Ana SayfaKadın8 Maddeyle şiddet gören...

8 Maddeyle şiddet gören kadınların yaralarını kapatan Dövme sanatçısı Flavia Carvalho ve çalışmaları

Ataerkil bir dünyada erkeğin tahakkümü altında bulunan kadın hem eşit koşullarda bir hayat yaşamıyor, hem de erkekten şiddet görüyor. İstisnaları saymazsak durum tam olarak böyledir ve “istisnalar kaydeyi bozmaz” gibi bir söz de bu olguya işaret etmektedir. Brezilyalı dövme sanatçısı Flavia Carvalho da bir “kadın” olarak sanatıyla bu şiddeti örtmek istemiş ve bunun üzerine A Pele de Flor (Beden Çiçekleri) isimli bir proje başlatmış. Carvalho‘nun yürüttüğü proje yaraların üzerini kapatmak ve “güzel görünme”sine devam etmesi gibi bir “ironi” içerse de kadının bu baskı ve şiddete karşı geliştirdiği bir mücadele olarak değerlendirildiğinde çok şey ifade ediyor. Bu listemizde Carvalho’nun çalışmalarından birkaç örnek ve kendi görüşlerine yer vereceğiz. Başka bir listede görüşmek dileğiyle.

1. Brezilyalı dövme sanatçısı Flavia Carvalho yaklaşık 2 yıl önce etkilendiği bir olay üzerine şiddet gören kadınların bıçak, kurşun vb. yaralarını dövme yaparak kapatıyor, hem de hiçbir ücret istemeden.

Flavia-Carvalho-8

2. Kötü bir olayın ardından vücutta kalan yaralar, bireyin bu yaraya bakarak tekrar tekrar aynı olayı hatırlamasına sebep verebiliyor. Bu durumun farkına varan dövme sanatçısı Flavia Carvalho, uzmanlık alanına bağlı olarak bir proje yürütmeye karar vermiş.

Flavia-Carvalho-6

3. Yaklaşık 2 yıl önce yaşadığı bir olay üzerine “A Pele de Flor” (Beden Çiçekleri) isimli projesini başlatarak şiddete maruz kalan kadınlara bedava dövme yapmaya başlamış. Carvalho son 2 yıl içerisinde bıçak, kurşun vb. yaraları hatta meme ameliyatına girmiş çok sayıda kadına dövme yapmış. Yaptığı şeyi özetlemek gerekirse, Carvalho, çirkin anılardan kalan izleri sanatıyla değiştirerek güzellikler yayıyor.

Flavia-Carvalho-5

Şunlara da bakabilirsiniz:

Dildeki cinsiyetçilikten kurtulmak için 14 maddelik imtihan

Ataerkil bir toplumda 4 maddeyle kadınların giyimine göre takılan isimler

Makyöz Laura Jenkinson’dan akıllara ziyan 30 yüz boyama çalışma

4. Şuan Brezilya’nın Curitiba şehrinde bir dövme stüdyosu işleten Carvalho, Huffington Post’a verdiği demeçte şöyle diyor:

Flavia-Carvalho-4

5. “Projeye başlayalı aslında çok olmadı, ancak medyanın bu kadar ilgi göstereceğini hiç tahmin etmiyordum. Oldukça spontane bir şekilde başlamıştı. Dediğim gibi kadınlara verdiğim hizmet yüzde 100 gönüllülük esaslı. Kadınların harcama yapacakları tek şey dövmelerini seçerken harcadıkları zaman.”

Flavia-Carvalho-3

6. Projeyi yürüten dövme sanatçısı Flavia Carvalho Kendisini böyle bir projeye teşvik ettiren olayı da şöyle anlatıyor:

Flavia-Carvalho-2

7. “Yaklaşık 2 yıl önce bir müşterim karnının altındaki büyük yarayı kapatmamı istemişti. Kendisine bunun nasıl olduğunu sorduğumda, ‘Bir gece kulübündeydim, bana yaklaşan bir erkeğin teklifini reddettim ve sustalı çakıyla beni bıçakladı’ cevabını verdi. Dövmeyi bitirdiğimde oldukça duygulandığını gördüm ve bu olay beni derinden etkiledi.”

Flavia-Carvalho-1

8. Bir diğer olay ise şöyle yaşanmış: “Kendisinden oldukça yaşlı bir adamla flört eden 17 yaşındaki bir kız gelmişti. İlişki süresi boyunca pek çok kez fiziksel şiddete maruz kalmış. Erkek ayrılmak istediğini iletmiş ve bir buluşma ayarlamış, gittiklerinde ise kavga etmeye başlamışlar. O da diğer kadın gibi karın bölgesinin altından defalarca bıçak yemiş ve tecavüze uğramış. Bu tarz olaylara şahit olmam yaptığım işin değerini arttırıyor.”
Flavia-Carvalho

Kaynak: Bored Panda

Listeler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler haberler

İç Güvenlik Paketi ile ilgili son dakika gelişmesi

İç Güvenlik Paketi ile ilgili flaş gelişme yaşandı. TBMM'de büyük tartışmalara...

Parklar grafitti sanatçılarına açıldı

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Başkent’in cadde ve sokaklarından sonra park ve rekreasyon...

Tartışı-Yorum

Cumartesi Anneleri: Gözaltındaki kayıpların hikayesi

Kadir Gürhan“Kayıplar” ve “yargısız infazlar” denilince akla ilk gelen Latin Amerika ülkeleridir. Bu ülkelerde askeri cunta yönetimleri “gözaltında kayıplar” ve “yargısız infazlarla” kendisine muhalif olan tüm kesimlere karşı bir korku ve sindirme politikası uyguladı. Hayatın bir parçası haline gelen bu uygulamalarda kaybedilenlerin çoğunu; öğrenciler, öğretmenler, sendikacılar (örgütlü...

Ölümü öldürmek, sonsuz bir umudun baharıdır…

“Evîn Biharek e…”* - Arjen Arî Bir acılar sarmalıdır sancı, zamanın derinliklerinde gezinen ve hayatın kıyılarına vurur hafızalarının unutulmayacak sesleri. “Lal bû zimanê xwezayê, Girî herikî, jan bû banî” (“Dilsizdi doğanın dili, gözyaşı aktı, acı köprü oldu…”) dizeleri ile anlatıyor şair Semra Çelebî, ‘Birîn’ adlı şiir kitabında, gerçeğin...

Kalbi atan ölü bedenler

Bazı anlar vardır zihinlerimizde çocukluğumuza dair. Hayal mi gerçek mi olduklarını ömrü billah çözemeyiz. Bize anlatılanları, oradan buradan duyduklarımızı kurgulayarak bir görüntü yaratmış da olabiliriz, bizzat gözlerimizle tanık olduğumuz bu anlar zihnimizde mıh gibi tüm gerçekliğiyle çakılı da olabilir. Dediğim gibi hangisinin doğru olduğunu sınamak mümkün değil.Zihnimde...

Kuzguni Gömüt

Siyah kuzguni elbisesi içinde dilinde tek bir Arapça cümle ile Aisha Faris, sadece ağlıyordu. Bizim bilmediğimiz bir dilde, İç’inde kopan çığlıkların gümbürtüsü, siyah elbisesinde kara kara dalgalanıyordu. Aynı Arapça cümleyi tekrarlayarak Engin dertlerine bir de çağlayanlar ekliyordu. Gözyaşları bakışımızın değdiği her yerdeydi. Kara elbisesi; pul parlaklığını, onun...

Direniş Suflesi: Hayır

‘Oku’ diye başlıyor olmasına rağmen kutsal sayılan kelam; ilk maraza mevzunun başında ortaya çıkıyor.Taraflaşmanın daha kolay belirlendiği, hudutların keskin olduğu süreçler elbette yaşandı. Her konuya dair yaklaşımlar farklı idi ve tariflenen alandan hangi konuya nasıl yaklaşılması gerektiği de kendiliğinden açığa çıkıyordu. Karışık ama bence kesinlikle böyleydi.İnsanın yaşadığı...

Üşüyor bir coğrafyanın yüreği

'Eylül Mayıs'a dönüşecek...'Geo Milev Üşüyor bir şehrin yüreği,  geceler buzdan karanlık. Yan yana dizilmiş çadırlar kanıyor. Üşüyor yeryüzü ve şehrin sokaklarında geziyor soğuk. Bir çocuk gözlerinde acının izlerini taşıyor. Bir bahar var ve gelecek mutlaka çocuk. Umudun ışığını taşıyor, geleceğimiz umudumuz çocuk. En amansız fırtınalar diner çocuk, savrulur...

En çok mor

Sıcak beterdi. Bıyıkları terlememiş bir delikanlılık çağında boncuk boncuk ter atıyordu. Çimento torbaları eşek ölüleri kadar ağırdı. Tuğlalar, yamalı şalvarında kahverengi tozlar bırakıyordu. Yamasını çepeçevre saran alelacele dikişleri hep terden söküktü.Daha O Boy’uyla karar vermişti ev yapmaya. Bir evin temelini attı. Atış o atış..Seni inşaat işçisi; fayans...

Sınırlar ve rahatça uyunamayan ülkeye dair: Ordu, yeniden…

Levent Ünsaldı Devlet ve milletin yüksek çıkarlarını ait olduğu kurumun çıkarlarıyla eş gören, dolayısıyla bunları yorumlama tekelini de kendisine veren Türk subayı, kışladaki eriyle kurduğu paternalist ilişkisini (“oğlum” ifadesiyle çağrılan er) milletin geneliyle olan ilişkisine de kolayca yansıtabilmiştir. Aktarılan bu hususi ethos (değerler sistemi), subayın tüm yaşamını geçirdiği...

Rıza Yalçın Koçak yazdı: Olağanüstü zulüm

Rıza Yalçın Koçak Etrafımızdaki insanlar büyük bir şaşkınlıkla cevabı bir yanı ile çok basit bir yanıyla ise iler tutar yanı olmayan sorular soruyorlar. İşyerlerinden atılan arkadaşlarının masumiyetlerine iliklerine kadar inanıp ve ama ‘devletin de bir bildiği vardır’ fikriyatının serin sularında kol gezmeye devam ediyorlar. Hükümet ile ‘paralel’ devlet...

Halkın vicdanı; “Gelemem” diyorsun, peki sen bizdeki “öf öf” ü duyuyor musun?

Ne desek, ne etsek, nasıl yapsak bilemiyoruz… Az şey mi yaşadık? Yok, bir şeyler anlatabilmek için yeterli yaşadıklarımız. Çok şey mi yaşadık? Yok, bir şeyler yapabilmek için çok şey görmedik henüz… “Derin bir ah” çekiyoruz, çünkü şu kelimeler sayfaya değerken Hurşit Külter hala kayıp. Ve “ah vicdan”...

Rütbelerin Er’leri

Rıza Yalçın Koçak ‘Türk halkı sessiz kalarak onayladığı bu savaşın mağduru olmaya mahkumdur.’ (TAK-Haziran 2016)Erleri çekin rütbeliler gelsin! Erleri çekmeyecek rütbeliler ordusu. Ere göre tanımlı omuzlardaki apoletler. Kaç erin başı olduğunu bildiriyor unvanlar. Erlerle tanımlayıp erlerle var ediyorlar kendilerini. Erleri çekin rütbeliler gelsin çığlığını bir iyi niyet olarak okumak gerekiyor en başta....

Kadim Süryanilerin Akitu Bayramı

Yerinden yurdundan edilen, sürgün halkların derdini en içten şairler dillendirir. Bu sebeple Yuhanna Bar Madeni der ki:“Ey sağduyulu!Ana vatanında kalman,Saygınlığını korur.Hakareti ve acı dolu gurbeti hor gör.Saç, başta oldukça değerlidir.Olmadığında, küçümsenir ve ayaklar altına alınır”Bundan tam 6766 yıl önce (MÖ 4750) Asur ve Babil kaynaklarına göre, tarihte...