[ad_1]
Amerika’nın üst düzey şirket yöneticileri, Mayıs ayında işçiler işlerine geri dönmezse “ekonomik felaketyaşanacağı” konusunda uyarıyorlar. Medyaya verdikleri demeçte, “yaygın karantiların gelecek ayın ortalarından sonra devam etmesi halinde sert bir ulusal konuşma yapmak istediklerini” söylediler.
Bu konuşmanın ücretlerde genel bir artış isteği de içermesi gerekiyor ama muhtemelen CEO’ların konuşmak istediği konu bu değil. Amerika’nın en büyük şirketleri ve CEO’ları, düşük gelirli işçilerin zar zor hayatlarını devam ettirdiklerine dair yeterince kanıt olmasına rağmen, yıllardır düşük ücretle çalışan işçilerden beslendiler. ABD’de şirketler işçilere daha yüksek ücret ödeyemeyecek durumda değiller; keza gerçekten de, Amerika’nın en büyük şirketleri son yıllarda rekor karlılık elde etti ve CEO-işçi ücret oranı 300’de 1’e yükseldi. Çalışan düşük gelirli kesim konut, sağlık, çocuk bakımı gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamazken bu fark çok yüksek.
Basitçe söylemek gerekirse, şirket yöneticileri, işçilerine bakmaktan ziyade kendi keselerini doldurmaya baktı. Bunu da hissedar önceliğinin arkasına saklanarak yaptılar çünkühissedarları zenginleştirmenin en büyük öncelik olduğu fikri kabul görmekte. Asgari ücreti yükseltmek için çaba gösterseler bile, genel olarak ücretlerin yükseltilmesinin, şirketlerini rekabetçi bir dezavantaja sokacağından şikayet ettiler. Piyasayı bile suçladılar: Eğer “piyasa” işçilerin yetersiz ücret alması gerektiğine karar verirse, bunu kim olup da sorgulayacaklar ki?
Herhangi bir yetkin gözlemci söz konusu statükonun sürdürülemez olduğunu görebilirdi. Sonuçta, çalışmanın asıl amacı geçimini sağlamaktır. Eğer işverenler pazarlıkta kendilerine düşen payı yerine getirmezlerse karşılığında işçilerden ne bekleyebilirler? Bazı CEO’lar yakın zamanda bu gerçeğe uyandılar; ya da öyle olduğunu iddia ettiler. Amerikalı CEO’ların birliği olan Business Roundtable, Ağustos ayında 181 CEO tarafından imzalanan deklarosyanla (Statement on the Purpose of a Corporation) işçiler de dahil olmak üzere “şirketlerini tüm hissedarlarının yararına yönetmeye” taahhüt eden bir anlaşma imzaladı. Günler sonra, 34 çokuluslu şirketin koalisyonu olan “Business for Inclusive Growth”, G7 zirvesinde eşitsizlikle mücadele girişimi başlattı.
Fakat şirketler çok yavaş hareket etti; şimdi ise zaman kısa. CEO’ların şikayetleri, çifte çelişkili durumu önlemek için son bir çaba. Birincisi ciddi bir kazanç durgunluğu. Halka açık şirketler bu hafta ilk çeyrek gelirlerini bildirmeye başladı ve rakamlar pek de hoş olmayacak. Wall Street analistleri, S&P 500 Endeksi için 2020 hisse başına kazanç tahminlerini yıl başındaki 175$’dan 142$’a düşürdü. Bu rakamlar iş hayatının kısa sürede normale döneceği varsayımına dayalı. Fakat salgına bağlı kapanmalar daha uzun sürerse, kazançların daha derin bir dalış yapması muhtemel.
İkincisi, ücretlerdeki ani artış. Koronavirüs, işçiler ürünlerini üretmeden ve tüketmeden en müthiş şirketlerin bile sadece boş kabuklar olduğunu herkese gösterdi. Sorun şu: şirketler anlaşmayı iyileştirmedikçe, işçiler işlerine geri dönmeye pek istekli olmayabilirler. Yıllar süren düşük ücretler ve artan ücret eşitsizliğinden sonra, işçilerin patronlarından çok daha az kaybedecekleri şeyleri var. Federal hükümet ve merkez bankası Amerikalıları beslemek ve barındırmak için ne gerekiyorsa harcamak zorunda kalacaklarını kabul etmiş durumdalar. Bu nedenle işçiler güvenilir bir tedavi veya aşı sağlanana kadar devlet yardımını virüsle flört etmeye tercih edebilirler.
Bu, özellikle bu krizin kalbindeki iki sektör için geçerli. Bunlardan biri, seyahat, eğlence ve perakendeyi içeren tüketim sektörü. Bu sektördeki işçiler, tüketiciler evi tekrar terk etmenin güvenli olduğuna karar verdiğinde tartışmasız en fazla risk altında olacaklar. Bu grup çalışanları aynı zamanda en düşük ücret alanlar. Bloomberg Opinion’da bir diğer yazar olan Jenn Zhao, en büyük ABD kamu şirketleri için ortalama çalışan ücretini piyasa değerine göre derliyor. 76 tüketici ürünleri şirketi arasında ortalama 2019’da yaklaşık 33.000 dolardı; bu, mevcut 11 ana sektör içinde en düşük seviye. Ayrıca ABD’nin en ucuz yerlerinde bile dört kişilik bir ailenin geçinmesi için gerçekçi olarak ihtiyaç duyulan miktarın yarısı.
İş dünyası yakında herhangi bir zamanda yeniden başlayacaksa, şirketler ve çalışanlar, virüsle ilgili çok az şey bilindiği için, ilerideki ciddi riskleri yönetmek için birlikte çalışmak zorunda kalacaklar. Ancak işbirliği şirketlerin uzun süredir işçi haklarını ihmali nedeniyle yetersiz olan güveni gerektirir. Gallup’un halkın meslekler arasındaki dürüstlük ve etik standartları algılaması hakkındaki en son anketine göre, katılımcıların sadece yüzde 20’si şirket yöneticilerine “çok yüksek” veya “yüksek” notu verdi.
CEO’lar, ekonomiyle ilgili hiçbir korku iklimini artırmanın her zamanki gibi işleri hızlandıramayacağını anlamalı. Geçen yıl yazdım; şirketler ücretlerini yükseltmezlerse Coronavirüs zoruyla hükümet onları ücretleri yükseltmeye zorlayacak. Covid-19 hızla sona ermezse, CEO’lar ciddi bir kazanç düşüşünden kaçınmak için, işçilere onları yaşatabilecek bir ücret ödemeyi düşünmeliler.
Nir Kaissar /Bloomberg Opinion köşe yazarı, Unison Advisors Varlık Fonu kurucusu, hukukçu ve danışman.
[ad_2]