Ünlü feminist yazar Ursula K. Le Guin‘in hayatı belgesel oluyor. Mülksüzler, Başka Bir Yer, En Uzak Sahil, Lavinia, Dünyaya Orman Denir, Dünyanın Doğum Günü gibi onlarca roman, öykü, şiir kitabı ve denemesi bulunan yazarın “muazzam dünyası ve mirası” hakkında ilk kez bir belgesel çekiliyor.
Belgesel, yönetmen Arwen Curry’nin Le Guin’le “yazarın yarattığı fantastik dünyalara ilham veren muazzam gerçek yaşam mekânlarında” yaptığı uzun söyleşilere dayanıyor. Le Guin okurlarıyla ve Michael Chabon, Margaret Atwood ve Neil Gaiman gibi takipçisi yazarlarla söyleşileri de içeren belgesel, Le Guin’in ilk yıllarından Curry’nin deyimiyle “Amerikan edebiyatının en önemli feminist seslerinden birine dönüşmesine” kadarki yaşamını keşfetmeyi amaçlıyor.
Öte yandan, yönetmen Arwen Curry’nin yedi yıldır üzerinde çalıştığı filmin tamamlanması için internet üzerinden bir kampanya başlatıldı. “Worlds of Ursula K Le Guin” (Ursula K. Le Guin’in Dünyası) adlı belgesel geçen yaz İnsanlık için Ulusal Bağış (National Endowment for the Humanities) tarafından desteklenmişti fakat bu fon ancak projenin tüm yapım bütçesi toplandıktan sonra teslim ediliyor. Curry de bu durumu çözmek için 80 bin dolar talep eden bir Kickstarter kampanyası başlattı.
Kampanyanın hedeflediği 80 bin dolar çok kısa sürede toplandı bile ve katılımcılar bağışları karşılığında çeşitli ödüller de alıyor; bu ödüllere Le Guin’in sizin için özel olarak kaydettiği bir video da dahil.
Yönetmen Curry, Le Guin’in genç yaştan beri yaşamında önemli bir etkiye sahip olduğunu söylüyor:
“Yedi yıl birinin suratına kamera doğrultmak için uzun bir süre. Ursula’yı şimdi adı kötüye çıkan Oregon’un güneydoğu çöllerinde, kayalık sahillerde ve daha sonra yazdığı kurguları etkileyecek olan pek çok efsaneyi ve masalı ilk kez dinlediği Napa Valley’deki aile evinde filme aldım. Ayrıca oturma odasında pek çok çekim yaptık, beraber yemek yedik. Bir insan olarak son derece açık fikirli ama aynı zamanda köklerine sıkı sıkıya bağlı ve her zaman ilgili davranıyor. Bir yazar olarak, türüyle ilgilenen ve ilgilenmeyen kuşaklarca hayran ve yazara yeni kapılar açtı.”
2017’de gösterime girmesi beklenen filmde yer alan Michael Chabon, Le Guin’i “Amerikan edebiyat dünyasının 20. yüzyılda çıkardığı en büyük yazarlardan biri” olarak tanımlıyor ve “yarattığı her dünya, her gezegen bir deney, bir laboratuvardır” diyor.
Le Guin, Curry’ye verdiği röportajda ise şöyle diyor:
“İnsanlar hep bana ‘ne zaman yazar olmaya karar verdiniz’ diye soruyor. Ama ben hiçbir zaman yazar olmak istemedim. Ben sadece yazdım. Yaptığım buydu. Bu benim oluş biçimimdi.
Hayali kurgunun tüm şekilleri, başka bir biçimde yaşama ve var olma yolları olduğunu fark etmeleri için insanları eğitir.”
Kickstarter kampanyası için yazdığı yazıda da Curry şu ifadeleri kullanıyor:
“Le Guin’i tüm kadın ve diğer ötekileştirilen gruplardan yazarlara ilham veren büyük bir feminist yazar haline getiren kendini bulma yolculuğunda ona eşlik ediyoruz. Bu hikâyeyi anlatmak için film hem geçmişi hem de geleceği inceliyor. Kaliforniya’nın önde gelen antropologlarından Alfred Kroeber’in ve yazar Theodora’nın kızı olan Le Guin’in özümsediği, Amerikan yerlilerinin kaybolmuş efsaneleri ve öykülerinden başlayarak.
Le Guin’in öyküleri bizim ütopik rüyalarımız, kıyamet korkularımız ve teknolojiye duyduğumuz çalkantılı aşkımız için bir kanal görevi üstlenerek, Amerikan kültüründe bilimkurgunun benzersiz rolüne karşı izleyicilerin tepki göstermesini sağlıyor. Hepsinden de öte, Le Guin’in önderliğini yaptığı düşünce deneylerini hayata geçirmeye ihtiyaç duyuyor, atalarımızın hayal bile edemeyeceği teknolojik dönüşüm karşısında nasıl davranmamız gerektiğini sorguluyoruz.”
(Kültür Servisi)