KargaŞa Pazar Müzikleri’nde bu hafta listemize Güney Amerika’nın uzun ve ince bir ülkesi olan Şili’den devam ediyoruz.
“Bir ülkenin türkülerini yapanlar, yasalarını yapanlardan daha güçlüdür.” diyen büyük usta Victor Jara’dan…
“Stadyumun sessizliğini yırtan bir ses duyuldu… Ses Bravo’yla dalga geçiyordu adeta. Yumuşak, kadife gibi ama bütün stadyumu dolduran bu ses “Biz kazanacağız!” diye haykırıyordu. Bravo gerildi, kızardı, sesin geldiği yere doğru yöneldi. Ancak sesin yönü karıştı. Çünkü bir anda stadyumda toplanmış yüreklerbütün güçleri ile, hatta Victor Jara’nın o güzelim sesini de bastırarak haykırmaya başladılar… “Biz kazanacağız!” Victor Jara, stadyum da sessizliği yırtan bir fırtınanın kendisi oldu…
Cellat elbette böyle bir yenilginin altında kalmak istemedi. Askerler, küçük dağları kendisinin yarattığını sanan Bravo da dahil,Victor Jara’nın etrafını sardılar. Victor Jara şarkısına devam ediyordu, sanki onlar orada yokmuş gibi, sanki bir katliamın ortasında değil de bir özgürlük mitingindeymiş gibi… Askerler saldırdılar. Jara’yı öldüresiye dövdüler. Jara olacakların bilincinde olan her devrimcinin alacağı tutumu aldı. Susmadı. Var gücüyle şarkısını söylemeye devam etti.
Ardından kafasını bir dipçikle ezdiler. Victor Jara ise dünya üzerinde ne kadar darbeci varsa, ne kadar aşağılık katil, sürüngen asalak kapitalist varsa onları korkutan bayıltacak bir şey yaptı; susmadı… Sesi 400 bin kişi ile birleşmiş, tam o sıralarda İtalya’daydı. Inti Illimani yürekten bağlı olduğu Şili halkı için var gücüyle “El pueblo unido jamas sera vencido” (Birleşmiş halk asla yenilmeyecek!) diye haykırıyordu… Jara susmadı… Askerler Victor Jara’nın silahının gitarı olduğunu düşünerek ellerini kırdılar. Bir daha gitara dokunamayacak hale getirdiler, yıllarca gitarın tellerine basa basa parmak uçları nasırlaşmış ellerini… Victor Jara susmadı. Katiller sürüsü anlamıyordu, onların kitabında direnmek yoktu. Ellerini kestiler… Dilini kestiler sonra.
Victor Jara dudaklarında şarkıyla öldü. Onu yanından hiç ayırmadığı refakatçisiyle, gitarıyla birlikte stadyuma getirdiler. Ve şarkı söylemeye başladı. Öbür tutuklular, gardiyanların ateş açma tehdidine rağmen melodiye eşlik etmeye başladılar. Sonra bir subayın emri ile askerler Victor’un ellerini kırdılar. Artık gitar çalmıyordu, ama zayıf bir sesle şarkı söylemeyi sürdürdü. Bir dipçikle kafasını parçaladılar ve diğer tutuklulara ibret olsun diye ellerini kesip tribünlerin önüne astılar.”