Ana SayfaPolitikaBülent Arınç Melih Gökçek'e...

Bülent Arınç Melih Gökçek’e ateş püskürdü

Bülent Arınç Melih Gökçekle ilgili çok ağır ifadeler kullandı; Gökçek için, “Melih Gökçek oy isterken paralel yapının kucağına oturmuştur.” dedi.

 

Diyarbakır’da PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Newroz mesajının okunduğu gün, “Cumhurbaşkanımızın İzleme Heyeti’nden habersiz olması imkansız. Hükümete yönelik eleştirileri Cumhurbaşkanımızı da hükümetimizi de yıpratabilir. İzleme Heyeti’nin faydalı olduğunu düşünüyoruz” diyerek “İzleme Heyeti’ni gazetelerden öğrendim. Doğru bulmuyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı eleştiren Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında ilk kez Çankaya Köşkü’nde düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından konuştu.

 

Arınç’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Cumartesi ve Pazar yaptığınız açıklamalar sonrasında bir tartışma başladı. Hükümet sözcüsü olarak mı yaptınız, Davutoğlu’yla istişare ederek mi yaptınız, kişisel görüşünüz müydü? Melih Gökçek’in istifa çağrısı.

“Bu terbiyesizce bir açıklamadır. Benim görevden alınmamı isteyecek kadar haysiyetli bir insan değildir. Benim bir sevdam var, o sevda koltuk sevdası değil, makam mevki sevdası değil. Allah kısmet ederse seçimlerden sonra bu görevde olmayacağım. Beni görevden almak için birilerine çağrıda bulunmak hakkı ve haddi değil. Gökçek’le ilgili 8 Haziranda açıklama yapacağım. Şimdilik hükümetimi zor durumda bırakmak istiyorum. Biz gözü açık adamız. biz ateş çemberinden geliyoruz. Gökçek bir yerlere yaranmak istiyor, oğlunun milletvekili olmasını garantilemek istiyor.”

bulent_arinc_8274

Cumartesi günü barış kenti Kudüs’le ilgili bir toplantıdan sonra, Pazar günü de Yeni Dünya Vakfı’nda konferanstan sonra konuşmalar yaptım. Burada bir kısım basın Sayın Cumhurbaşkanımızla hükümetimiz arasında veya bendenizle Sayın Cumhurbaşkanımız arasında çekişme, ihtilaf, karşı karşıya gelme durumu gösteren yazılar ve haberler yaptılar.

Arınç intikam alıyor gibi çok basit, çok sığ şeyler konuşuluyor. Ülke ve millet meselelerine duygularımı karıştırmam. Yeni bir siyasetçi değilim. Tecrübelerimle, gönlümden kalbimden geçenleri birleştirerek bir şeyler söylersem elbette tartışılır. Kötü niyetli bir tartışma olması için sözlerimi ya anlamama ya da yanlış anlamadan kaynaklandığını söyleyebilirim.

Biz Cumhurbaşkanımızla duygusal polemiğe girecek bir tıynette değiliz. Rahat yataklarımızda dinlenerek bugünlere gelmiş değiliz.

Cezaevlerinden, DGM’lerden, siyasi yasaklardan, cuntacılıklardan süzüle süzüle gelmiş insanlarız. Sayın Cumhurbaşkanımızla olan hukukumuz kardeşlik hukuku, dava hukukudur. Sayın Cumhurbaşkanı çile insanıdır, örnek bir aile reisidir, milletini candan seven, halkımızın kahramanıdır.

İki gün üstüste yaptığım konuşmaları analiz ederseniz en ufak bir saygısızlık, polemik göremezsiniz. Ben hükümetin üyesiyim, elbette savunurum. Eksik bilgileri tamamlamak da benim görevim olur. O günkü yaptığım konuşmaların samimi olarak karşılandığını ve diyalog kanallarını daha çok açılması gerektiğini düşünerek bugün geldiğimiz noktayı faydalı görüyorum.

O benim sözlerimi asla yanlış anlamaz, ben de onu küçültücü konuşmalar yapmam. Eğer yeterli bilgi verememişsek kusuru kendimizde ararız. Benim adım Bülent Arınç, söylediğim sözler ortadadır. Ben cam gibi adamım. Kimsenin adamı değilim, kimsenin çantasını taşımadım. Hiçbir akçeli ilişkide benim adım geçmez. Başkaları için arayabilirsiniz, ama benim için arayabilirsiniz. 8 Haziran’da sokağa çıktığım zaman bu adam dürüst bir adamdı, vicdanlı bir adamdı diyecekler. Başkaları için temin edemem.

Bütün şerefimle temin ediyorum, cumartesi ve Pazar yaptığım konuşmalarda değil ki içeriğini konuşmuş olayım. Perşembe ve Cuma akşamları bir araya geldik. Bursa’yla ilgili bilgime müracat etti. İkincisinde partimize gelmesi arzu edilen bir kişiyle konuşmam olmuştur. Sonuçlarını arz etmek için gittim. Bunun dışında Sayın Cumhurbaşkanım böyle konuştu, böyle diyeceğim gibi bir şey yok. Sayın Başbakanımız masumdur. Bu suç değil ki masum olsun. O görüşmelerin içeriği yanlış yansıtılmış olabilir.

Benim adım Bülent Arınç, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsüyüm. Bak bu benim kişisel düşüncemdir ha, şimdi sıra Hükümet Sözcülüğüne geldi. Ben 40 yıldır mikrofondan kaçmadım. Bu konularda görüşmemiştim ama sorulduğu zaman da düşüncelerimi ifade ettim.

Değerli arkadaşlar, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek sonunda biz seni istemiyoruz, istifa et demiş.

Bu terbiyesizce bir açıklamaır. Evet içeride bazı arkadaşlarıma buna nasıl cevap vermem gerektiği konusunda Gökçek kim, siz kimsiniz diyenler oldu.

Hiçbir şey söylemeden de geçmemek lazım. Benim görevden alınmamı isteyecek kadar haysiyetli bir insan değildir. Bu görevden bugüne kadar da zamkla yapışmış koltukta değilim. O bunu çok iyi bilir. Benim bir sevdam var, koltuk sevdası değil, çıkar sevdası değil, para sevdası değil, adam kandırma değil, birileri gibi. Allah kısmet ederse seçimlerden sonra bu görevde olmayacağım, şerefimle yaşayacağım, emekli maaşımla yaşayacağım. Buna herkes emin olsun. Beni istifaya çağırmak senin hakkın değil, haddin değil. Benim Gökçek’e değil ama değerli eşi Nevin Hanım’a derin bir saygım var. Belki de eşinin başarılarında en çok katkısı olan hanımefendidir.

İkincisi yeni bir tartışma konusu ortaya atarak seçimlerden önce kafaları zihinleri karıştırmak istemem. Gökçek’le ilgili 100 konuyu 8 Haziran’dan sonra konuşurum. Ben bu cumartesi ve Pazar konuşmalarından sonra benim aleyhimde yazı yazacak, konuşacak herkesi biliyorum. Bunların çetelesi elimizde var. Arzu ederseniz size bunu gizli bir mektupla veririm. Biz kimin nerede havlayacağını çok iyi biliriz. Biz gözü açık adamız, siyaseti de biliriz.

Ahmet Hakan denen kişi bir yazı yazmış, ailemle ilgili delil olarak sunuyor. Ahmet Hakan’la Kanal 7’den beri kader arkadaşlığım var. Şu anda geldiği noktadan memnun olmasam da, karşı karşıya gelmek istemesem de Ahmet Hakan Melih Gökçek’ten çok daha haysiyetlidir.

Melih Gökçek, seçim dönemlerinde bu yapının kucağında oturmuştur. 30 Mart seçimlerine kadar sesi çıkmamıştır. Birilerine yaranmak için şimdi mücadele ediyor gibi görünmektedir.

2009 ve 2014 seçimlerinde Sayın Gökçek’in adaylığına itiraz ettim. O zamanın Sayın Başbakanına söyledim, artık yeter, yapabileceği bir şey yok dedim.

Bülent Arınç, 21 Mart’ta yaptığı eleştirilerini pazar günü de sürdürerek kendisine mikrofon uzatan gazetecilere “Kimse unutmasın, bu ülkenin bir hükümeti” var demişti.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, hükümet Erdoğan gerilimiyle ilgili şimdilik sessizliğini koruyor. AKP’den Arınç’a yönelik en sert eleştiri Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’ten gelmiş, Gökçek, Arınç’ın çıkışının arkasında Erdoğan ve hükümet kanadının “paralel yapı” olarak nitelediği Fethullah Gülen cemaati olduğunu iddia etmişti. Gökçek, Arınç’ı istifaya çağırmış, istifa etmemesi halinde Arınç’ın Davutoğlu tarafından görevden alınması gerektiğini savunmuştu.

Bülent Arınç Konuşmasından ilgili bir bölüm için

T24 – Presshaber.com

10,053BeğenenlerBeğen
244TakipçilerTakip Et
1,038TakipçilerTakip Et

Listeler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler haberler

Eagles’ın Hotel California’sı ve hikayesi

Müzik grubu Eagles'ın 1970'lerde doğan bir rock grubu olması, bugün bile dinlemekten...

Ahmet Kaya albümlerinde gizli kalmış 12 şair

Müzik tarihinde eşine az rastlanır bir üretkenliğe sahip olan Ahmet Kaya’nın...

Trabzonda Gezilecek Tarihi Yerler

1. SÜMELA MANASTIRI Trabzon’un Maçka ilçesinde yer alan Sümela Manastırı’nın tam...

Bir aşçıdan ‘herşey dahil’ otellerle ilgili 13 hayati bilgi

Her şey dahil tatillerin bu kadar “ucuz” olmasının pek çok nedeni...

Tartışı-Yorum

Robert Fisk: Türkiye iş pişirdiği IŞİD hilafetinin saldırılarıyla karşı karşıya

Ortadoğu uzmanı Robert Fisk'in Independent'ta yayınlanan makalesinde, Türkiye "Petrol kaçakçılarının ürünlerini IŞİD denetimindeki bölgelerden getirmesine izin verdiğini" belirterek, "Türkiye iş pişirdiği IŞİD 'hilafetinin' Ankara ve İstanbul’a yönelik saldırıları ile karşı...

Murat Sevinç’ten Yılmaz Özdil’in “şarjör” benzetmesine dair bir yazı

Murat Sevinç'ten Yılmaz Özdil'in "kalaşnikof'a sürülen şarjör" benzetmesine göndermeli bir yazı kaleme aldı: "Kürtler mevzubahis olduğunda, gerisi teferruat ve utanç…" Sözcü yazarı Yılmaz Özdil'in HDP'ye verilecek oyları "kalaşnikof'a sürülen şarjör"e...

Ahlâksız modernite – Hamdi Şekeroğlu yazdı

“Her yeni güne acı haberlerle uyanan, gazete manşetleri kan kırmızısı ile tektipleştirilen, acı, terör, tecavüz ve cana kıyma sıradan eşik-altı haberler olarak adledilen daha da kötüsü bütün bu olup...