‘Evren’ algımız yanlış olabilir

Planck Teleskobu’ndan gelen son verilere göre evrenin bugüne kadar iddia edildiği gibi ‘düz’ değil ‘kapalı’ bir şekle sahip olabileceği şeklinde yorumlandı.

Bilim insanlarının düşündüğünün aksine evrenin düz olmayabileceği öne sürülüyor. Yeni verilere göre evren şimdiye kadar kabul edilenden farklı bir şekle sahip olabilir. Evrenin şeklinin, büyüklüğünün ve geçmişinin okunmasını amaçlayan Planck Teleskobu’ndan gelen veriler, bugüne kadar yanlış yorumladığımız noktaların olabileceğini öne sürüyor.

Yeni yayınlanan bir makalede araştırmacılar, Planck Teleskobu’ndan gelen son verilerin, ‘standart evren anlayışımız altında beklenenden farklı sonuçlar verdiğini’ belirtiyor. Bu sonuçlar, evrenin ‘kapalı’ olduğu gerçeğiyle açıklanabiliyor. Söz konusu makalede bilim insanları, evrenin farklı gözlenen özelliklerinin, karşılıklı olarak tutarsız göründüğü kozmolojik krizi maskelediğini belirtiyorlar. Elde edilen bu veriler, genel bir kanıya varmak için henüz yeterli değil ve hâlâ çok fazla veriye ihtiyacımız var ancak bu yeni veriler, henüz keşfedilmemiş olan yeni fizik kurallarının var olabileceğini bize gösteriyor olabilir. Evrenin şekli ve nasıl bir geometriye sahip olduğu gibi konular bu verilerle farklı yorumlanabilir.

Bilim insanları, uzun zamandır evrenin ‘düz’ olduğunu düşünüyor ancak söz konusu makale, bu görüşün yanlış olabileceğini ve evrenin düz olmadığını, kapalı bir düzene sahip olduğunu öne sürüyor. Makalenin yazarları, kapalı bir evrenin içinde olduğumuz düşüncesi doğru ise modern kozmoloji için yeni bir problem ortaya çıktığını belirtiyor. (Kaynak: Webtekno)

BİLİM

Evrimin kayıp halkası bulundu: Dik yürüyen orangutan

[2s 34d] Yaklaşık 11.6 milyon yıl önce yaşayan ve ‘Danuvius guggenmosi’ adı verilen bir insansının, iki ayaklıların özelliklerini taşıdığı keşfedildi. Türde insan gibi uzun ve düz bacaklar, maymun gibi uzun kollar var ve dik durabiliyor.

Laboratuvar ürünü mini beyinler insanlık için tehdit mi?

[1g 10s 44d] Henüz ergenlik çağındayken, sık sık dünyanın dev bir bilgisayar ağı tarafından ele geçirildiğine dair korkunç rüyalar görürdüm. Bugün hâlâ o endişem sürüyor ve bu kısmen gerçekleşti bile. Diğer yandan, artık biyolojik bir süper beynin kontrolü ele geçirmesi ihtimali zihnimde çok daha büyük yer kaplıyor. Ya böyle bir yeni zihin biçimi, kendi güvenliğini sağlama almak adına var oluşları hakkında bizleri, yani insan türünü karanlıkta tutmaya karar verirse?

‘Patlama’yı Büyük Patlama zeminine oturtmak

Fizikçiler, evrenin birinci saniyesinin ilk anlarında Büyük Patlama’nın başlama vuruşunu yapan hayati öneme sahip “Yeniden Isıtma” aşamasını laboratuvar ortamında yeniden canlandırdılar. Profesör David Kaiser, “Enflasyon sonrası Yeniden Isıtma dönemi, Büyük Patlama’nın koşullarını belirledi ve bir anlamda patlamayı, Büyük Patlama zeminine yerleştirdi. Bu, cehennemden kopup gelen ve maddenin basit olmak hariç her şekilde davrandığı bir geçiş dönemiydi,” diyor.

İlk kez karanlık madde içermeyen galaksiler keşfedildi

Yeni araştırmanın galaksilerin oluşumu tartışmalarında çarpıcı etkileri olabilir. Son birkaç yıldır, astronomi topluluğunda bu konuyla ilgili sürmekte olan bir tartışma mevcuttu. 2018’de Van Dokkum ve ekibi, büyük oranda karanlık madde eksikliği yaşıyor gibi görünen ve ‘DF2’ adı verilen hayalet bir galaksiye rastladı.

Narsistler neden daha ‘mutlu’?

İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, ‘kendileriyle ilgili gerçekçi olmayan bir üstünlük bakışına sahip olan’ narsistler, sosyal hayatta daha başarılı. Stresle daha iyi başedebilen narsistler, reddedilmenin ve hayal kırıklığının daha kolay üstesinden geliyor.

‘Eşitsizlik’ artık insanların DNA’sına dek uzanıyor

‘Meritokrasinin Yükselişi’ adlı kitabın yazarı Michael Young, gelecekle ilgili güçlü önsezilere sahip olabilir. İngiltere’deki zengin ve yoksul bölgeler yalnızca gelir ya da kamu hizmetlerine erişim kapsamında bölünmedi. Farklılıklar şimdi orada yaşayan insanların DNA’sına dek uzanıyor. Kimi açılardan, bu yeni eşitsizlik durumu eskisinden daha derinlere iniyor.

Çok büyük rakamları çarpmak için yeni bir yol keşfedildi

Avrupalı iki matematikçi, yaklaşık elli yıldır çözülemeyen bir matematik algoritmasını çözerek çok büyük sayıların çarpımıyla ilgili eski bir sorunu ortadan kaldırmış olabilirler. Matematik dünyasında bir heyecan dalgasına yol açan çalışma, ispatlanması amacıyla gözden geçiriliyor.