IŞİD’in harap ettiği Kobane’nin yeniden inşası için inşaat işçileri kolları sıvadı. Kobane’ye yola çıkan 5 kişilik ekip öncelikle ne yapılabilir diye araştırmalarda bulunacak.
Diken’den Pelin Daş’a konuşan İnşaat İşçileri Sendikası Genel Başkanı Adnan Akyol, Kobane’de IŞİD’e karşı halkın dişini tırnağına takarak mücadele etmesi, sosyal medyaya yansıyan Kobane’nin harabeye dönmüş görüntüleri bizi çok etkiledi. Mikrofonlara güzel konuşmakla hiçbir şeyin düzelmeyeceği, işin fiiliyata dökülmesi için örnek olacak bir şey yaparak Kobane’de çalışma üzerinde fikir birliğine vardık.” dedi. İlk ekip, terör örgütü IŞİD’in saldırılarıyla büyük bölümü kullanılamaz hale gelen kentte birkaç gün kalarak öncelikli olarak neler yapılabileceğini araştıracak.
İnşaat İşçileri Sendikası Genel Başkanı Adnan Akyol yolculuk öncesinde Diken’e konuştuğu röportaj.
Savaş nedeniyle zarar gören bir kente üyeleriyle çalışmaya gitme kararı alan Türkiye’de, belki dünyada da ilk sendikasınız. Alışılmışın dışında bu kararı neden aldınız?
Kobane’de IŞİD’e karşı halkın dişini tırnağına takarak mücadele etmesi, sosyal medyaya yansıyan Kobane’nin harabeye dönmüş görüntüleri bizi çok etkiledi. Yönetim toplantısında bu konuyu uzun uzun tartıştık. Mikrofonlara güzel konuşmakla hiçbir şeyin düzelmeyeceği, işin fiiliyata dökülmesi için örnek olacak bir şey yaparak Kobane’de çalışma üzerinde fikir birliğine vardık.
Bize üye işçilerin yarısı Türk kökenli, işçiler arasında da halkların kardeşliğine köprü kurulmasına katkı sağlamak amacıyla Kobane’ye Türk kökenli işçilerle gidip kentin yeniden inşasında görev alma kararı aldık. Bu kararı da hemen uygulamaya geçirmek için hiç beklemeden çalışmalara başladık.
İşçilerin Türk kökenli olduğunu söylediniz. Olumsuz bir tepki oluşmadı mı Kobane’ye gitmek istemenize?
Türklerin yarısı duyarlı yaklaştı. Görev almak istediler. Şantiyelerde Kürt işçilerle Türk işçiler arasında fark yok. Aynı yerlerde yatıyor, aynı işleri yapıyor, aynı yemeği yiyorlar. Bu eylemimizle Türk ve Kürt işçiler arasındaki kopan bağların da yeniden kurulmasını amaçlamaktayız.
Birçok sendika üye kaybedeceği korkusuyla bu konularda söz söylemekten kaçınıyor. Biz de üye kaybedebiliriz. Bunu göze aldık. Yeni bir sendikayız, ama hızla gelişiyoruz, bu konuda da tavrımız net. Bize üye olan bütün işçilerin enternasyonal sınıf dayanışması fikrini benimsemeleri lazım…
HDP’yle birlikte mi geliştirdiniz bu çalışmayı?
Hayır. Kobane’nin yeniden inşasında görev alma fikri İnşaat-İş Sendikası’nın kendi başına aldığı bir karardır. Tabii Kobane’deki yerel yönetimle diyalog kurulması, koordinasyon sağlaması için HDP’yle iletişime geçtik. Bu konuda kendilerinden destek alıyoruz.
Bugün beş kişi yola çıkıyorsunuz. Ne yapacaksınız orada?
Öncelikli ihtiyaçlar ve bizim neler yapabileceğimiz konusunda Kobane yönetimiyle görüşmelerde bulunacağız. Birkaç gün kentte kalarak planlamalarımızı yapacağız. İstanbul’a döndükten sonra planlara son şeklini verip ona göre çalışmalara başlayacağız.
İlk olarak ne inşaa edeceksiniz Kobane’de?
Onlar söyleyecek, biz de yapmaya çalışacağız. Ancak arkadaşlarımız arasında sağlık ocağı, çeşme yapalım fikrinde olanlar da var. Nihayetinde çalışmamız slogan atmanın ötesine geçip halkların kardeşliği, dünya işçilerinin birliği açısından sembolik bir anlam taşıyor. Bunu ölümsüzleştirmek için kalıcı şeyler yapılacak. Dünya sendikalarına da bu konuda çağrı yaptık. Henüz çağrımıza cevap gelmedi.
Şunu da belirteyim şimdi Kobane için yapıyoruz bunu ama, Filistin ve Afrika’da savaş nedeniyle evleri yıkılan insanların da evlerini gücümüz olsa yapmak isterdik.

Siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Biz dünün ve yarının sendikacılık anlayışını temsil ediyoruz (Gülüyor). Sokak hareketi sendikacılığı yapıyoruz. Sendikal mücadele sırf ekonomik boyuta indirgenemez. Kürt meselesi de, Ortadoğu’daki karışıklıklar da, Türkiye’de işçilerin yaşam koşumlarını etkilemekte… Bunu kimse inkar edemez. Dolayısıyla biz işçilerin örgütlü gücüysek bizi de ilgilendirmekte.
PELİN DAŞ
pelind1992@gmail.com