[ad_1]
Merkez bankasının yerli bankalardan elde ettiği emanet döviz rezervlerine rağmen, Türk Lirası’nın değerini savunurken kullandığı miktarın büyüklüğü nedeniyle bankanın döviz rezervleri geçen Mayıs ayından bu yana en düşük seviyede.
TL’yi korumak için piyasalara müdahale ederken, kendi stokunu artırmak için, merkez bankası yerel bankalardan borçlanmakta ve bu işlemlerden borçlarını bilançosundan ayırmakta. Salı günü yayınlanan verilere göre, vadesi bir yıla kadar olan toplam para takası stoku Aralık ayından Mart sonuna kadar 11,4 milyar dolar artarak 29,6 milyar dolara yükseldi.
Bloomberg hesaplamalarına göre, verinin açıklandığı tarihten Nisan ortasına kadar bankalardan yaklaşık 3 milyar dolar daha fazla borç aldı. Yine de, Türk lirasını destekleyen gücü yılbaşından 17 Nisan’a kadar 15,2 milyar dolar düşerek, bu yükümlülüklerden arındırılmış net rezervleri sıfırın altına daha da fazla itmekte.
Merkez bankası net rakamlara odaklanmanın yanıltıcı olduğunu söylüyor ve yatırımcıları altın ve yerel bankaların zorunlu karşılıklarını içeren yükümlülükleri içeren brüt varlıklarını dikkate almaya çağırıyor. Bu ölçüye göre de düşüş kayda değer: yılın başından bu yana toplam 18 milyar dolardan fazla gerileyerek 87.9 milyar dolarda.
Lahey’deki Neuberger Berman’da 26 milyar dolarlık varlığı denetlemeye yardımcı olan üst düzey ekonomist ve portföy yöneticisi Kaan Nazlı, “Merkez bankasının rezerv pozisyonu güven verici değil” diyor.
Koronavirüs patlak vermesiyle ekonomisi sermaye çıkışlarıyla zorlanana Türkiye, piyasaya dolar enjekte ederek TL’nin değerini koruyabilmek için, devlet bankalarının kaynaklarını kullanmakta. Bu çaba, geçen ay TL’nin dolar karşısında sadece %6’nın altında zayıflayarak bu sayede liradaki değer kaybının Güney Afrika randı, Rusya rublesi ve Brezilya Reali gibi gelişmekte olan pazarlardaki benzerlerinin değer kaybının yarısı kadar değer kaybetmesini sağladı.
Para birimi savunma hattı
Türkiye geçen yılki kritik yerel seçimlerden önce lirayı desteklemeye başlamıştı ve jeopolitik baskılara, büyük faiz indirimlerine ve son zamanlarda koronavirüs salgınına rağmen pahalı yolu seçerek lirayı savunmaya devam etti.
Rezervlerdeki müteakip erime, Türkiye’nin artık dış finansmandaki aksamaları ortadan kaldıracak bir desteğe sahip olmadığından endişe eden yatırımcıları ürküttü.
Nazli, “Ana endişe, turizm sektörü koronavirüs nedeniyle döviz çekebilecek bir konumda değilken, dış borç geri ödemelerinde bir artış olması” dedi. Bankaların döviz borçlarını yeniden finanse etmeleri “her zaman” mümkün olsa da, finans dışı sektör üzerindeki baskının daha güçlü olacağını söyledi.
Merkez bankası tarafından yayınlanan son verilere göre, önümüzdeki 12 ay içinde vadesi gelen 168,5 milyar dolarlık döviz borcunun yaklaşık yarısı bankalara ait. Buna karşılık, hükümetin aynı dönemde ödemesi gereken dış borcu sadece 4.4 milyar dolar.
Lira/dolar 7.00’yi test ediyor
Merkez bankasının gösterge faizini beklenenden fazla düşürmesinin ardından geçen hafta devlet bankalarının savunmakta olduğu kilit seviye TL/dolar 7.00 yeniden test edilmekte.
Londra’daki TD Securities gelişmekte olan piyasa araştırma bölümü başkanı Cristian Maggio, rezervlerin mevcut tükenme hızında, merkez bankasının “yabancı para rezervlerini altın hariç Haziran ortasına kadar, altın dâhil ise 3 Temmuz haftasına kadar biteceğini” söyledi. Türkiye’nin dramatik faiz artırımı yapmadan, belki de sıkı sermaye kontrolleri yapmadan veya çok taraflı destek aramadan önce likidite tamponlarını tamamen tüketme olasılığının da düşük olduğunu ekledi.
Merkez bankası gibi, Fitch Ratings de yerel bankaların merkez bankasındaki döviz varlıklarını içeren brüt rezervlere odaklanmayı doğru buluyor.
Douglas Winslow Londra merkezli Fitch analisti, geçen hafta bir telekonferansta “Türk bankaları, -öyle olmaya devam edeceğini düşündüğümüz- bu tür hesaplara erişmeye devam ettikleri ve ülkenin dış finansman ihtiyaçlarının büyük çoğunluğunun yerel bankalara ait olduğu göz önüne alındığında, brüt rezervlerin dikkate alınması daha mantıklı” dedi.
Bloomberg
[ad_2]