Ana SayfaHaberlerPolitika“Temiz siyaset istiyorsanız bize...
Google Haberler'de takip et!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Bize katılın çağrısını yineleyen Kılıçdaroğlu, “Bize katılın derken adalet istiyorsanız bize katılın. Beraber, huzur içinde yaşayalım diyorsanız bize katılın. Her evde huzur, bereket olsun diyorsanız bize katılın. Biri saraylarda yaşarken, biri yatacak yer bulamadığı için otobüs terminallerinde yatıyorsa ‘Galiba bir şeyler olması gerekiyor’ demek için bize katılın. Biz bunu istiyoruz. Temiz siyaset istiyorsanız bize katılın” dedi. 

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, “Akaryakıttan alınan vergi son 7 ayda 6 kat arttı. Her benzin istasyonu bir vergi dairesi. Vergi dairelerini kapatsalar aynı parayı alacaklar. Memleket bu hale geldi.” diye konuştu. 

Kılıçdaroğlu’nun satırbaşları şöyle:

Adalet Yürüyüşü dünya siyaset tarihinde önemli bir yürüyüş. Bunu anlatırken duygulanırım. Bu ülkenin adaletsizliğe tahammülü yok artık. İnsanların düşünceleri, inançları, kimlikleri farklı olabilir. Ya arkadaş ne istiyorsunuz? Saraylarda oturuyorsunuz, bir eliniz yağda, bir eliniz balda. Hakkı savunma bile suç olmaya başladı. Üreten çiftçinin, alın terinin, iş bekleyen üniversite mezununun hakkını, hukukunu savunmak suç olmaya başladı. Babaları, anneleri hapiste o çocukların hakkını savunmak suç olmaya başladı. İki evladını ve eşini birileri öldürüyor Şenyaşar Ailesi’nin, o annenin hakkını savunmak suç olmaya başladı. Böyle bir Türkiye’ye layık miyiz? Rahat yaşamak istiyoruz. Huzur içinde yaşamak istiyoruz. Memlekette adalet olsun istiyoruz. O yürüyüş bir başlangıçtı. Adalet Yürüyüşü bitmiş değil, sürdürüyoruz onu. Hakkımızı ala ala ve milletin desteğini ala ala sürdürüyoruz, sürdürmeye de devam edeceğiz. O yürüyüş 6 lideri bir araya buluşturdu. O yürüyüş sonucu Türkiye’nin büyük şehirleri CHP’li belediyeler tarafından yönetiliyor. Bu yürüyüş bitmiş değil. En son kişi adaletsizlikten şikayet etmeyinceye kadar bu yürüyüşümüz devam edecek.

“OLAY BİR PARTİ OLAYI OLMAYI ÇOKTAN AŞTI”

Günlük sıkıntılarımızı görmez hale geldi. Pençe operasyonundan şehitlerimiz geliyor. Acılarını bile doğru dürüst yaşayamıyoruz. Bölücü örgüte karşı mücadele eden kahraman ordumuz hayatlarını veriyorlar. Bu ülkede biz rahat uyuyalım diye. Terör olmasın diye. Bütün bunları düşünerek, bütün vatandaşlarıma seslenmek isterim. Ben size ‘Bize katılın’ derken bu iki kelimenin sıradan bir kelime olmadığını, bu davetin sıradan bir davet olmadığını bilmenizi isterim. Bize katılın derken adalet istiyorsanız bize katılın. Beraber, huzur içinde yaşayalım diyorsanız bize katılın. Her evde huzur, bereket olsun diyorsanız bize katılın. Biri saraylarda yaşarken, biri yatacak yer bulamadığı için otobüs terminallerinde yatıyorsa ‘Galiba bir şeyler olması gerekiyor’ demek için bize katılın. Biz bunu istiyoruz. Temiz siyaset istiyorsanız bize katılın. Yeni doğan çocuk vergi verir. Bu vergilerin nerelere harcandığını öğrenmek istiyorsanız bize katılın. Temiz, ahlaklı siyaset istiyoruz. Elin oğlu yapıyor biz neden yapmayalım. Elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün. Geçmişte A partisi B partisi diyebilirsiniz ama bugün farklı bir noktadayız. Olay bir parti olayı olmayı çoktan aştı. Olay artık bir Türkiye olayıdır, Türkiye’nin, evlatlarımızın geleceğidir.

“ADALETİ SAVUNMAK NE ZAMANDAN BERİ SUÇ OLMAYA BAŞLADI?”

Emekliğe, memura, işçiye, dul ve yetime aylık vereceksin. Enflasyon oranında bari attır ki insanların hakkı yenmesin. TÜİK’e talimat veriyorsun enflasyonu düşük göster diye. Milyonlar işçi, memur, emekli, dul ve yetim düşük aylık alacak bu mudur adalet? TÜİK’in önüne gidiyorlar baskı, şiddet. Olur mu? Adaleti savunmak ne zamandan beri suç olmaya başladı? Bir taraftan bu olurken öbür taraftan çetelere ABD’deki, Avrupa’daki enflasyon farkını ödüyorsun. İnsaf ya, insaf. Bu mudur adalet? Bu haksızlık diyorsanız bize katılın. Biz artık okyanusa akmak zorundayız adaleti sağlamak için.

Gazetecilerden ne istiyorsunuz? Bir siyasetçinin vazgeçmeyeceği tek bir şey varsa o da medyanın özgürlüğüdür. Bir yerde haksızlık varsa önce medya söyler. Sende bakarsın yönetici olarak burada bir haksızlık var telafi edelim dersin. 20’ye yakın gazeteciyi alıyorsun Diyarbakır’da. Topluyorsun alıyorsun içeri. Hala içerideler. Neden içerideler? Evrensel Gazetesi’ne bin gündür ilan verilmiyor Basın İlan Kurumu. BİK’i Basın İnfaz Kurumu’na döndürdüler. Saraydakiler rahatsız diye mi vermiyorsun? Yeni Asya Gazetesi’ne 864 gündür ilan verilmiyor. Neden cezalandırıyorsun. Hangi gerekçe ile cezalandırıyorsun?

“AKARYAKITTAN ALINAN VERGİ SON 7 AYDA 6 KAT ARTTI”

Hepimiz otobüse bindik. Kendilerine göre özel bir atmosferi vardır. Yanınıza hiç tanımadığınız bir insan oturur, uzun uzun sohbet edersiniz. Mola verir, inersiniz bir şeyler içersiniz. Tekrar binersiniz. Herkes mutludur aslında, herkes bir yerlere ulaşmak istiyordur. Bu mutluluğu bitirdiler. Zam üstüne zam, ne yapacak bu insanlar? 6 milyon liraya ulaştı bir otobüsün fiyatı. Nasıl yenileyecek bu insanlar? Biz bütün bu gerçekleri bilerek hareket etmek zorundayız.

Firmaları aradım. 9 ayda mazotun fiyatı 7 liradan 28 liraya çıkmış, dile kolay. Üniversitede okuyan bir öğrenci önümüzdeki bayram nasıl gidecek? İstanbul Otogarı’nda günde 2 bin 500 sefer çıkıyordu. Bugün ise bin 200. Gidemiyor, yolcu yok. Binemiyor kimse, pahalı çünkü. Memleketi bu hale kim düşürdü? ‘Nefes alamıyoruz’ diyorlar. Akaryakıttan alınan vergi son 7 ayda 6 kat arttı. Her benzin istasyonu bir vergi dairesi. Vergi dairelerini kapatsalar aynı parayı alacaklar. Memleket bu hale geldi.

“HER ÇİFTÇİ NEYİ EKTİĞİNİ, NASIL ÜRETECEĞİNİ BİLECEK”

Aksoy Araştırma şu soruyu soruyor. ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı siz olsanız öncelikli olarak hangi alana yatırım yapardınız’ diye soruyor. Yanıtların yüzde 2,7’si ‘Turizm’ diyor. Yüzde 3,2’si İnşaat diyor. Yüzde 20,6’sı sanayi diyor. Yüzde 73,5’u tarıma yatırım yapardım diyor. AK Parti seçmeninde bu oran yüzde 65.7, MHP’de yüzde 77,5. Bu ‘Açlığı hissediyorum ben’ demektir.

Türkiye’de ekilemeyen binlerce dönüm var, Sudan’da kiralıyorlar ekeceğiz diye. Nijer’de kiralamaya başladılar. Sonra kalkmış ‘Venezuela’ya gideceğiz’ diyor. Venezuela’ya gidişleri başka bir nedenledir. Onu baronlar daha iyi bilir.

Çiftçi kardeşlerime sözüm var. Havza bazlı planlama yapacağız. Her çiftçi neyi ektiğini, nasıl üreteceğini, en az kaça satacağını bilecek. Kimse zarar etmeyecek. Taban fiyatın altına düştüğü andan itibaren sosyal devlet onu satın alacak. Çiftçinin zarar etmeyeceği bir modeli inşa edeceğiz.

Çiftçinin hangi ürünü ektiği zaman kar edeceği belirlenecek. Elektrik ücretleri ürünü elde edip sattıktan sonra ödenecek. Elektrik borcuna faiz uygulanmayacak. İktidar olduğumuzda göreceksiniz güneşten elektrik üreteceğiz, aşama aşama bütün çiftçilerimize ücretsiz vereceğiz.

10,053BeğenenlerBeğen
244TakipçilerTakip Et
1,038TakipçilerTakip Et

Listeler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler haberler

Dünya liderlerinin maaşları

CNNMoney sitesi, dünyanın önde gelen liderlerinin maaşlarını açıkladı. Dünya liderlerinin aldıkları...

İnsan vücuduna bakış açınızı değiştirecek 12 çalışma

Meltem Işık, insan vücudu üzerine araştırmalar yapan bir sanatçı. Mükemmel bir dehayla...

Sosyal medyada günün konusu TRT: #trthabering

TRT Haber'in resmi Twitter hesabından paylaşılan zam haberi, günün sosyal medya...

Doğanın ele geçerdiği dünyanın en güzel balıkçı köyünden 20 fotoğraf

Çin’in Shengsi Adaları olarak bilinen ve 400 adadan oluşan bölgede yer...

Tartışı-Yorum

Ölümü öldürmek, sonsuz bir umudun baharıdır…

“Evîn Biharek e…”* - Arjen Arî   Bir acılar sarmalıdır sancı, zamanın derinliklerinde gezinen ve hayatın kıyılarına vurur hafızalarının unutulmayacak sesleri. “Lal bû zimanê xwezayê, Girî herikî, jan bû banî” (“Dilsizdi...

Antonio Gramsci’nin 1916’da yazdığı “Ermeni sorunu üzerine” adlı makalesi

Tartışı-Yorum / Antonio Gramsci  Bu yazı Antonio Gramsci’nin gençlik yıllarında yazdığı ve 11 Mart 1916’da Il Grido del Popolo’da (Halkın Çığlığı) yayımlanmış "Ermeni sorunu üzerine" makalesinin tam metninidir. Hep aynı hikâye....

Kuzguni Gömüt

Siyah kuzguni elbisesi içinde dilinde tek bir Arapça cümle ile Aisha Faris, sadece ağlıyordu. Bizim bilmediğimiz bir dilde, İç’inde kopan çığlıkların gümbürtüsü, siyah elbisesinde kara kara dalgalanıyordu. Aynı Arapça...