[ad_1]
İzmir’de sığınmacılar alanında emekler yürüten Halkların Köprüsü Derneği tarafınca 17 – 20 Nisan tarihleri içinde düzenlenecek olan 1. İzmir Internasyonal Sığınmacı Film Festivali ile giderek artan nefret söylemlerine karşı dayanışmayı büyütmek hedefleniyor.
Türkiye’de ve dünyada yaşayan mültecilere beyazperde vesilesiyle dikkat çekmek isteyen festival kapsamında, değişik coğrafyalardan sığınmacı hikâyelerine yer verilecek. İklim değişikliği, ekonomik yetersizlikler benzer biçimde çeşitli nedenlerle göç ve sığınma eden insanların yaşamlarının işlendiği kısa ve uzun metrajlı filmler gösterilecek.
Vizyonu yapılacak olan bazı filmlerin yönetmenlerini de seyirciyle buluşturacak olan festivalde, görme engelliler için kısa ve uzun metrajlı 11 film de derneğin gönüllüleri tarafınca sesli olarak betimlenecek.
Nefretin normalleştirilmeye çalışmış olduğu ve kaygı verici boyutlara ulaştığını belirten festival direktörü Nuray Pehlivan, sığınmacı problemininin en sıkıntılı noktalarından birinin de sığınmacı düşmanlığı bulunduğunu açıkladı.
Pehlivan, “Mültecilere karşı, toplumda bilgili bir halde inşa edilmeye çalışılan negatif önyargıları gidermenin en etkili yollarından birinin, kültürel ve sanat içerikli faaliyetler bulunduğunu düşünüyoruz” dedi.
Festival şöyleki tanımlanıyor:
“Dünyada bulunan sığınmacı sayısı BM 2017 istatistiklerine bakılırsa 65,3 milyon; kitlesel sürgüne uğrayan insanların yalnızca %12’si ABD’de, %6’sı Avrupa’da ve %82’ si ise Afrika, Ortadoğu ve Güneydoğu Asya’da yaşıyor.
Yerküremiz başlıca sebepleri harp, ekonomik ve iklim krizi olan, giderek büyüyen ve insanlığın kaderini sonsuza kadar etkileyecek bir göç durumu yaşıyor. Katlanarak artan oranlarda her yıl milyonlarca insan topraklarını, yurtlarını terk etmek ve daha güvenli ve olanaklı gördükleri bölgelere göç etmek zorunda kalıyorlar. Probleminin büyüklüğü ve yıkıcılığı ne yazık ki kendilerini güvende hissedenler tarafınca; savaşı çıkaranlara değil, bu savaşların naturel sonucu olan mültecilere mal ediliyor. Oysaki bugün görmezden geldiğimiz fakat bununla beraber işimize ve güvenliğimize yönelik birer tehdit olarak gördüğümüz sığınmacılar; her birimize bigün evimizden, yurdumuzdan ayrılmak zorunda kalabileceğimizi hatırlatmalı.
Dünyanın birçok yerinde sığınmacı düşmanlığı yaşanıyor. Sadece ‘nefret etmenin’ normalleştirilmeye çalışmış olduğu devletimizde sığınmacı karşıtlığının kaygı verici boyutlara ulaşmış olduğu aşikar. Biz, bu nefret kültürü ile savaşım eden, bir arada yaşamı inşa etmek için çalışan Halkların Köprüsü Derneği olarak, Türkiye’de ve dünyada yaşayan mültecilerin yaşamlarına bu kez de beyazperde aracılığı ile dikkat çekmek istiyoruz. Bu amaçla 17-20 Nisan 2019 tarihleri içinde Internasyonal Sığınmacı Film Festivali’nin ilkini düzenleyeceğiz. Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleştireceğimiz festivalde sığınmacılar tarafınca çekilmiş ya da mülteciliği odağına almış olan tasarı ve belgesel dallarında filmlere yer vereceğiz.
Festivalimizde uzun metrajlı filmlerin yanı sıra kısa filmler de yayınlanma olanağı bulacak. Sizleri, gündelik yaşamın içinde kimi zaman görünmez olan mültecilerin hayatlarının, hikâyelerinin tanığı olmaya çağrı ediyoruz. Esasen çoğumuz sığınmacı değil miyiz?”
Festival programı ise şöyleki:
[ad_2]