HDP Muş Milletvekili Şevin Coşkun, Uluslararası Anadil Günü kapsamında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın cevaplaması üzerine Türkiye’de tehlike altında bulunan 18 dil için soru önergesi sundu.
Türkiye’de eşitlik ilkesine aykırılığın en çok görüldüğü alanlardan birinin de anadilde eğitim, sağlık hizmeti ve yayın olduğunu ifade eden Coşkun, soru önergesinde, “2016 yılında ilan edilen OHAL ile birlikte; günlük Kürtçe yayımlanan tek gazete olan Azadiya Welat, Kürtçe yayın yapan Zarok TV ile Kürtçe program yayınlayan Jiyan TV, Azadi TV, Van Tv, İMC TV, TV10 TV kanalları, Kürtçe haber yayınlayan JINHA, DİHA gibi ajanslar kapatılmıştır. İstanbul Kürt Enstitüsü, Kürt Dili ve Kültürü üzerine araştırma yapan KURDÎ- DER Kürtçe anadilinde eğitim veren okullar, akademiler ve dernekler kapatılmıştır” hatırlatmasında bulundu.
Tehlike altında olan dil ve lehçelerin korunması için yürütülen çalışmaların ve mevcut durumun sorulduğu soru önergesinde şu ifadelere yer verildi:
“Birleşmiş Milletler, “Bir dili yok olmaktan koruyabilmek için yapılabilecek en önemli şey insanların o dili konuşabilmesi ve çocuklarına öğretebilmesi için uygun koşulları yaratmaktır.” diye belirtiyor. Ayrıca kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından, 1999 yılında 21 Şubat tarihini, “Uluslararası Anadil Günü” ilan etmiş ve ilk kez dünyada 2000 yılında, “Dünya Anadili Günü” olarak kutlanmaya başlamıştır.
UNESCO “Tehlike Altındaki Diller Atlası” verilerine göre; dünyada konuşulan 6 bin dilden 2 bin 474’ü yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. BM verilerine göre dünyada her 15 günde bir dil, içinde geliştiği entelektüel ve kültürel ortamla birlikte yok olmaktadır. UNESCO’ya göre, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ı konuştukları veya anladıkları bir dilde eğitime erişememektedir. Bu çalışmaya göre Türkiye’de de 18 anadil ve lehçe yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu 18 dilin korunması ve yok olmalarının önüne geçilmesi için hala gerekli anayasal düzenlemeler yapılmamış ve anadili hakkı önündeki engeller kaldırılmamıştır, aksine özellikle Kürtçe dilinde yapılan faaliyetlere yönelik baskı ve yasaklar artarak devam etmektedir.
Türkiye’de eşitlik ilkesine aykırılığın en çok görüldüğü alanlardan biri de anadilde; eğitim, sağlık hizmeti ve yayındır. 2016 yılında ilan edilen OHAL ile birlikte; günlük Kürtçe yayımlanan tek gazete olan Azadiya Welat, Kürtçe yayın yapan Zarok TV ile Kürtçe program yayınlayan Jiyan TV, Azadi TV, Van Tv, İMC TV, TV10 TV kanalları, Kürtçe haber yayınlayan JINHA, DİHA gibi ajanslar kapatılmıştır. İstanbul Kürt Enstitüsü, Kürt Dili ve Kültürü üzerine araştırma yapan KURDÎ- DER (Komeleya Lêkolîn û Pêşvexistina Zimanê Kurdî), Kürtçe anadilinde eğitim veren okullar, akademiler ve dernekler kapatılmıştır. 2016 yılında belediyelere atanan Kayyımlar, Kürtçe hizmet veren kreşleri kapatmış, Kürtçe oyunlar sahneleyen şehir tiyatrolarının sözleşmeleri feshetmiş ve çok sayıda Kürtçe kurum, park, sokak ve cadde isimleri Türkçe isimlerle değiştirmiştir. En son 28 Ocak 2022’de ise Kürtçe yayın yapan Xwebûn gazetesinin internet sitesine, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun 490.05.01.2022-93453 sayılı kararıyla erişim engeli getirildi.
21 Şubat Dünya Anadil Günü’nde de Türkiye’de milyonlarca kişinin hala anadilinde eğitim görmediği bilinmektedir. Dilbilimi ve eğitim bilimleri açısından bu durumdan, en çok etkilenen kesimlerden biri de şüphesiz çocuklardır. Anadile yönelik bu durum hak ihlallerine neden olmakla birlikte dilin de yok olmasına zemin oluşturmaktadır. Ayrıca Mardin Artuklu Üniversitesi, Dicle Üniversitesi, Bingöl Üniversitesi ile Muş Alparslan Üniversitesi’nin Kürtçe/Zazaca (Dimilkî) Dili ve Edebiyatı bölümlerinden binlerce öğrenci mezun olmaktadır. Kürt Dili ve Edebiyatı bölümünü bitiren yaklaşık bin 500 öğretmen atama bekliyor. Ancak Kürtçe öğretmen atamalarına bakıldığında 2018’de 3 atamanın yapıldığı, 2019’da hiç atamanın yapılmadığı, 2020’de ise 1 atama yapılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Mayıs 2021’de yapılan 20 öğretmen ataması arasında sadece 3 Kürtçe öğretmen ataması yapılmış ve bu atamayla birlikte ataması yapılan Kürtçe öğretmeni sayısı 79 olmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tutanaklarında hala Kürtçe, ‘’bilinmeyen dil, anlaşılmayan dil ve x dili’’ şeklinde yazılmaktadır.
Anadilde eğitim hakkı Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası birçok sözleşme ve protokol ile güvence altına alınmıştır. Bu sözleşme ve protokoller gereği eğitimde fırsat eşitliği kapsamında anadilde eğitim hakkının sağlanması devletin sorumluluğundadır. BM’ye taraf olan Türkiye’nin de anadillerin korunması ve gelişmesi amacıyla yükümlülüklerini bulunmaktadır. Bu bağlamda Türkiye’de konuşulan ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan tüm dillerin Anayasal güvence altına alınması, kamusal alanda kullanımına olanak sağlanması önünde somut adımların ve gerekli diğer tüm düzenlemelerin yapılması amacıyla bir araştırma komisyonu kurulmasını arz ederim.