Ana SayfaHaberlerKadınİlk kadın yönetmen: Alice...
Google Haberler'de takip et!

1873 yılında Fransa’da dünyaya gelen Alice, erken dönem sinemanın ilk öykülü film yapan yönetmenlerinden birisidir. 1000’in üzerinde film çekti ve New Jersey’de kendine ait bir film stüdyosunu yönetti.

 

Bir çok şeyin tarihi, hatta tarihin kendisi bile kadın isminin yanına hep ikinci sınıf insan fikrini iliştirmiştir. Bu fikirden sinema da nasibini almıştır. Öyle ki sinema tarihine baktığımızda sadece kadınların ayak izlerini görebilmekteyiz. Kadınların -malumunuz biçilen sosyal roller dahilinde- erkeklere oranla çok daha fazla yenilik getirdiğini fakat nedense bizlerin bu yenilikleri görmediğini görmekteyiz.

İlk kadın yönetmenlerin (buradaki kadın yönetmen öbeğinin bir ayrımcılık eseri olduğunu bilmekteyiz, fakat başka türlü anlatamayacağız, zira yönetmen dersek herkesin zihninde kamera arkasında duran bir erkek beliriverecek) filmlerini izleyebiliyoruz, fakat hayatlarını öğrenebileceğimiz yazılı-dijital neredeyse hiç bir kaynak yok. Dilerseniz şimdi sinema tarihinden geçmiş o ilk ayak izini takibe başlayalım.

                Gençliğim, tecrübe eksikliğim, cinsiyetim; hepsi bana karşı işbirliği yaptılar.

Alice Guy-Blaché

 

 

1873 yılında Fransa’da dünyaya gelen Alice, erken dönem sinemanın ilk öykülü film yapan yönetmenlerinden birisidir. 1000’in üzerinde film çekti ve New Jersey’de kendine ait bir film stüdyosunu yönetti. Sinema için önemli cihazların daha yeni yeni keşfedildiği bu dönemde, ses senkronizasyonu, renk tonlama, özel efektler ve ırklararası casting gibi konularda önemli denemelere imza attı.

Alice-Guy-BlacheAlice, 1 Temmuz 1873 yılında Paris’te doğdu. Annesi Mariette, Alice’e hamileyken Şile’de yaşamaktaydı, beşinci çocuğunun Fransa topraklarında doğmasını istediği için Fransa’ya geri döndü. Guy, bebekliğinden dört yaşına kadar büyükanne ve büyük  babasıyla yaşadı. Daha sonra tekrar Şile’ye dönen Alice, burada ilk kez babasıyla tanıştı.Babası iflas edip, hemen ardından hayatını kaybettiğinde Alice yine Fransada’ydı. Bu büyük trajedinin ardından Alice hayatını idame ettirebilmek için bir yapım şirketinde daktilocu olarak çalışmaya başladı.

1884’de Leon Gaumont tarafından sekreter olarak işe aldı. Zamanla Leon Gaumont işleri büyüttü ve Fransa’da ki en büyük yapım şirketi haline geldi. Guy, film yapımına büyük merak salmıştı ve büyük ısrarlar sonucu patronundan bir dakikalık The Cabbage Fairy filmini çekmek için izin alabilmişti. Böylece Alice Guy yirmi yedi yıllık sinema kariyerine başlamış oldu.

1886’dan 1906’ya kadar öykülü sinemanın gelişimi için ürünler yarattı. 1906’da o döneme göre büyük bir bütçeyle The Life and Passion of Christ ’i çekti. Gaumont’un Chronophone sistemini kullanarak ses kaydı ile senkron izasyon üzerine çalışmış ve görüntülerin ekran üzerinde birleşmesi gibi tekniklerle sinemanın öncülerinden biri olmuştur. Yenilikçi ruhuyla özel efektler(At the Hypnotist,1898), geri sarma (Avenue de L’opera, 1900) ve çift pozlama gibi teknikleri kullanarak sinemanın gelişimine büyük katkı sağlamıştır. Kullandığı özel efektler ile fantastik ve öykülü filmleri bakımından Melies ile karşılaştırılmaktadır. Ancak kimin daha önce  başladığına dair kesin bir sonuca varılamamıştır. Alice Guy aynı zamanda renkli ve sesli film gibi yeniliklere öncülük etmiştir.

Fransız sinema endüstrisinde 11 yıl çalıştıktan sonra kendisine daha iyi olanakların sunulduğu Birleşik Amerika’ya gitti. Orada aralarında dünyayı kadınların yönettiği bir bilim kurgu filmi olan In the Year 2000’in de olduğu çok sayıda filmin senaryosunu yazdı,yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendi. Blache Birleşik Amerika’daki çalışma koşullarını, bir kadının çalışmasının hoş karşılanmadığı Fransa’dakinden çok daha uygun buldu. Kızı Simone Blache bir görüşmede bu durumu şöyle açıkladı: “Birleşik Amerika annemi bağrına bastı. İnsanlara, bir kadın olduğu için, üstelik sinema alanında çalışan bir kadın olduğu için kendisine mükemmel davranıldığını söylemeye alışmıştı. Fransa’daki durum ise tam tersiydi.”

alice-guy-blache

Alice Guy 1907’de kendisi gibi Gaumont’da çalışan Herbert Blache ile evlendi ve 1910’da George A. Magie’nin ortaklığında Hollywood öncesi en büyük stüdyoya sahip The Solax Company’i kurdu. İşleri o kadar ilerlediki 1912’de Fort Lee’de 100.000 dolarlık cam tavanlı bir stüdyo inşa ettirip sinema tarihinin ilk ve tek stüdyo sahibi kadın yönetmeni haline geldi. Guy Blache son filmini 1919’da yönetti. 1922’de Fransa’ya döndü ve bir daha hiç film yapmadı. Guy’ın filmlerinin çoğu kayıptır.

Günümüzde, sektörün bu kadar kirlendiği bir dönemde bile kadınlar ayakta durmakta zorlanmaktadır. Oysa Alice Guy 70 yıl boyunca sinema sektöründe ki tek kadın yönetmen olarak kaldı. O dönem için rahat yaşamak adına evde çocuk bakmak, temizlik yapmak ve eşinin istediği gibi bir hayat sürmekten başka seçenek göremeyen kadınlar için Alice Guy-Blache çok önemli bir örnektir. Günümüzde bile örnek alınması gereken bir kadındır. Ancak tarih kitaplarına bile adının konulmaması, bir çok kişinin varlığından bile haberinin olmaması, dünyadaki bazı adaletsizlikleri gözler önüne sermektedir. Alice Guy-Blache kesinlikle hatırlanması gereken, azmi ve çalışkanlığıyla örnek alınması gereken bir kadındır.

 

Kaynak: Ceyda Canbey – Sinema Tarihinin İlk Kadın Yönetmeni: Alice Guy-Blache

10,053BeğenenlerBeğen
244TakipçilerTakip Et
1,038TakipçilerTakip Et

Listeler

1 Yorum

  1. “Sene” konusunda bazı hatalar mevcut. 1874’te dünyaya gelmiş bir hanımefendinin 1984’te işe alınmış olması teknik olarak zor. Hele ki 1968’de ebedi uykuya dalmış ise; imkansız. Saygılar…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler haberler

Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili dehşet verici 25 bilgi

Nükleer santrallere neden karşı çıkmalıyız? Mersin'de yapılan Akkuyu Nükleer santrali nedir,...

Eagles’ın Hotel California’sı ve hikayesi

Müzik grubu Eagles'ın 1970'lerde doğan bir rock grubu olması, bugün bile dinlemekten...

Frida Kahlo’nun ölümünden 60 yıl sonra ortaya çıkan özel eşyaları

Frida Kahlo, mücadeleci ruhu, feminist dünya görüşü, portreleri ve aşklarıyla yirminci...

Sümerler’den Asteklere kurban ritüelleri

Yazan: Burak Baş Tanrılar ya da bir inanç uğruna canlıların kurban edilmesi...

Tartışı-Yorum

Alevilikte Tenasüh İnancının Kökeni

Tenasüh (reenkarnasyon, metampsikoz), yaygın tabirle insan bedeni öldükten sonra ruhun başka bedene göç etmesi ve hayatını sürdürmesi. Tenasüh inancı insanoğlunun yaşadığı tüm coğrafyalarda kendine bir şekilde yer bulmuş eski...

Ankara’nın Gayrimenkul Fiyat Artışında 1.İlçesi…

Tolga Yumrukaya / Satış Reçeteleri-1 Emlak sektörü, 2015’te hem değer artışı hem satışlardaki canlılık açısından parlak bir yarıyılı geride bıraktı. Yapı ruhsatı verilerinin gerilemesi de arzın yavaşlayarak eldeki konut stokunun...

Cebeci öğrencisine açık mektup!

Okulumuzun öznesi olan arkadaşlara ve de onu belli hallere sokmaya çabalayanlara, herkesin kendisinde bulabileceği payı hatırlatmaya dair naçizane bir çabadır bu yazı.   Klasiktir ama “zor günler” yaşıyoruz. Bir şehrin göbeğinde...