Ana SayfaKültür SanatBaşkent Kültür Yolu’nda festival...

Başkent Kültür Yolu’nda festival coşkusu yaşanacak

Ankara’nın, tarihi ve güncel kültür zenginliklerine canlılık katmak ve sahip oldukları kültürel mirası dünya vitrinine taşımak üzere hayata geçirilen Başkent Kültür Yolu Projesi yapılacak festivalle sanatseverlerle buluşacak. Kültür ve Turizm Bakanlığınca 28 Mayıs – 12 Haziran tarihlerinde gerçekleşecek festival, geniş içerik yelpazesinde 7’den 70’e herkes için planlanmış 2 bine yakın etkinliğe ve 6 binden fazla sanatçıya ev sahipliği yapacak.

Kültür ve Turizm Bakanlığının düzenlediği “Kültür Yolu Festivalleri” şehirlerin kültürel, mimari ve tarihî miraslarına rotalarla dikkat çekerken farklı kültürel deneyimleri yaygınlaştırmayı amaçlıyor. 

Geçtiğimiz yıl ilk kez gerçekleştirilen Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nin yanı sıra bu sene Başkent Kültür Yolu Festivali de Ankara’da hayata geçiyor. Eş zamanlı olarak 28 Mayıs – 12 Haziran arasında düzenlenecek Beyoğlu ve Başkent Kültür Yolu Festivalleri bulundukları şehirlerin tarihî ve modern dokusunu yansıtan değerlerini, 2 bine yakın etkinlik ve 6 binden fazla sanatçıyla bir araya getirerek sanatseverlerle buluşturacak.

BAŞKENT KÜLTÜR YOLU’NDA 70’DEN FAZLA DURAK NOKTASI OLACAK

Beyoğlu Kültür Yolu gibi üç yıla yayılan yatırımların ve restorasyon çalışmalarının ürünü olan Başkent Kültür Yolu rotası; Cumhuriyet öncesi, Cumhuriyet dönemi ve yeni çağdaş Ankara olmak üzere farklı dönemlere ait 70’den fazla durak noktasından oluşuyor. 

Ankara’nın simgelerinden biri olan Ankara Kalesi, eşsiz değerde bir koleksiyona sahip yüz yıllık Anadolu Medeniyetleri Müzesi, 400 yıllık geçmişi ile başkentin en önemli dini yapıları arasında yer alan Hacı Bayram Veli Camii, Hamamönü tarihî kent dokusu, Roma medeniyetinin anıtsal yapıları olan Augustus Tapınağı ile Roma Hamamı gibi tarihî eserlerin yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanlığınca restorasyonu yaptırılan Ankara Resim ve Heykel Müzesi, Etnoğrafya Müzesi, I. Ulusal Mimarlık Dönemi’nin eşsiz eserlerinden İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi, Ziraat Bankası Müzesi, PTT Pul Müzesi ve CSO Ada Ankara gibi modern sanat yapıları, müzeler, sanat galerileri, tarihî yapılar ve anıtlar yaklaşık 4,7 km uzunluğundaki Başkent Kültür Yolu Festivali rotası üzerinde yer alıyor. 

KÜLTÜR YOLLARI FESTİVALLERİ ŞEHİRLERİN KÜLTÜREL DOKUSUNU SANATLA CANLANDIRIYOR

İstanbul ve Ankara’nın canlı kültür-sanat yaşamlarını ön plana çıkaran Beyoğlu ve Başkent Kültür Yolu Festivalleri, 7’den 70’e herkesi mimariden edebiyata, resimden müziğe, tasarımdan tiyatroya kadar farklı disiplinlerden çok sayıda sanat etkinliğiyle buluşturuyor. 

Her iki festivalde de biletli etkinliklerin yanı sıra katılımın erişilebilir olması için pek çok ücretsiz ve açık hava sahnesi kurulacak.  Festival boyunca çocuklar ve çocuklu aileler için özel etkinlikler düzenlenerek geleceğin sanatseverlerin erken yaşta kültürel hayata katılımı teşvik edilecek. Kültürümüzün bir parçası olan gastronomi ile ilgili çeşitli faaliyetler, kültür yolu festivallerinde de yerini alacak.

DÜNYA SAHNELERİNİN DEV İSİMLERİ İSTANBUL VE ANKARALILARLA BULUŞACAK

Türkiye’nin en geniş kapsamlı kültür-sanat etkinlikleri olan Beyoğlu ve Başkent Kültür Yolu Festivalleri Türkiye’den ve dünyadan yıldız sanatçıların yer aldığı nitelikli ve renkli programlarıyla da dikkati çekecek.  

Alanında duayen sanatçıların ve 53 farklı kültür sanat kurumunun katılımıyla gerçekleşecek Beyoğlu Kültür Yolu Festivali, bu yıl 84 farklı noktada, 4 bin 500’ün üzerinde sanatçının 1500’den fazla etkinliğine ev sahipliği yapacak. Beyoğlu Kültür Yolu’nun açılış konseri ise Rebetiko müziğinin önde gelen isimlerinden Yunan sanatçı Glykeria ile İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde olacak.   

Başkent Kültür Yolu Festivali, Ankara’nın tarihî ve modern yüzünü yansıtan 70’i aşkın durakta 1500’den fazla sanatçının katılacağı ve 300’den fazla etkinliğe ev sahipliği yapacak.
Festivaller kapsamında gerçekleşecek etkinliklerle ilgili ayrıntılı bilgilere http://www.beyoglukulturyolu.com/ ve http://www.baskentkulturyolu.com/ internet adreslerinden ve aynı adlı IOS ve Android uygulamalarından ulaşılabiliyor. Etkinliklerin biletleri ise biletinial.com ve sanatcepte uygulaması üzerinden temin edilebiliyor.

Listeler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler haberler

AKP aslında ne yapmaya çalışıyor?

Cizre'de son günlerde yaşananları Evrensel gazetesinde değerlendiren Koç Üniversitesi öğretim üyesi...

Dünyaca ünlü operacı Nafest Chenib Türkiye’ye geliyor

Doğuştan görme engelli olan, dünya genelinde tanınan opera sanatçısı,...

Türkiye Afrika’da petrol arayacak

Türkiye Petrolleri (TP) Genel Müdürü Besim Şişman, Malezya'nın Petronas şirketi ile...

Interpol’den Nissan’ın eski CEO’sunun tutuklanması için Lübnan’a talimat

Yargılandığı Japonya’dan Lübnan’a kaçan Nissan’ın eski CEO’su Carlos Ghosn’un tutuklanması...

Tartışı-Yorum

Cumartesi Anneleri: Gözaltındaki kayıpların hikayesi

Kadir Gürhan“Kayıplar” ve “yargısız infazlar” denilince akla ilk gelen Latin Amerika ülkeleridir. Bu ülkelerde askeri cunta yönetimleri “gözaltında kayıplar” ve “yargısız infazlarla” kendisine muhalif olan tüm kesimlere karşı bir korku ve sindirme politikası uyguladı. Hayatın bir parçası haline gelen bu uygulamalarda kaybedilenlerin çoğunu; öğrenciler, öğretmenler, sendikacılar (örgütlü...

Ölümü öldürmek, sonsuz bir umudun baharıdır…

“Evîn Biharek e…”* - Arjen Arî Bir acılar sarmalıdır sancı, zamanın derinliklerinde gezinen ve hayatın kıyılarına vurur hafızalarının unutulmayacak sesleri. “Lal bû zimanê xwezayê, Girî herikî, jan bû banî” (“Dilsizdi doğanın dili, gözyaşı aktı, acı köprü oldu…”) dizeleri ile anlatıyor şair Semra Çelebî, ‘Birîn’ adlı şiir kitabında, gerçeğin...

Kalbi atan ölü bedenler

Bazı anlar vardır zihinlerimizde çocukluğumuza dair. Hayal mi gerçek mi olduklarını ömrü billah çözemeyiz. Bize anlatılanları, oradan buradan duyduklarımızı kurgulayarak bir görüntü yaratmış da olabiliriz, bizzat gözlerimizle tanık olduğumuz bu anlar zihnimizde mıh gibi tüm gerçekliğiyle çakılı da olabilir. Dediğim gibi hangisinin doğru olduğunu sınamak mümkün değil.Zihnimde...

Kuzguni Gömüt

Siyah kuzguni elbisesi içinde dilinde tek bir Arapça cümle ile Aisha Faris, sadece ağlıyordu. Bizim bilmediğimiz bir dilde, İç’inde kopan çığlıkların gümbürtüsü, siyah elbisesinde kara kara dalgalanıyordu. Aynı Arapça cümleyi tekrarlayarak Engin dertlerine bir de çağlayanlar ekliyordu. Gözyaşları bakışımızın değdiği her yerdeydi. Kara elbisesi; pul parlaklığını, onun...

Direniş Suflesi: Hayır

‘Oku’ diye başlıyor olmasına rağmen kutsal sayılan kelam; ilk maraza mevzunun başında ortaya çıkıyor.Taraflaşmanın daha kolay belirlendiği, hudutların keskin olduğu süreçler elbette yaşandı. Her konuya dair yaklaşımlar farklı idi ve tariflenen alandan hangi konuya nasıl yaklaşılması gerektiği de kendiliğinden açığa çıkıyordu. Karışık ama bence kesinlikle böyleydi.İnsanın yaşadığı...

Üşüyor bir coğrafyanın yüreği

'Eylül Mayıs'a dönüşecek...'Geo Milev Üşüyor bir şehrin yüreği,  geceler buzdan karanlık. Yan yana dizilmiş çadırlar kanıyor. Üşüyor yeryüzü ve şehrin sokaklarında geziyor soğuk. Bir çocuk gözlerinde acının izlerini taşıyor. Bir bahar var ve gelecek mutlaka çocuk. Umudun ışığını taşıyor, geleceğimiz umudumuz çocuk. En amansız fırtınalar diner çocuk, savrulur...

En çok mor

Sıcak beterdi. Bıyıkları terlememiş bir delikanlılık çağında boncuk boncuk ter atıyordu. Çimento torbaları eşek ölüleri kadar ağırdı. Tuğlalar, yamalı şalvarında kahverengi tozlar bırakıyordu. Yamasını çepeçevre saran alelacele dikişleri hep terden söküktü.Daha O Boy’uyla karar vermişti ev yapmaya. Bir evin temelini attı. Atış o atış..Seni inşaat işçisi; fayans...

Sınırlar ve rahatça uyunamayan ülkeye dair: Ordu, yeniden…

Levent Ünsaldı Devlet ve milletin yüksek çıkarlarını ait olduğu kurumun çıkarlarıyla eş gören, dolayısıyla bunları yorumlama tekelini de kendisine veren Türk subayı, kışladaki eriyle kurduğu paternalist ilişkisini (“oğlum” ifadesiyle çağrılan er) milletin geneliyle olan ilişkisine de kolayca yansıtabilmiştir. Aktarılan bu hususi ethos (değerler sistemi), subayın tüm yaşamını geçirdiği...

Rıza Yalçın Koçak yazdı: Olağanüstü zulüm

Rıza Yalçın Koçak Etrafımızdaki insanlar büyük bir şaşkınlıkla cevabı bir yanı ile çok basit bir yanıyla ise iler tutar yanı olmayan sorular soruyorlar. İşyerlerinden atılan arkadaşlarının masumiyetlerine iliklerine kadar inanıp ve ama ‘devletin de bir bildiği vardır’ fikriyatının serin sularında kol gezmeye devam ediyorlar. Hükümet ile ‘paralel’ devlet...

Halkın vicdanı; “Gelemem” diyorsun, peki sen bizdeki “öf öf” ü duyuyor musun?

Ne desek, ne etsek, nasıl yapsak bilemiyoruz… Az şey mi yaşadık? Yok, bir şeyler anlatabilmek için yeterli yaşadıklarımız. Çok şey mi yaşadık? Yok, bir şeyler yapabilmek için çok şey görmedik henüz… “Derin bir ah” çekiyoruz, çünkü şu kelimeler sayfaya değerken Hurşit Külter hala kayıp. Ve “ah vicdan”...

Rütbelerin Er’leri

Rıza Yalçın Koçak ‘Türk halkı sessiz kalarak onayladığı bu savaşın mağduru olmaya mahkumdur.’ (TAK-Haziran 2016)Erleri çekin rütbeliler gelsin! Erleri çekmeyecek rütbeliler ordusu. Ere göre tanımlı omuzlardaki apoletler. Kaç erin başı olduğunu bildiriyor unvanlar. Erlerle tanımlayıp erlerle var ediyorlar kendilerini. Erleri çekin rütbeliler gelsin çığlığını bir iyi niyet olarak okumak gerekiyor en başta....

Kadim Süryanilerin Akitu Bayramı

Yerinden yurdundan edilen, sürgün halkların derdini en içten şairler dillendirir. Bu sebeple Yuhanna Bar Madeni der ki:“Ey sağduyulu!Ana vatanında kalman,Saygınlığını korur.Hakareti ve acı dolu gurbeti hor gör.Saç, başta oldukça değerlidir.Olmadığında, küçümsenir ve ayaklar altına alınır”Bundan tam 6766 yıl önce (MÖ 4750) Asur ve Babil kaynaklarına göre, tarihte...