Ana SayfaKültür SanatMüzikGrup Gündoğarken’in ‘Nereden Nereye’...

Grup Gündoğarken’in ‘Nereden Nereye’ şarkısına sansür

[ad_1]

Grup Gündoğarken’in “Nereden Nereye” adlı şarkısı YouTube’un Türkçe şarkıların kliplerini izleyicilerle buluşturan kanalı netd tarafından yayımlanmadı. Gündoğarken’in kurucusu Burhan Şeşen, bu karara tepki göstererek, “En çok üzüldüğüm hikâye kendi kendine sansür uygulamak. ‘Ya bir şey derlerse’ diye düşünüyorlar. O zaman nasıl üretim yapılacak? Bu bize yapılıyorsa, alternatif, muhalif bir şey yapmak isteyenler sesini nasıl duyuracaklar?” dedi.

Sözcü’den Sercan Meriç’in haberine göre, Gündoğarken, iki yıldır sürdürdüğü politik gösterisinde jenerik şarkısı olarak “Nereden Nereye”i seslendiriyordu. Grup, bu şarkıya bir klip çekti. Gökhan Şeşen, Burhan Şeşen ve Enver Aysever’in sözlerini kaleme aldığı şarkının klibinde efsane aktörler Levent Kırca, Ferhan Şensoy, Adile Naşit, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Tarık Akan, Kemal Sunal, sanat güneşi Zeki Müren, siyaset dünyasından Süleyman Demirel, Turgut Özal, Tansu Çiller, Necmettin Erbakan, duayen gazeteci Uğur Mumcu gibi isimler görülüyor.

Gündoğarken, bu şarkısında “Nereden nereye geldik biz / Nereden nereye gidiyoruz” diye soruyor. Politik bir mesaj taşıyan şarkı, geçmiş günlere atıfta bulunurken, bugün yaşanılanlara da tepki gösteriyor. İşte, bu şarkı, anlaşmalı müzik yapım firmalarından çıkan şarkıların kliplerinin yayımlandığı ve YouTube’daki en büyük Türkçe klip kanalı netd tarafından yayımlanmadı. Gündoğarken’in kurucusu Burhan Şeşen, bu sansüre tepki gösterdi.

‘Klipte hakaret yok’

Şeşen, şunları söyledi:

“Şarkıda ülkenin nereden nereye geldiğini anlatıyoruz. İnsanı gülümseten bir klip olmasına çabaladık. Kutuplaşmadan hepimiz daraldık. Klipte Necmettin Erbakan, Tansu Çiller gibi isimler var. Eğlenceli bir klip oldu. Hakaret yok, iktidarla ilgili hiçbir görsel yok. Tamamen 80’li yıllardan bu yana geldiği durumu gösterdik. İnsanların kaybettikleri değerlere yer verdik. Zaten bizde öyle sert söylemler yok. Anlatmak istediğimizi dolaylı anlatmak istiyoruz.

‘En çok üzüldüğüm hikâye…’

netd, bu klibi yayımlamadı. En çok üzüldüğüm hikaye kendi kendine sansür uygulamak. ‘Ya bir şey derlerse’ diye düşünüyorlar. O zaman nasıl üretim yapılacak? Kaldı ki bu kanal sosyal medyada… Herhangi bir TV’de gösterilmiyor. Bu bize yapılıyorsa, alternatif, muhalif bir şey yapmak isteyenler sesini nasıl duyuracaklar?”

Gündoğarken, netd’nin bu klibi yayınlamaması üzerine kendi kanallarından izleyicilerin beğenisine sundu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[ad_2]

Listeler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler haberler

Çare sosyalizm diyen en zengin yoldaşımız Bill Gates’e Twitter’dan yorumlar

Microsoft'un kurucusu Bill Gates'in çare sosyalizm açıklamasından sonra, Twitter'dan da birçok...

10 madde ile internetin devi Google ve bilinmeyenleri

Teknoloji ve internet devi Google'ı biraz daha yakından tanımaya ne dersiniz?...

Türkiye sinemasından en iyi 10 yerli sanat filmi

Sanat filmleri bir çok insan için sürükleyicilikten uzak, sıkıcı ve zaman...

10 maddede muzun saymakla bitmeyen faydaları

Muz deyip geçmeyin, muza sıradan bir meyve gözüyle bakmayın. Muzun faydaları...

Tartışı-Yorum

Ölümü öldürmek, sonsuz bir umudun baharıdır…

“Evîn Biharek e…”* - Arjen Arî Bir acılar sarmalıdır sancı, zamanın derinliklerinde gezinen ve hayatın kıyılarına vurur hafızalarının unutulmayacak sesleri. “Lal bû zimanê xwezayê, Girî herikî, jan bû banî” (“Dilsizdi doğanın dili, gözyaşı aktı, acı köprü oldu…”) dizeleri ile anlatıyor şair Semra Çelebî, ‘Birîn’ adlı şiir kitabında, gerçeğin...

Ahlâksız modernite – Hamdi Şekeroğlu yazdı

“Her yeni güne acı haberlerle uyanan, gazete manşetleri kan kırmızısı ile tektipleştirilen, acı, terör, tecavüz ve cana kıyma sıradan eşik-altı haberler olarak adledilen daha da kötüsü bütün bu olup bitenleri hazmedip “düşünce fakiri” olmayı seçen kitlelerle dolu olan Türkiye’de yazacak bir bu mu kaldı kardeşim?” diyebilirsiniz. Dünya tarihinde...

Müslümanı şeytanlaştıran Kürt sorunu!

Her şey apaçık ortadayken, gerçekleri anlatmanın bu kadar zor olması nasıl bir sancıdır? Hâlbuki bir tokat yese en fazla ikincisinde kendisi de karşıdakine elini kaldırıp vuracak ve bunu da meşru görebilecek insanlara; “oluk oluk kanı akıtılan” bir halkın mücadelesinin meşruiyetini anlatmaya çabalıyoruz.Belki de cehenneme dönüştürülen Cizre, Sur,...