Ana SayfaHaberlerDünyadanMagnus Wennman'dan 12 fotoğrafla...

Magnus Wennman’dan 12 fotoğrafla kaçışın ortasında uyumaya çalışan mülteci çocuklar

Gazeteci ve fotoğrafçı Magnus Wennman, ülkelerindeki savaştan kaçmaya çalışan dünyadaki mülteci çocukların geceleri nerede ve nasıl durumlarda yattıklarını fotoğrafladı.

Press Haber – İnstagram hesabından bu fotoğrafları paylaşan Wennman, ayrıca mülteci çocukların bu kaçış serüvenlerinde geceleri uyumaya çalışırken kurdukları hayalleri yazdı.

Çocukluklarını yaşamaları için çok kötü şartlar altında olduklarını ve geceleri kötü yerlerde uyumaya çalıştıklarından bahseden Wennman; ‘Onlar hayata karşı umutlarının çoğunu kaybetmiş’ diyor.

Bizde bu fotoğrafları ve Wennman’a anlattıkları hayallerini sizin için listeledik.

1.

Lamar, 5 yaşında, Horgos – Sırbistan

Lamar’ın ev denince aklına; bir zamanlar yaşadığı Bağdat’taki evi, bebekleri, oyuncak treni ve oynadığı topları geliyor. Bir bomba her şeyi değiştirdi. Ailesi evlerine yakın bir yerden yiyecek almak için yola çıktıklarında öldüler. ‘‘Oralarda artık yaşamak mümkün değil’’ diyor Lamar’a sahip çıkan büyükannesi. Küçük bir lastik botla iki denemeden sonra Türkiye’den Macaristan’a geçmişler. Şimdi Lamar ıssız bir ormanda battaniye üzerinde, yorgun, korkmuş ve üşümüş bir şekilde uyumaya çalışıyor.lamar

 

2.

Abdullah, 5 yaşında, Belgrad – Sırbistan

Abdullah, Dera’daki evlerinde küçük kız kardeşinin öldürüldüğünü görmüş. Abdullah’ın annesi ‘‘Abdullah hala şokta ve her gece kabuslarla uyanıyor’’ diyor. Ayrıca Abdullah’ta kan hastalığı bulunmakta. Abdullah sağlıklı değil ve günden güne daha yoruluyor. Ancak annesi ilaç alacak paralarının olmadığını söylüyor. Son iki gündür, Belgrad Merkez İstasyonu yakınlarında uyumaya çalışıyor.abdullah

 

3.

Ahmed, 6 yaşında, Horgos – Sırbistan

Ahmed altı yaşında ve ailesi ile yaya olarak uzun bir yol katetmiş. Babası Kuzey Suriye’de (Deir ez-Zor) hayatını kaybetmiş. Amcası: ‘‘Bazı zamanlar akşamları ağlıyor, onun dışında çok cesur’’ diyor. Ahmed gecenin ilerleyen saatlerinde yorgunluktan çimlere düşmüş, uyuyor.ahmed

 

4.

Maram, 8 yaşında, Amman – Ürdün

Sekiz yaşındaki Maram’ın evini bir roket vurduğunda daha yeni okuldan eve dönmüştü. Çatıdan bir parça onun üzerine aniden düştü. Kafa travması, beyin kanamasına neden oldu. Maram 11 gün komaya girdi. Daha sonr abilinci açıldı. Şimdi çenesi kırık olduğu için konuşamıyor. Bu sessiz gürültünün içinde korku içinde uyumaya çalışıyor.maram

 

5.

Ralia, 7 Rahaf, 13 yaşında, Beyrut

Ralia 7, Rahaf 13 yaşında. Şam’da bir el bombası ile annesi ve kardeşleri hayatlarını kaybetmiş. İki kardeş babalarıyla birlikte uzun ve yorucu bir yolculuk getirmişler. Beyrut sokaklarında, topladıkları kartonların üzerinde uyumaya çalışıyorlar.ralia and rafah

 

6.

Moyad, 5 yaşında, Amman – Ürdün

Moyad 5 yaşında. Annesi ile ıspanaklı börek yapmak için un satın almaya pazara gitmişler. Daraa’da bir bombanın patlamasıyla Moyad’ın annesi ölmüş. Moyad’ın kafasında ve sırtında ise şarapnel parçaları bulunmuş. Hastanede hiçbir şeyden habersiz uyumaya çalışıyor.moyad

 

7.

Walaa, 5 yaşında, Dar-El-Ias

Walaa 5 yaşında ve Halep’teki evine geri dönmek istiyor. Mülteci kampında kalıyor ve her gece ağlıyor.Çünkü Walaa saldırıya gece yatağında uğradığı için, yastıkların ve gecelerin korkunç olduğunu düşünüyor. Annesi gündüzleri ona korkmaması için küçük yastıklardan ev kuruyor.walaa

 

8.

Ahmad, 7 yaşında, Horgos/Roszke – Sırbistan/Macaristan

Ahmed bombaya İdbil’de ailesiyle beraberken denk geldi. Kafasından şarapnel parçaları çıkardılar ve bu patlamadan sağ kurtuldu. Ama küçük kardeşi kurtulamadı. Sağ kalan aile bireyleriyle kaçmak zorunda kaldı.  Şimdi serbest bölge olmayan bir yerde yorgunluk ve korku içerisinde uyumaya çalışıyor.ahmad

 

9.

Shiraz, 9 yaşında, Suruç – Türkiye

Shiraz üç aylıkken şiddetli bir havale geçirdi. Doktorlar, Shiraz’a çocuk felci teşhisi koydu. Tam bu sıralarda savaş çıktı. Annesi, Shiraz’ı bir battaniyeyi sararak Türkiye sınırına kadar taşıdı.Şimdi Shiraz mülteci kampında tüm gün ahşap bir beşikte yatıyor ve uyumayı bekliyor.shiraz

 

10.

Shehd, 7 yaşında, Macaristan

Shehd silahları resimlerde çizmek için seviyordu. Şimdi Macaristan’ın kapalı sınırlarından her gün görüyor ve silahların işlevini çözmeye çalışıyor. Ailesi şimdi bu sınırda yiyecek bulabilmek için çok zorlanıyor. ‘‘Bu şartlarla karşılacağımızı bilseydik Suriye’de kalıp hayatımızı riske atmayı tercih ederdik’’ diyorlar.shehd

 

11.

Amir, 20 aylık, Zahle Fayda

Amir’in 32 yaşındaki annesi oğlunun karnında savaş travması yaşadığını düşünüyor. Çünkü Amir tek bir kelime konuşamıyor. Ailesiyle şu anda naylon çadırda yaşıyor, oyuncakları yok ama yerde bulduğu şeylerle oynuyor. Amir çok güldüğü için mülteci kampında yaşayan insanların neşe kaynağı oluyor.amir

 

12.

Fara, 2 yaşında, Azraq

Fara 2 yaşında ve futbol’a aşık. Babası ona futbol oynaması için kağıtlardan top yapmış. Her gece, saldırılarda ölen ablasının ona gerçek bir futbol topu getireceğine inanıyor. Bir gün uyandığında rüyalarının gerçekleşeceğine inanarak yine uykuya dalıyor.fara

 

Kaynak:Boredpanpa

Listeler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler haberler

Merkez Bankası: ‘Katar Merkez Bankası ile imzalanan para takası anlaşması tadil edilmiştir’

Merkez Bankası: “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve Katar Merkez Bankası...

40 çalışmasıyla İngiliz grafiti sanatçısı Banksy

Banksy Erdoğan grafitisini Londra duvarlarına işledikten sonra Türkiye'de Twitter'da gündem oldu....

Türban ve takke anaokulunada girdi!

Türban anaokuluna indi. Ataşehir Esatpaşa Mahallesi’nde Fatih Rüştü Zorlu Caddesi üzerinde...

İngiltere’de bakım evi sakinleri ikonik albüm kapaklarını canlandırdı

İngiltere’nin Edgware bölgesindeki Sydmar Bakım Evi sakinleri ve görevlileri, karantina...

Tartışı-Yorum

Cumartesi Anneleri: Gözaltındaki kayıpların hikayesi

Kadir Gürhan“Kayıplar” ve “yargısız infazlar” denilince akla ilk gelen Latin Amerika ülkeleridir. Bu ülkelerde askeri cunta yönetimleri “gözaltında kayıplar” ve “yargısız infazlarla” kendisine muhalif olan tüm kesimlere karşı bir korku ve sindirme politikası uyguladı. Hayatın bir parçası haline gelen bu uygulamalarda kaybedilenlerin çoğunu; öğrenciler, öğretmenler, sendikacılar (örgütlü...

Ölümü öldürmek, sonsuz bir umudun baharıdır…

“Evîn Biharek e…”* - Arjen Arî Bir acılar sarmalıdır sancı, zamanın derinliklerinde gezinen ve hayatın kıyılarına vurur hafızalarının unutulmayacak sesleri. “Lal bû zimanê xwezayê, Girî herikî, jan bû banî” (“Dilsizdi doğanın dili, gözyaşı aktı, acı köprü oldu…”) dizeleri ile anlatıyor şair Semra Çelebî, ‘Birîn’ adlı şiir kitabında, gerçeğin...

Kalbi atan ölü bedenler

Bazı anlar vardır zihinlerimizde çocukluğumuza dair. Hayal mi gerçek mi olduklarını ömrü billah çözemeyiz. Bize anlatılanları, oradan buradan duyduklarımızı kurgulayarak bir görüntü yaratmış da olabiliriz, bizzat gözlerimizle tanık olduğumuz bu anlar zihnimizde mıh gibi tüm gerçekliğiyle çakılı da olabilir. Dediğim gibi hangisinin doğru olduğunu sınamak mümkün değil.Zihnimde...

Kuzguni Gömüt

Siyah kuzguni elbisesi içinde dilinde tek bir Arapça cümle ile Aisha Faris, sadece ağlıyordu. Bizim bilmediğimiz bir dilde, İç’inde kopan çığlıkların gümbürtüsü, siyah elbisesinde kara kara dalgalanıyordu. Aynı Arapça cümleyi tekrarlayarak Engin dertlerine bir de çağlayanlar ekliyordu. Gözyaşları bakışımızın değdiği her yerdeydi. Kara elbisesi; pul parlaklığını, onun...

Direniş Suflesi: Hayır

‘Oku’ diye başlıyor olmasına rağmen kutsal sayılan kelam; ilk maraza mevzunun başında ortaya çıkıyor.Taraflaşmanın daha kolay belirlendiği, hudutların keskin olduğu süreçler elbette yaşandı. Her konuya dair yaklaşımlar farklı idi ve tariflenen alandan hangi konuya nasıl yaklaşılması gerektiği de kendiliğinden açığa çıkıyordu. Karışık ama bence kesinlikle böyleydi.İnsanın yaşadığı...

Üşüyor bir coğrafyanın yüreği

'Eylül Mayıs'a dönüşecek...'Geo Milev Üşüyor bir şehrin yüreği,  geceler buzdan karanlık. Yan yana dizilmiş çadırlar kanıyor. Üşüyor yeryüzü ve şehrin sokaklarında geziyor soğuk. Bir çocuk gözlerinde acının izlerini taşıyor. Bir bahar var ve gelecek mutlaka çocuk. Umudun ışığını taşıyor, geleceğimiz umudumuz çocuk. En amansız fırtınalar diner çocuk, savrulur...

En çok mor

Sıcak beterdi. Bıyıkları terlememiş bir delikanlılık çağında boncuk boncuk ter atıyordu. Çimento torbaları eşek ölüleri kadar ağırdı. Tuğlalar, yamalı şalvarında kahverengi tozlar bırakıyordu. Yamasını çepeçevre saran alelacele dikişleri hep terden söküktü.Daha O Boy’uyla karar vermişti ev yapmaya. Bir evin temelini attı. Atış o atış..Seni inşaat işçisi; fayans...

Sınırlar ve rahatça uyunamayan ülkeye dair: Ordu, yeniden…

Levent Ünsaldı Devlet ve milletin yüksek çıkarlarını ait olduğu kurumun çıkarlarıyla eş gören, dolayısıyla bunları yorumlama tekelini de kendisine veren Türk subayı, kışladaki eriyle kurduğu paternalist ilişkisini (“oğlum” ifadesiyle çağrılan er) milletin geneliyle olan ilişkisine de kolayca yansıtabilmiştir. Aktarılan bu hususi ethos (değerler sistemi), subayın tüm yaşamını geçirdiği...

Rıza Yalçın Koçak yazdı: Olağanüstü zulüm

Rıza Yalçın Koçak Etrafımızdaki insanlar büyük bir şaşkınlıkla cevabı bir yanı ile çok basit bir yanıyla ise iler tutar yanı olmayan sorular soruyorlar. İşyerlerinden atılan arkadaşlarının masumiyetlerine iliklerine kadar inanıp ve ama ‘devletin de bir bildiği vardır’ fikriyatının serin sularında kol gezmeye devam ediyorlar. Hükümet ile ‘paralel’ devlet...

Halkın vicdanı; “Gelemem” diyorsun, peki sen bizdeki “öf öf” ü duyuyor musun?

Ne desek, ne etsek, nasıl yapsak bilemiyoruz… Az şey mi yaşadık? Yok, bir şeyler anlatabilmek için yeterli yaşadıklarımız. Çok şey mi yaşadık? Yok, bir şeyler yapabilmek için çok şey görmedik henüz… “Derin bir ah” çekiyoruz, çünkü şu kelimeler sayfaya değerken Hurşit Külter hala kayıp. Ve “ah vicdan”...

Rütbelerin Er’leri

Rıza Yalçın Koçak ‘Türk halkı sessiz kalarak onayladığı bu savaşın mağduru olmaya mahkumdur.’ (TAK-Haziran 2016)Erleri çekin rütbeliler gelsin! Erleri çekmeyecek rütbeliler ordusu. Ere göre tanımlı omuzlardaki apoletler. Kaç erin başı olduğunu bildiriyor unvanlar. Erlerle tanımlayıp erlerle var ediyorlar kendilerini. Erleri çekin rütbeliler gelsin çığlığını bir iyi niyet olarak okumak gerekiyor en başta....

Kadim Süryanilerin Akitu Bayramı

Yerinden yurdundan edilen, sürgün halkların derdini en içten şairler dillendirir. Bu sebeple Yuhanna Bar Madeni der ki:“Ey sağduyulu!Ana vatanında kalman,Saygınlığını korur.Hakareti ve acı dolu gurbeti hor gör.Saç, başta oldukça değerlidir.Olmadığında, küçümsenir ve ayaklar altına alınır”Bundan tam 6766 yıl önce (MÖ 4750) Asur ve Babil kaynaklarına göre, tarihte...