“Gelecekte insanlara çok güzel gözükeceğimize inanıyorum.”
Jim Morrison
Morisson haklıydı. Güzel işleri hep sonradan fark etmek gibi çirkin bir huyu var insanoğlunun. 68’ kuşağı ve onun o protest duruşu da sonradan çokça özlem duyulan şeylerinden oldu dünyanın.
Vietnam Savaşı’na karşı başlatılan protestoların sürekli bir bastırılmaya karşılaşmasının getirdiği umutsuzluğu üzerinden atmak için 1969’da Amerika’da birçok rock grubunun ve karşı kültürün buluştuğu Woodstock Festivali, dönem gençliğinin ‘barış’ çığlığını müzikleriyle duyurmasında ön ayak olmuştu.
Bu ses dünyanın birçok noktasında farklı dilleri konuşan gençleri etkiledi ve hissi olarak da buluşturabildi. Tabi bu etkileşim birçok alanda olduğu gibi dönem gençliğinin dili olan müzikte de farklı yaratımlarıyla dünyayı tesiri altında bırakıyordu. İşte bu tesir çok bilinmese ve ilk duyulduğunda şaşkınlığa neden olsa da, tam 43 yıl önce SSBC’de ilk Kürtçe rock müzik grubunu da doğurmuş oldu: ‘KOMA WETAN’
Koma Wetan: Bir sürgün ve vatansızlık örneği
Kürt Müziği’nde alışılagelmiş ‘lo-lê’ler ve Dicle Nehri’ne paralel halay çeken 3 gencin önünde ellerini iki yana açarak çığıran abi-ablalardan bıkmış her gencin arayışlarının sonunda bir şekilde hayatına dâhil ettiği Koma Wetan, bir sürgün ve vatansızlık örneği olarak karşımıza çıkıyor.
Özellikle sürgün olma hissiyatı grubun kurulmasında önemli yer teşkil ediyor. İnsanı içinde doğduğu kültür ve gerçeklikten koparan bir eylem olmasına karşın sürgün; çoğu zaman dünyayı yeniden keşfe zorlayan, sahiplenilecek bir memleket formu olmadığı için kişiyi hem tüm dünyanın sahibi hem de tüm dünyanın yabancısı-ötekisi yapan şeydir. Dokunulamayan o mekân, vatana olan hasrette birçokları tarafından sanatla ifade edilmiş. Belki de bu yüzden modern batı edebiyatı, akademik birikimi, faşizm, komünizm ve muhaliflerine nefes aldırmayan rejimlerden kaçan kişiler tarafından ileriye taşınmıştır. Türkiye için de bunun örnekleri mevcuttur.
Bazen Beatles, bazen Xerapetê Xaço’ya götüren bir grup
İşte bu sürgünlük sonucu dönemin Sovyet Gürcistan’ın da yaşayan üç Kürt ve bir Ermeni genci de Kürt rock müziği macerasını başlatmışlar. Gruplarını kurup çalışmalarına başladıktan sonra düzenlenen ve televizyondan naklen yayınlanan bir yarışmada dereceye giren grup ayrıca Gürcü Devlet Televizyonu tarafından özel bir programa da çıkarılmış. Vatanlarında Kürt demek yasakken onlar vatanlarından uzak Kürtçe rock müziğini icra etmişler.
Şarkılarını genellikle kendileri gibi Kafkaslar’da yaşayan Kürt aydınlarının şiirlerini besteleyerek yapmış olan grup, bazen efsane İngiliz rock grubu Beatles bazen de Dengbêj Xarapetê Xaço’ya götürüyor dinleyiciyi. Grubu kuran Kerem Gerdenzeri, Erîwan Radyosu’ndan dengbêjler ve Rus radyolarından dinledikleri batılı grupların müziklerini nasıl harmanladıklarını Kürt Rock Müzik tarihine ışık tutan ‘Bê Wetan’ adlı belgeselde ifade ediyor.
Sınırlarını belli bir ülke olan welatdan fazlası…
‘Vatansız’ olmanın zorluğunu da ziyadesiyle yaşayan grup bunu salt ulus-devletçi, sınırlar ve tekçi aidiyetleriyle ele almadığını da yine aynı belgeselde, gruba isim bulma sürecinde ‘welat’ ile ‘wetan’ arasında kaldıklarında neden wetanı seçtiklerine ilişkin kısımda veriyorlar. Çünkü onlar, sınırları belli bir ülke olan welatdan fazlasına özlem duyuyorlardı, acıları ve gülüşlerini bıraktıkları wetana.
Her ‘yarêê’ nidası, ‘welat’a bağlanır
Kurdistan’da yaşatılmış işgal ve parçalanmışlık da şarkılarında her ne kadar sert politik bir tarzda yer bulmasa da aşka, göçe, vatana dair söylemiş oldukları her şarkıda hissediliyor. Doğası itibariyle Kürt müziği böyledir işte; melankolik girizgâhını ‘yarêê’ nidasıyla doruklaştıran her şarkı eninde sonunda ‘welat’a bağlanır. Tabi yine benim temennim mevcut Kürt müzisyenlerinin yaptığı gibi acılarımızın sürekli arabeskleştirilerek önümüze koyulmamasıdır.
İşte o güzelim Koma Wetan,1979’da ‘Bayê Payizê’ adındaki ilk albümlerinin demosunu yapmış. Sovyet Kompozitörleri Komisyonu tarafından ancak 1989’da onaylanan albüm, Tiflis’te çıkmış ve bu albümün tüm gelirleri 1988’de gerçekleşen Halepçe Katliamı’nın mağdurlarına gönderilmiş.
Grubun SSBC’nin yıkıldığı bir döneme denk gelmesi ise hem kendileri hem de Kürt rock müziği açısından büyük talihsizlik. Çünkü Kürt rock müziği özellikle Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı ülkelerde dillerini konuşmaları dahi yasak olduğu için piyasasını yaratamamış.
Wetan, Kürt Rock Müziği’nin esin kaynağı
SSBC’deki sıkıntılar, ekonomik sebepler yüzünden grupta çözülmeler yaşanmış ve 1991’de dağılan grup üyeleri farklı işler yaparak yaşamlarını sürdürmeye karar vermişler. Grubun müziğe devam eden tek üyesi ve kurucusu olan Kerem Gerdenzeri ise şarkılar yapıp söylemeye devam ediyor. Ve tabi örnek olmaya.
Kürt Rock Müziği’ni doğuran Koma Wetan, 2000 sonrası kurulan Kürt Rock Müziği gruplarının da ana esin kaynağı olmuş durumda. Adana’da yaşayan Kürt gençlerinin kurduğu Koma Rewşen, Rock-Blues yapan Siya Şevê ve Hakkâri’nin heavy-metal grubu Ferec bunlardan sadece birkaçı.
Wetan öncesi ve Wetan sonrası
Benim nazarımda Kürt müziğini dinlemeye ve tanımaya kararlı her insanın Wetan öncesi ve sonrası vardır. Ben onları tanıdıktan sonra Kürt müziğinden çok daha fazla şey bekleyen biri oldum. Onun için belki de Koma Sê Bira gibi Kürt gençleri arasında popüler olan gruplara Youtube’de her gördüğüme ağız dolusu küfrediyorum. Türkiye genelinde internetin kısıtlı olduğu şu saatlerde grupla ilgili zaten sınırlı olan wikipedi bilgisini aktarmak istemedim. Koma Wetan misyonerliğimin temel amacı, Kürt müziği tanışlığınızın Koma Wetan sonrası dönemine katkı sunmaktı.
Diyeceğim şu ki; bizi, biz yapan şeylerin elimizden bir bir alındığı şu günlerde direnişin temel silahlarından müziğimizin namlusuna Koma Wetan’ı sürün.
Dinlenilesi şarkıları;
Heseno Bira
Filito Lawo
Sînê
Elegez
Brindar
https://www.youtube.com/watch?v=PE0CnBjhzuI