışındaki ilçelerde de gerçekleştirileceğini bildirdi.

Hüseyin Sözlü, festivalin yarışma bölümünde yer alan, Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması’nda toplam 630 bin lira, Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması’nda 30 bin lira, Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması’nda ise 4 ayrı kategoride 40 bin liralık ödül verileceğini kaydederek, film gösterim bedelleri eklendiğinde toplam rakamın 740 bin lirayı bulduğunu açıkladı.

Festivalin ana temasının “Türk Sinemasının 100. Yılı” olarak belirlendiğini söyleyen Sözlü, Türk sinemasının dünyada önemli bir yere sahip olduğunu dile getirdi. Sözlü, sinema endüstrisi içinde Amerika’nın, dünyanın hakimi olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Avrupa Birliği ve OECD ülkeleri sınırları içinde bakıldığında, Amerikan sinemasının sayı olarak filmlerinin gösterime girmesi karşılığında, gösterime giren toplam film sayımız az olmasına rağmen, gişe hasılatıyla, seyirciyi kendisine çekme ve kendisini kabul ettirme noktasında, Amerikan sinemasına yenilmeyen yegane sinema, Türk sinemasıdır.”

Sözlü, Türk sinemasını çok önemsediğini dile getirerek, “Popüler kültürün egemen olduğu bir dünyada, sinema, müzik ve sanatın diğer kolları, milli hürriyeti ile kendi halkına hitap ettiği zaman, muhakkak ki kendi kültürünü yaşatmak, diri tutmak, yükseltmek isteyen bir ülke açısından önem taşıyor. Sinemacı bakış açısıyla baktığımızda, Türk sinemasının, Türk kültüründe, siyasetçilerin, hükümetlerin, kültür politikalarının etkisinin çok daha üzerinde bir etkisi olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Festivalde “Kış Uykusu” ve “Gelin” filmleri gösterilecek

Altın Koza Film Festivali Sinema Programları Koordinatörü Kadir Beycioğlu da Orhan Kemal’in 100. yaşının kutlanacağı festivalde ayrıca Türk ve dünya edebiyatına özel etkinliklerin festival kapsamında gerçekleştirileceğini söyledi.

Cannes, Berlin ve Venedik festivallerine katılan filmleri takip ettiklerini de kaydeden Beycioğlu, ödüllü yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın “Kış Uykusu” filminin özel gösteriminin yapılacağı festivalde, Ömer Lütfi Akad’ın 1973 yapımı “Gelin” filminin yenilenmiş kopyasının festivalde gösterileceğine dikkat çekti.

Kadir Beycioğlu, Dardenne Kardeşlerin, “İki gün Bir Gece”, David Cronenberg’in “Yıldız Haritası” gibi dünya sinemasında geçen yıl en dikkat çeken filmlerin de festival programına dahil edildiğini belirtti.

Festivalin Türk sinemasına ve Adana’ya katkılarına ilişkin olarak da Beycioğlu, şunları kaydetti:

“Festivalin akçeli ödüllerle Türk sinemasına katkı sağladığına dönük bir algı hakim. Bu da haklı tabii. Verdiği ödüllerle ciddi bir rakam sağlıyor. Neredeyse bir filmin bütün bütçesini karşılayacak rakamlara yakın ödülleri var Altın Koza Film Festivali’nin. Festival, bunun yanı sıra yeni yeteneklerin keşfedildiği ya da sinema dünyasına tanıtıldığı bir sahnedir aynı zamanda.”

Beycioğlu, Adana’nın bilinirlik ve tanınılırlığına, festivalin katkısının yüksek olduğunu vurgulayarak “Festival ciddi bir sinema izleyicisi oluşturuyor Adana’da. Duyarlı, sinemadan tat alma eşiği çok yüksek bir sinema izleyicisi var şu anda festivalin. Bunu festivale filmleri ile eserleri ile katılanlar her zaman takdirle karşılıyorlar. Tüm yarışma filmlerinin galaları tamamen dolu salonlarda, oldukça yoğun ilgiyle karşılanıyor. Bu da festivalin bence Adana’ya önemli katkılarından biri” dedi.

Sinema Oyuncuları Derneği’nin (SODER) Yönetim Kurulu Başkanı ve sinema oyuncusu Yusuf Sezgin ise festivalde filmleri gösterilerek yarışmalara katılan başarılı sanatçıların ödül alma imkanına sahip olduğunu söyleyerek, “Sanatçının yaşattığı bir rolden ödül alması veya oynadığı bir filmin ödül alması, bir oyuncu için çok onur vericidir. Sanatçı için bundan güzel şey olabilir mi?” diye konuştu.

Açılışın ardından düzenlenen panele katılan Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Ozan Aksu, festival genel koordinatörü Candan Yaygın, festival danışmanları Aslı Selçuk ve Esin Küçüktepepınar ile Altın Koza Film Festivali Sinema Programları Koordinatörü Kadir Beycioğlu festival içeriğine ilişkin bilgi verdi.

Türk sinemasından seçkiler

Festivalde, son bir yıl içinde çekilen Türk filmlerinden Reha Erdem’in “Şarkı Söyleyen Kadınlar”, Murat Nas’ın “Ters Köşe”, Ayşe Ayben Altunç’un Eylül’ün Kadın Yüzleri”, Gürhan Özçiftçi’nin “Ne Gelen Var Ne Giden”, Berfi Dicle Öğüt’ün “Karda Açan Menekşeler”, Reyan Tuvi’nin “Yeryüzü Aşkın Yüzü Olunca”, Orhan Çalışır, Cengiz Kültür ve Dirk Meissner’in “Zülfü Livaneli-Doğu ve Batı Arasında Bir Ses” filmleri gösterilecek.

Bu yıl yaşamını yitiren Çolpan İlhan’ın anısına Ömer Lütfi Akad’ın 1959 yapımı “Yalnızlar Rıhtımı” ile, geçen yıl hayatını kaybeden Tuncel Kurtiz’in anısına 1992 yapımı “Korkunun Karanlık Gölgesi” isimli filmler de festival izleyicisi ile buluşacak.

 

AA

 

Listeler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler haberler

Kamu bankalarının müdahelesi lira devalüasyonu neden durmaz?

31 Mart mahalli seçimi öncesinde, ekonomideki kriz halini algısal olarak...

Galatasaray’da Forvet Bilmecesi

Galatasaray taraftarı son 1 yıldır forvette yaşanan sıkıntıları bu senede çekmemek...

FÖŞ anlattı:  Dolar kıtlığı ve Türkiye’nin “swap kredisi” arayışı

  ABD Merkez Bankası Fed aralıksız para basarken, nasıl olur da...

Savaş Dede: Bize yıkılmak istenen şeyin maddi bir temeli yoktur

Akademisyenlerin "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildirisine imza atanlardan Araştırma Görevlisi...

Tartışı-Yorum

Cumartesi Anneleri: Gözaltındaki kayıpların hikayesi

Kadir Gürhan“Kayıplar” ve “yargısız infazlar” denilince akla ilk gelen Latin Amerika ülkeleridir. Bu ülkelerde askeri cunta yönetimleri “gözaltında kayıplar” ve “yargısız infazlarla” kendisine muhalif olan tüm kesimlere karşı bir korku ve sindirme politikası uyguladı. Hayatın bir parçası haline gelen bu uygulamalarda kaybedilenlerin çoğunu; öğrenciler, öğretmenler, sendikacılar (örgütlü...

Ölümü öldürmek, sonsuz bir umudun baharıdır…

“Evîn Biharek e…”* - Arjen Arî Bir acılar sarmalıdır sancı, zamanın derinliklerinde gezinen ve hayatın kıyılarına vurur hafızalarının unutulmayacak sesleri. “Lal bû zimanê xwezayê, Girî herikî, jan bû banî” (“Dilsizdi doğanın dili, gözyaşı aktı, acı köprü oldu…”) dizeleri ile anlatıyor şair Semra Çelebî, ‘Birîn’ adlı şiir kitabında, gerçeğin...

Kalbi atan ölü bedenler

Bazı anlar vardır zihinlerimizde çocukluğumuza dair. Hayal mi gerçek mi olduklarını ömrü billah çözemeyiz. Bize anlatılanları, oradan buradan duyduklarımızı kurgulayarak bir görüntü yaratmış da olabiliriz, bizzat gözlerimizle tanık olduğumuz bu anlar zihnimizde mıh gibi tüm gerçekliğiyle çakılı da olabilir. Dediğim gibi hangisinin doğru olduğunu sınamak mümkün değil.Zihnimde...

Kuzguni Gömüt

Siyah kuzguni elbisesi içinde dilinde tek bir Arapça cümle ile Aisha Faris, sadece ağlıyordu. Bizim bilmediğimiz bir dilde, İç’inde kopan çığlıkların gümbürtüsü, siyah elbisesinde kara kara dalgalanıyordu. Aynı Arapça cümleyi tekrarlayarak Engin dertlerine bir de çağlayanlar ekliyordu. Gözyaşları bakışımızın değdiği her yerdeydi. Kara elbisesi; pul parlaklığını, onun...

Direniş Suflesi: Hayır

‘Oku’ diye başlıyor olmasına rağmen kutsal sayılan kelam; ilk maraza mevzunun başında ortaya çıkıyor.Taraflaşmanın daha kolay belirlendiği, hudutların keskin olduğu süreçler elbette yaşandı. Her konuya dair yaklaşımlar farklı idi ve tariflenen alandan hangi konuya nasıl yaklaşılması gerektiği de kendiliğinden açığa çıkıyordu. Karışık ama bence kesinlikle böyleydi.İnsanın yaşadığı...

Üşüyor bir coğrafyanın yüreği

'Eylül Mayıs'a dönüşecek...'Geo Milev Üşüyor bir şehrin yüreği,  geceler buzdan karanlık. Yan yana dizilmiş çadırlar kanıyor. Üşüyor yeryüzü ve şehrin sokaklarında geziyor soğuk. Bir çocuk gözlerinde acının izlerini taşıyor. Bir bahar var ve gelecek mutlaka çocuk. Umudun ışığını taşıyor, geleceğimiz umudumuz çocuk. En amansız fırtınalar diner çocuk, savrulur...

En çok mor

Sıcak beterdi. Bıyıkları terlememiş bir delikanlılık çağında boncuk boncuk ter atıyordu. Çimento torbaları eşek ölüleri kadar ağırdı. Tuğlalar, yamalı şalvarında kahverengi tozlar bırakıyordu. Yamasını çepeçevre saran alelacele dikişleri hep terden söküktü.Daha O Boy’uyla karar vermişti ev yapmaya. Bir evin temelini attı. Atış o atış..Seni inşaat işçisi; fayans...

Sınırlar ve rahatça uyunamayan ülkeye dair: Ordu, yeniden…

Levent Ünsaldı Devlet ve milletin yüksek çıkarlarını ait olduğu kurumun çıkarlarıyla eş gören, dolayısıyla bunları yorumlama tekelini de kendisine veren Türk subayı, kışladaki eriyle kurduğu paternalist ilişkisini (“oğlum” ifadesiyle çağrılan er) milletin geneliyle olan ilişkisine de kolayca yansıtabilmiştir. Aktarılan bu hususi ethos (değerler sistemi), subayın tüm yaşamını geçirdiği...

Rıza Yalçın Koçak yazdı: Olağanüstü zulüm

Rıza Yalçın Koçak Etrafımızdaki insanlar büyük bir şaşkınlıkla cevabı bir yanı ile çok basit bir yanıyla ise iler tutar yanı olmayan sorular soruyorlar. İşyerlerinden atılan arkadaşlarının masumiyetlerine iliklerine kadar inanıp ve ama ‘devletin de bir bildiği vardır’ fikriyatının serin sularında kol gezmeye devam ediyorlar. Hükümet ile ‘paralel’ devlet...

Halkın vicdanı; “Gelemem” diyorsun, peki sen bizdeki “öf öf” ü duyuyor musun?

Ne desek, ne etsek, nasıl yapsak bilemiyoruz… Az şey mi yaşadık? Yok, bir şeyler anlatabilmek için yeterli yaşadıklarımız. Çok şey mi yaşadık? Yok, bir şeyler yapabilmek için çok şey görmedik henüz… “Derin bir ah” çekiyoruz, çünkü şu kelimeler sayfaya değerken Hurşit Külter hala kayıp. Ve “ah vicdan”...

Rütbelerin Er’leri

Rıza Yalçın Koçak ‘Türk halkı sessiz kalarak onayladığı bu savaşın mağduru olmaya mahkumdur.’ (TAK-Haziran 2016)Erleri çekin rütbeliler gelsin! Erleri çekmeyecek rütbeliler ordusu. Ere göre tanımlı omuzlardaki apoletler. Kaç erin başı olduğunu bildiriyor unvanlar. Erlerle tanımlayıp erlerle var ediyorlar kendilerini. Erleri çekin rütbeliler gelsin çığlığını bir iyi niyet olarak okumak gerekiyor en başta....

Kadim Süryanilerin Akitu Bayramı

Yerinden yurdundan edilen, sürgün halkların derdini en içten şairler dillendirir. Bu sebeple Yuhanna Bar Madeni der ki:“Ey sağduyulu!Ana vatanında kalman,Saygınlığını korur.Hakareti ve acı dolu gurbeti hor gör.Saç, başta oldukça değerlidir.Olmadığında, küçümsenir ve ayaklar altına alınır”Bundan tam 6766 yıl önce (MÖ 4750) Asur ve Babil kaynaklarına göre, tarihte...