Ana SayfaKültür SanatUluslararası Sinemacı İş Eğitimi...

Uluslararası Sinemacı İş Eğitimi Programı başlıyor

Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin ana ortaklarından olduğu Perdeyi Sahipleniyoruz (Reclaim the Frame x International) projesinin ikinci aşaması olan Uluslararası Sinemacı İş Eğitimi Programı (Filmonomics) 1 Haziran saat 17.00’de Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleşecek panel ile başlıyor.

British Council’in Uluslararası İşbirliği Fonu kapsamında finanse edilen Perdeyi Sahipleniyoruz projesinin ortakları arasında Birleşik Krallık’tan Birds’ Eye View, Lübnan’dan Beyrut Kadın Filmleri Festivali, Tunus’tan Regards de Femmes, Tayvan’dan Women Make Waves Uluslararası Film Festivali ve Türkiye’den Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali bulunuyor.

Türkiye, Lübnan, Tunus ve Tayvan’dan 18 kadın ve non-binary sinemacının bir yıl boyunca çevrimiçi eğitim görmesini sağlayacak olan Filmonomics eğitim programı kapsamında seçilen yönetmenler pazar, satış, proje teklifi hazırlama ve izleyici geliştirmenin de aralarında olduğu pek çok konuda oturumlara katılacaklar.

Filmonomics eğitim programı başvuruları 1 Haziran’da başlayacak ve 5 Temmuz’a dek sürecek. Ağustos ayı sonunda başlaması planlanan 8 oturumluk çevrimiçi eğitimlerin 8 Mart 2023’te tamamlanması planlanıyor. Programa Türkiye, Lübnan, Tunus ve Tayvan vatandaşı olan veya bu ülkelerden birinde yaşayan kadın ve non-binary yönetmenler başvurabilecek.

1 Haziran saat 17.00’de Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde tüm proje ortaklarının katılımıyla gerçekleşecek oturumda eğitim programının ayrıntıları ve başvuru koşullarının yanı sıra Birleşik Krallık, Lübnan, Tunus, Tayvan ve Türkiye’de kadın filmleri festivali düzenleme deneyimleri üzerine konuşmalar yapılacak.

Perdeyi Sahipleniyoruz projesinin ilk aşaması olan ortak film seçkisi ise 26 Mayıs – 5 Haziran tarihleri arasında 25. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali kapsamında Ankara seyircisiyle buluşuyor. Perdeyi Sahipleniyoruz seçkisinde Tunus’tan Leyla Bouzid’in Bir Aşk ve Arzu Hikâyesi, Lübnan’dan Zeina Daccache’nin Mavi Zindan, Birleşik Krallık’tan Celeste Bell ve Paul Sng’in Poly Styrene: Ben Bir Klişeyim ve Türkiye’den Nazlı Elif Durlu’nun Zuhal filmleri yer alıyor. 

FESTİVAL GÜNLÜĞÜ

25. Uçan Süpürge ikinci gününde de Büyülü Fener Kızılay Sineması ve Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleştirilen gösterim ve söyleşilere ilgil yoğundu. 

Uçan Süpürge’nin British Council Arts’ın desteğiyle programda yer alan Perdeyi Sahipleniyoruz (Reclaim the Frame X International) ortak seçkisinin parçası olan Zuhal’in gösterimi 27-28 Mayıs tarihlerinde Büyülü Fener Kızılay Sineması’ndaydı. Gösterimlerin ardından yönetmen Nazlı Elif Durlu ve yapımcı Anna Maria Aslanoğlu ile söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşide yönetmen filmin yapım aşamasına ve ulusal festivallerde yarışan kadın yönetmenlerin azlığına dikkat çeken bir soru üzerine yönetmen Nazlı Elif Durlu filmi yapabildiği için çok mutlu olduğunu belirterek, “günümüzde kadınların daha kolay film yapabildiği fikri var buna içeriliyorum çünkü böyle değil, buna karar veren kadınlar bu hassasiyeti geliştirmemiş kadınlar ya da erkekler. Bizim hassasiyetimizi anlata anlata birbirimize destek olmaya çalışıyoruz” dedi.

Yönetmen Nazlı Elif Durlu söyleşide filmin hikayesinde bir kadının, bir meselenin peşinden giderken deli muamelesi görmesi, anlaşılmıyor olması gibi,  kadın yönetmenlerin de  bu durumlarla karşılaşabileceğini söyledi. “Çaldığımız kapılar kapanabiliyor, kendimizi ifade edemeyebiliyoruz. Kadın yönetmen ve yapımcıların kadın hikayesi anlatması umarım daha fazla olur. Uçan Süpürge kadınların bu alanda emeğini görünür kıldığı için bu açıdan çok önemli.”

Mafifa’nın iki gösterimine de katılan yönetmen Daniela Muñoz Barroso’yla da gösterimler ardından söyleşi gerçekleştirildi. Kübalı yönetmen Barroso, Santiago’dan Havana’ya kadar bir gezi yaparken Mafifa ile karşılaşmasıyla, gizemi insanlara sordukça ortaya çıkan bir  heyecanı araştırmaya karar verdiğini ve hikayenin bu şekilde ortaya çıktığını söyledi. 

Filmin kendisi için bir ayna olduğunu söyleyen yönetmen Barroso şunları kaydetti; “Mafifa benim için kendimi bulduğum bir ayna oldu, sadece benim için değil bu filmde geçen geçmeyen her kadın için bir ayna olmuştur. Sadece Mafifanın yalnızlığı değil diğer kadınların da kendinden birşeyler bulabileceği bir film olmasını istedim. Kameranın dokusu, herkesin filmi izlerken kendi perspektifine sahip olması çok doğal, hepimizin hayatta amaçları olur bunun için çalışırız ama ne kadar çalışsak da bir anda uçabilir.”

Listeler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler haberler

Türker İnanoğlu: ‘Atlas Sineması’nı bakanlığın restorasyon çalışmaları için tahliye ettik’

Türkiye sinemasında önemli filmlere imza atan Erler Film’in yapımcısı Türker...

İran: Siviller kalkan olarak kullanılmamalı; Türkiye-Suriye arabuluculuğu yapabiliriz

İran Dışişleri Bakanlığı, Türkiye ile Suriye hükümeti arasındaki sorunu çözmek...

Güney Koreli yetkili: İkinci dalgayı yaşıyoruz

‘Corona’yla mücadelede başarılı ülkeler arasında gösterilen, vaka sayısında 30 Nisan’da...

Ercan Kesal’ın yazıp yönettiği ilk uzun metraj filmi ‘Nasipse Adayız’dan ilk fragman

Ercan Kesal’ın senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini üstlendiği ilk uzun metraj...

Tartışı-Yorum

Cumartesi Anneleri: Gözaltındaki kayıpların hikayesi

Kadir Gürhan“Kayıplar” ve “yargısız infazlar” denilince akla ilk gelen Latin Amerika ülkeleridir. Bu ülkelerde askeri cunta yönetimleri “gözaltında kayıplar” ve “yargısız infazlarla” kendisine muhalif olan tüm kesimlere karşı bir korku ve sindirme politikası uyguladı. Hayatın bir parçası haline gelen bu uygulamalarda kaybedilenlerin çoğunu; öğrenciler, öğretmenler, sendikacılar (örgütlü...

Ölümü öldürmek, sonsuz bir umudun baharıdır…

“Evîn Biharek e…”* - Arjen Arî Bir acılar sarmalıdır sancı, zamanın derinliklerinde gezinen ve hayatın kıyılarına vurur hafızalarının unutulmayacak sesleri. “Lal bû zimanê xwezayê, Girî herikî, jan bû banî” (“Dilsizdi doğanın dili, gözyaşı aktı, acı köprü oldu…”) dizeleri ile anlatıyor şair Semra Çelebî, ‘Birîn’ adlı şiir kitabında, gerçeğin...

Kalbi atan ölü bedenler

Bazı anlar vardır zihinlerimizde çocukluğumuza dair. Hayal mi gerçek mi olduklarını ömrü billah çözemeyiz. Bize anlatılanları, oradan buradan duyduklarımızı kurgulayarak bir görüntü yaratmış da olabiliriz, bizzat gözlerimizle tanık olduğumuz bu anlar zihnimizde mıh gibi tüm gerçekliğiyle çakılı da olabilir. Dediğim gibi hangisinin doğru olduğunu sınamak mümkün değil.Zihnimde...

Kuzguni Gömüt

Siyah kuzguni elbisesi içinde dilinde tek bir Arapça cümle ile Aisha Faris, sadece ağlıyordu. Bizim bilmediğimiz bir dilde, İç’inde kopan çığlıkların gümbürtüsü, siyah elbisesinde kara kara dalgalanıyordu. Aynı Arapça cümleyi tekrarlayarak Engin dertlerine bir de çağlayanlar ekliyordu. Gözyaşları bakışımızın değdiği her yerdeydi. Kara elbisesi; pul parlaklığını, onun...

Direniş Suflesi: Hayır

‘Oku’ diye başlıyor olmasına rağmen kutsal sayılan kelam; ilk maraza mevzunun başında ortaya çıkıyor.Taraflaşmanın daha kolay belirlendiği, hudutların keskin olduğu süreçler elbette yaşandı. Her konuya dair yaklaşımlar farklı idi ve tariflenen alandan hangi konuya nasıl yaklaşılması gerektiği de kendiliğinden açığa çıkıyordu. Karışık ama bence kesinlikle böyleydi.İnsanın yaşadığı...

Üşüyor bir coğrafyanın yüreği

'Eylül Mayıs'a dönüşecek...'Geo Milev Üşüyor bir şehrin yüreği,  geceler buzdan karanlık. Yan yana dizilmiş çadırlar kanıyor. Üşüyor yeryüzü ve şehrin sokaklarında geziyor soğuk. Bir çocuk gözlerinde acının izlerini taşıyor. Bir bahar var ve gelecek mutlaka çocuk. Umudun ışığını taşıyor, geleceğimiz umudumuz çocuk. En amansız fırtınalar diner çocuk, savrulur...

En çok mor

Sıcak beterdi. Bıyıkları terlememiş bir delikanlılık çağında boncuk boncuk ter atıyordu. Çimento torbaları eşek ölüleri kadar ağırdı. Tuğlalar, yamalı şalvarında kahverengi tozlar bırakıyordu. Yamasını çepeçevre saran alelacele dikişleri hep terden söküktü.Daha O Boy’uyla karar vermişti ev yapmaya. Bir evin temelini attı. Atış o atış..Seni inşaat işçisi; fayans...

Sınırlar ve rahatça uyunamayan ülkeye dair: Ordu, yeniden…

Levent Ünsaldı Devlet ve milletin yüksek çıkarlarını ait olduğu kurumun çıkarlarıyla eş gören, dolayısıyla bunları yorumlama tekelini de kendisine veren Türk subayı, kışladaki eriyle kurduğu paternalist ilişkisini (“oğlum” ifadesiyle çağrılan er) milletin geneliyle olan ilişkisine de kolayca yansıtabilmiştir. Aktarılan bu hususi ethos (değerler sistemi), subayın tüm yaşamını geçirdiği...

Rıza Yalçın Koçak yazdı: Olağanüstü zulüm

Rıza Yalçın Koçak Etrafımızdaki insanlar büyük bir şaşkınlıkla cevabı bir yanı ile çok basit bir yanıyla ise iler tutar yanı olmayan sorular soruyorlar. İşyerlerinden atılan arkadaşlarının masumiyetlerine iliklerine kadar inanıp ve ama ‘devletin de bir bildiği vardır’ fikriyatının serin sularında kol gezmeye devam ediyorlar. Hükümet ile ‘paralel’ devlet...

Halkın vicdanı; “Gelemem” diyorsun, peki sen bizdeki “öf öf” ü duyuyor musun?

Ne desek, ne etsek, nasıl yapsak bilemiyoruz… Az şey mi yaşadık? Yok, bir şeyler anlatabilmek için yeterli yaşadıklarımız. Çok şey mi yaşadık? Yok, bir şeyler yapabilmek için çok şey görmedik henüz… “Derin bir ah” çekiyoruz, çünkü şu kelimeler sayfaya değerken Hurşit Külter hala kayıp. Ve “ah vicdan”...

Rütbelerin Er’leri

Rıza Yalçın Koçak ‘Türk halkı sessiz kalarak onayladığı bu savaşın mağduru olmaya mahkumdur.’ (TAK-Haziran 2016)Erleri çekin rütbeliler gelsin! Erleri çekmeyecek rütbeliler ordusu. Ere göre tanımlı omuzlardaki apoletler. Kaç erin başı olduğunu bildiriyor unvanlar. Erlerle tanımlayıp erlerle var ediyorlar kendilerini. Erleri çekin rütbeliler gelsin çığlığını bir iyi niyet olarak okumak gerekiyor en başta....

Kadim Süryanilerin Akitu Bayramı

Yerinden yurdundan edilen, sürgün halkların derdini en içten şairler dillendirir. Bu sebeple Yuhanna Bar Madeni der ki:“Ey sağduyulu!Ana vatanında kalman,Saygınlığını korur.Hakareti ve acı dolu gurbeti hor gör.Saç, başta oldukça değerlidir.Olmadığında, küçümsenir ve ayaklar altına alınır”Bundan tam 6766 yıl önce (MÖ 4750) Asur ve Babil kaynaklarına göre, tarihte...