Ana SayfaKültür SanatMüzikMüzik emekçileri örgütleniyor: ‘İstek...

Müzik emekçileri örgütleniyor: ‘İstek parça çalmadığı için öldürülen arkadaşımız oldu’

Çalışma saatlerinden güvencesizliğe, iş güvenliğinden çalışma koşullarına birçok sorunu olan müzisyenler, DİSK’e bağlı Devrimci Turizm İşçileri Sendikası Müzik Emekçileri Şubesinde örgütleniyor.

Evrensel’den Murat Yaşar’ın haberine göre, dinlenmek, eğlenmek ve güzel vakit geçirmek için gittiğimiz birçok alanda var olan müzisyenler kendi talepleri etrafında bir araya geliyor. Çalışma saatlerinden güvencesizliğe, iş güvenliğinden çalışma koşullarına birçok sorunu olan müzisyenler, DİSK’e bağlı Devrimci Turizm İşçileri Sendikası Müzik Emekçileri Şubesinde örgütleniyor.

Antalya’da Müzik Emekçileri Şubesi’nden Hasan Kal, müzisyenlerin geçmişteki örgütsel deneyimlerini anlattı. Müzisyenlerin geçmişten bugüne en örgütsüz iş kolu olduğunu söyleyen Kal “Diğer sektörlere baktığımızda birçok iş kolunda sendikal örgütlülük söz konusudur fakat müzisyenlerde yoktur. Bugüne kadar birçok dernek kurulmuştur ama bir süre sonra çoğu işlevlerini kaybetmiş, organizasyon firması haline gelmiştir. Müzisyenlerin bugüne kadar hiçbir örgütsel deneyimleri başarı ile gerçekleşmemiştir” dedi.

‘Sendikal örgütlülük müzisyenler için acil bir durum’

Toplumun müzisyenlerden beslendiğini dile getiren Kal “Mesela siyasi partiler ve sendikalar birçok etkinliğinde bu alandan beslenir. Fakat kimse bu alandaki sorunları görmez. O yüzden, müzisyenlik hayatın kör noktası diyoruz. Sendikal örgütlülük herkes açısından çok önemli ama müzisyenler için çok acil bir durum” dedi.

Müzisyenlerin işçi sınıfının bir parçası olduğunu vurgulayan Kal “Özellikle bar yorumcuları, kafe ve restoranlarda müzisyenlik yapan arkadaşlar işçi sınıfının bir parçasıdır. Çünkü emek gücünü kullanan bir yapıdır müzisyenlik. Evet daha çok yürek işçisi olduğu için müzisyen arkadaşlar kendini işçi olarak görmez ama bu, durumu değiştirmez. Müzisyen emeğini satar ve karşılığında ücretini alır. Bu nedenle sendika diğer sektörlerin ihtiyacı olduğu gibi müzisyenlerin de ihtiyacıdır” sözleriyle düşüncelerini ifade etti.

‘Her şey bir adamın iki dudağı arasında’

Müzik emekçilerinin sorunlarından açılıyor konu ve müzisyenlerin hayatının bir ters döngü içinde olduğunu belirten Kal, şunları söyledi:

“Yaşamını müzik ile devam ettiren arkadaşlar herkes uyurken çalışır. Normalde insanlar gündüz çalışır ama biz gündüz dinlenir gece çalışırız. Haliyle bunun vermiş olduğu sosyal eksiklik mevcuttur. Ben 20 yıllık müzisyenim, hiç kendi iş kolumda sigortam olmadı. Tedavi olabilmek için sosyal güvencemiz yok. Bunlara rağmen sahneye çıktığında gülümseyen ve o anı herkes açısında keyifli kılmaya çalışan bir yapıda olmalıyız. Gece bittiği zaman müzisyen sorunları ve enstrümanı ile baş başa kalır. Diğer taraftan iş güvencemiz yok her şey bir adamın iki dudağı arasında, yarın gelmeyin dediği zaman bitti.”

Müzisyenlere iş yerlerinde bedavadan para alıyormuş gözüyle bakıldığından yakınan Kal “Bizlere emekçi gözüyle bakılmıyor. Geliyor 3 saat çalıyor, dünyanın parasını alıyor diye bakıyorlar. Bu işletmeci tarafından da garsonlar tarafından da müşteriler tarafından da böyle bakılıyor. Ama bir müzisyen, müzisyen olabilmek için yıllarını heba eder. İşin içinde çok büyük bir öz veri ve emek var. Hiç kimse işin o tarafını görmez” diyerek durumu özetledi.

‘Müzisyenliğin statü haline gelmesini istiyoruz’

4 öncelikli taleplerinin olduğunu dile getiren Kal, “Birincisi müzisyenliğin statü haline getirilmesini istiyoruz. Statü sahibi olmamak bize resmi olarak da birçok sıkıntı yaşatıyor. İkincisi sosyal güvenlik, bu eksikli sağlık kurumlarında ve eczanelerde yüksek ücretler ödememize neden oluyor. Üçüncüsü iş güvenliği. Dördüncüsü çalışma koşulları ve can güvenliği” ifadelerine yer verdi. Can güvenliği talebinin yakıcılığını vurgulayan Kal “Bir müzisyenin sahnede hayatını kaybetmesi düşük bir ihtimal olarak görülüyor fakat bizim kurşunlar ile öldürülen arkadaşlarımız var. Müşteri denetimsizliğinden kaynaklı insanlar birçok mekana silahla rahatça girebiliyor. Mersin’de istek parçayı çalmadığı için öldürülen arkadaşımız oldu. İzmir’de iki masanın kavgasından kaynaklı öldürülen arkadaşımız oldu” dedi.

Kal “Birçok sanatçı sosyal güvenceleri olmadığı için maalesef hayatını köhne noktalarda yitirmiştir. Bunun dışında sanatın diğer kolları ile ilgili bir şeyler yapabilmek, o alanları hareketlendirebilmek kaygılarımız arasında yer alıyor. Bütün sanatçı arkadaşların bir örgüte sahip olmaları gerektiğini düşünüyorum. Bizim şuan oluşturduğumuz sendikal hareket tamamen kendi taleplerimize kendimizin sahip çıkması. Kolektif şekilde haklarımıza sahip çıkma mücadelesi” diye belirtti.

‘Türkiye’de bir ilki yapıyoruz’

Örgütlenme girişimlerinin Antalya ile sınırla kalmadığını vurgulayan Kal “Antalya ilk şubeleşme yerimizdir. Antep’te çok güzel bir hareketliliğimiz var. Adana’da ilişkide olduğumuz arkadaşlar var. İzmir, Ankara ve birçok ilde girişimlerimiz mevcut. Sınıfın içinde var olma ve kendi haklarımız için mücadele etme anlamında Türkiye’de bir ilki yapıyoruz. Bizi sıkıntıya sokan şey daha önce dernek girişimlerinin her ilde çok fazla olması. Geçmişte yapılan hataların yeniden nüksetmesi kaygısı arkadaşlarımızın daha temkinli yaklaşmasına neden oluyor. Bunu gayet doğal buluyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

‘Garsonuyla, müzisyeniyle birlikte örgütleniyoruz’

Sendikalaşma sürecinde yaşadıkları sorunlar üzerine konuşmaya başlıyoruz. İş kolu tanımının olmaması en çok zorlandıkları konulardan bir tanesi… Kal “Sadece bar, otel ve kafeler ile sınırlı kalan bir alanımız yok. Devlete bağlı kurumlarda sözleşmeli olarak çalışan sanatçıları da kapsayan bir alan. Doğal olarak iş kolundan kaynaklı bir sürü problem yaşanıyor. Aynı sokakta iki işletme aynı işi yapmalarına rağmen çalışanlar farklı iş kolunda görülebiliyor. Sendika olarak çabalarımızdan biri de aynı iş atfı olan işletmelerin aynı iş kolundan olması. Orman işçisi görünen müzisyen var. Evet sigortası var ama başka bir müzisyen inşaat işçisi görünüyor” diyerek durumun karmaşıklığını belirtti.

Sanatçıların yıpranma payı hakkının olduğunu ifade eden Kal “Bir müzisyen sanatçı kimliği üzerinden sigortalandığından 15 yılda emekli olma hakkına sahip oluyor. Birçok müzisyen arkadaşımız bunu bilmemekle beraber bırakın çalıştıkları iş yerlerine bunu söylemeyi sigortadan bahsedemiyor. Birde dağınık çalışma koşulları söz konusu. Müzisyenler bir gün bir yerde, iki gün başka bir yerde çalışır. Sıkıntılı ve geniş bir sektör o yüzden sendika müzisyen açısından kaçınılmaz bir durumdur” dedi.

Bir işletmeyi ya da otele bölerek değil bütün olarak ele aldıklarını vurgulayan Kal “İş yeri ziyaretlerinde ben kendi alanımda, diğer arkadaşlar kendi alanında işçi ziyaretleri yapıp ona göre sendika mücadelesi veriyor. Toplu sözleşme için yeterliliği bu şekilde sağlıyoruz. Garsonuyla, müzisyeniyle birlikte örgütleniyoruz” diyerek birliktelik mesajı verdi.

‘Güzel gelişmeler şimdiden başladı’

Sendikalaşmanın müzisyenlerin yaşamında nasıl bir değişime yol açacağı sorusuna Kal,  müzisyenin kendini işçi olarak gördüğünde gücünün farkına varacağını dikkat çekerek şöyle yanıt verdi:

“Ama maalesef bu bakış açısına sahip değiller sendika en başta buna vesile olacak. Örgütlü bir yapı işçinin, emekçinin kendine gelmesini sağlar” Antalya’da örgütlenme süreci ile güzel gelişmelerin şimdiden başladığını belirten Kal “Antalya’da iş başvurusu yapmak isteyen arkadaşların ilk konuştuğu şey sigorta olmaya başladı. Daha evvel böyle bir şey yoktu. Yani şimdi sigortayı dayatabiliyor. Sendikanın yanında olduğunu biliyorlar.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

10,053BeğenenlerBeğen
244TakipçilerTakip Et
1,038TakipçilerTakip Et

Listeler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler haberler

Tarihin önemli anlarına tanıklık eden 15 fotoğraf

Tarihin önemli anlarına tanıklık etmemizi sağlayan fotoğraflar bazen tarih kitaplarında geçen...

Tolga Girgin’den hayrete düşüren 30 adet 3D çalışması

Sanatçı Tolga Girgin, yaptığı 3D kaligrafik çalışmalarla görenleri hayrete düşürüyor. Elektrik...

Nietzsche’nin ruhuna üflediği 15 film

Felsefe her zaman kültür, sanat ve bilimi etkilemiştir. Felsefe tarihinin en...

15 fotoğrafla dünyanın en pofuduk kedileri

Leonardo da Vinci'nin de dediği gibi; ''Kedi bir sanat şaheseridir''. Hele...

Tartışı-Yorum

Zannımın kıpırtıları

Kendi öz farklılığı insanı değerli kılan en önemli unsurdur. Farklı bakış açıları, farklı soluk alış-verişler ve hayatı farklı yudumlayışlar hayat tuvalinde manzarayı ısıtan en canlı renklerdir. Bütün bu farklılıkları...

Kerbelâ’ya Giderken 1

Muharrem ayı içerisinde olduğumuz bu günler de Kerbelâ katliamını, ve bu katliama giden yolu konu almak istedim. Üç parçaya ayırdığım bu yazıda Ehlibeyte ve Ehlibeyt yoldaşlarına yapılan haksızlıkları kaleme...

İleri gitmek için “geriye doğru yoldaşlar”

Araştırma Görevlisi -/Can Irmak Özinanır- Tartışı-Yorum İngiltere’de radikal solcu milletvekili Jeremy Corbyn’in İşçi Partisi’nin liderliğine seçilmesi ezilenlere umut verdiği kadar, egemen sınıflarda bir korku da yarattı. İngiltere sağı Corbyn’i hedefine...