izmir escort
Ana SayfaKültür SanatEdebiyatCaz sanatçısı 48 kadının...

Caz sanatçısı 48 kadının kişisel öyküleri kadına yönelik şiddet için bir kitapta toplandı

Dünyaca ünlü 48 caz sanatçısı kadın, kadına yönelik şiddete ve cinsel ayrımcılığa karşı kişisel öykülerini Giving Birth to Sound – Women in Creative Sound adlı bir kitapta topladı.

 

İnsanlığın en temel sorunlarından biri olan kadına yönelik şiddet, ayrımcılık, cinsiyet eşitsizliğini ortaya çıkarmak ve kendi kişisel hikayelerini paylaşmak için dünyaca ünlü 48 caz sanatçısı Giving Birth to Sound – Women in Creative Sound adlı kitapta bir araya geldi. Renate Da Rin ile müzisyen, besteci, düşünür ve sosyal aktivist William Parker‘ın editörlüğünü üstlendiği kitapta dünyanın birçok yerinden sanatçılar bulunurken, Türkiye’den de caz piyanisti Ayşe Tütüncü‘ye yer verilmiş. Dünyanın birçok yerinde satışa sunulan kitap, henüz Türkiye’de bulunmuyor.

 

Tüm toplumları ilgilendiren bu soruna yönelik bizde olduğu gibi dünyanın her yerinde insanlar farklı şekillerde ve yöntemlerle dikkat çekmeye çalışıyor. Geçtiğimiz aylarda, içinde caz piyanisti Ayşe Tütüncü`nün de yer aldığı özel bir kitap yayınlandı. `Ses`in, müziğin doğumunu ve yaratıcılığı kadın müzisyenler özelinde ele alan kitap dünyanın en parlak ve yaratıcı kadın müzisyenlerinden bir bölümünün kendi hikayelerini ve müzik yaratımıyla ilgili süreçlerini anlattığı bölümlerden oluşuyor.

Giving Birth to Sound - Women in Creative Sound authors

 

“Her-story”

İtalyan ve Alman kökenli gazeteci, editör ve yayıncı Renate Da Rin ile müzisyen, besteci, düşünür ve sosyal aktivist William Parker`ın ortak çalışması olarak Amerika`nın dört bir köşesinden, Avrupa`dan, Asya`dan, Uzakdoğu`dan dünyanın her yanından 48 kadın müzisyenin yer aldığı “Giving Birth to Sound – Women in Creative Sound” isimli özel konsept-kitabın önsözünü yetmiş üç yaşındaki efsanevi caz organisti Amina Claudine Myers kaleme almış. İki editör tarafından yazılan önsöz bir tür manifesto olarak dünyanın geçmişden bugüne ırkçılık, ayrımcılık, nefret, açgözlülük ve cinsel ayrıma dayalı bir dünyada yaşadığımızı belirten Renate Da Rin ve William Parker dünyanın hikayesinin erkek gözünden anlatılmasının yanlışlığına dikkat çekiyor. Kitabın, bu kez kadınların kendi hikayelerini anlatmasına yönelik olmasını bir anlamda kitapta yer alan isimlerin öncüleri olan Bessie Smith, Billie Holiday, Mary Lou Williams, Nina simone, Melba Liston, Toshiko Akiyoshi, Terry Pollard, Nadia Boulanger, Carla Bley gibi öncü nitelikli isimlerin ayak izlerini takip ettiklerini belirtiyor.

 

İçlerinde Jay Clayton, Marilyn Crispell, Claudine François, Terry Jenoure, Marilyn Mazur, Jessica Williams, Lisa Sokolov, Amy Fraser, Pamela Z ve Ayşe Tütüncü gibi hepsi birbirinden ünlü müzisyenlere kitapta yer veren editörler bu önemli müzisyenleri kitaba davet etmelerinin temel nedenini ise bu isimlerin kendi hikayelerini ve hayatlarını adadıkları müziklerini yaratmadaki süreçlerini anlatması ve paylaşması olmuş.

Giving Birth to Sound - Women in Creative Sound

 

Katılan tüm müzisyenler farklı başlıklar altında kendi hikayelerine odaklanıyorlar. Örneğin, İngiliz trompetçi Yazz Ahmed kendi yazısına “Barışı Getirmenin Bir Yolu” ismini verirken genç müzisyen Amy Fraser ise “Hayatımın Nedenleri” başlığı altında anlatmış, caz piyanisti ve şarkıcı Lisa Sokolov ise “Ruhun Dili” olarak tanımlamış.

 

Editörler, müzisyenlere, yazacakları metinle ilgili temel yönlendirmeleri içeren ortak sorular yöneltmiş. Nerede ve ne zaman doğduklarından, anne-babalarıyla ilişkilerine, ilk etkilenimlerinden, müziğin hayatlarındaki yerini ilk olarak ne zaman ve nasıl keşfettiklerine, müziğin ilişkilerini nasıl etkilediğinden sanatçı olmak için bedel ödeyip ödemediklerine kadar yirmiye yakın soru yazılan tüm yazıların ortak çıkış noktalarını oluşturuyor ve her yazının kendi hikayesini okurken aynı sorulara farklı kişiliklerin verdikleri cevapların oluşturduğu birbirinden çok farklı hikayelere tanık oluyorsunuz.

Ayşe Tütüncü: “So Unknown, so familiar”

Caz piyanisti Ayşe Tütüncü kitapta Türkiye`den yer alan tek müzisyen. Yazısına, müziğe küçük yaşlardan itibaren nasıl başladığını, annesi ve ailesiyle ilişkisini, klasik müziğin, Bach, Bartok, Chopin, Brahms Debussy gibi isimlerin hayatına nasıl etkilediklerini anlatarak başlıyor.

 

Bu konuda benzeri bir başka çalışma yapılmış mıdır bilmiyoruz ama “Giving Birth to Sound” oldukça dikkat çeken, başarılı ve özel bir kitap. Editörler, Renate Da Rin ve William Parker okura onları okuyun ve müziklerini dinleyin bu sayede hayat denilen gizeme biraz daha yakından tanık olacaksınız diyor.

 

Kadınları görünür kılmak adına hazırladığımız bu listelere de bakabilirsiniz:

Felsefe tarihinde ‘erkekliğin’ gölgesinde kalmış 19 kadın filozof
Ataerkil bir toplumda 4 maddeyle kadınların giyimine göre takılan isimler
Erkekler için 7 maddelik “eril düzene katılmama” rehberi
Dildeki cinsiyetçilikten kurtulmak için 14 maddelik imtihan
Hannah Price ve ‘tacizcileri taciz etme aracı’ olarak fotoğrafçılık
Erkeğin dünyasında zincirlerini kırmış 20 kadına adanmış 20 film
Tarihteki 15 mucit kadın
Uğruna şiirler yazılan değil, şiir yazan 11 ‘kadın’ şair

 

Kitapta yer alan yazarlar ve yazıları ise şöyle

Giving Birth to Sound - Women in Creative Sound kitabında yer alan yazarlar

(Cazkolik.com)

Listeler Antalya Escort

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler haberler

20 maddede Kaypakkaya Kemalizm’i niye eleştirdi?

1949 yılında Çorum’da dünyaya gelen Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist (TKP/ML) kurucusu...

10 yaşına basan Twitter’da tarihi 10 paylaşım

21 Mart’ta 10 yaşına basan sosyal paylaşım sitesi Twitter, bugün en çok...

Sosyal medyada günün konusu TRT: #trthabering

TRT Haber'in resmi Twitter hesabından paylaşılan zam haberi, günün sosyal medya...

Kendi dönemlerinde listeleri alt-üst edenler!

Yaşadıkları dönemde, sergiledikleri performanslarla listeleri alt üst edip efsaneleşen sanatçıları bilmek...

Tartışı-Yorum

Ortadoğu`nun Panaroma Denemesi – Tartışı-Yorum

Tartışı-Yorum / Yakup EmrahŞüphesiz ki zulmün egemen olması ile birlikte birçok kavram, gücü ellerinde bulunduran totaliter sistemlerin kendi fikriyatlarını muhafaza etmek adına ürettikleri büyülü sözlerdir. Örneğin İnsan Hakları Bildirgesi olarak dünya hukukun temel öğretisi olan Magna Carta aslında birkaç şövalye çetesinin korunması adına yapılan bir metinden başkası...

Unutmayın, Affetmeyin, Delirin!

Sizlere bir ruh sağlığı uzmanı olarak, görüntüleri izlemeyin, izlettirmeyin demeyeceğim. Sizlere bu anın, bu dehşetin görüntülerini izlettirmek insanları travmatize eder, güvensiz hissettirir, katliamı yapanlara hizmet eder de demeyeceğim. İsrail’den, ABD’den, AB’nin ‘gelişmiş’ ülkelerinden meslektaşlarımın ‘büyük katliamlar sonrası toplum ruh sağlığını korumak’ için yazdıkları, yayınladıkları ilkelerin, kuralların hiç...

Hani biz de imza atmıştık ya, şu müstemleke aydınları!

Tanımlar, Sınırlar, Ötekiler Dün telefon açtım ona, yengeyle çocuklar güvende mi diye sordum, malum, lojmanlar yakın… İyiler dedi. N’olur dikkat edin kendinize dedim. Kendisi Sur’da, malum mesele, hani biz de imza atmıştık ya, şu müstemleke aydınları… Ahh hocam dedi, Ahh komutanım dedim… Dün akşam, patlamadan sonra babam şöyle bana...