Ana SayfaPolitikaHilal Cebeci "Selahattin Demirtaş'ı...

Hilal Cebeci “Selahattin Demirtaş’ı çok samimi, cesur buluyorum”

Google Haberler'de takip et!

Hilal Cebeci verdiği bir röportajda “Ama ben Selahattin Beyi de çok seviyorum. Tarzını çok beğeniyorum. Bana en samimi gelen kişilerden biri.” dedi.

Pop şarkıcısı Hilal Cebeci, Radikal’den Armağan Çağlayan‘a verdiği röportajda Selahattin Demirtaş ile ilgili “Ama ben Selahattin Beyi de çok seviyorum. Tarzını çok beğeniyorum. Bana en samimi gelen kişilerden biri.” dedi.

Çağlayan’ın “Şimdi kime vereceksiniz oyunuzu?” sorusunu cevaplayan Cebeci’nin röportajından ilgili bölümü şöyle:

Tabii ki Halk partisine vereceğim oyumu. Neden derseniz, oy kullanmak gerekiyor yani. Çekimser kalmamak lazım. Diyeceksiniz ki Halk Partisi seni çok mu tatmin ediyor? Etmiyor. Ama destek olma amacından dolayı… Bir oy, bir oydur. Ama ben Selahattin Beyi de çok seviyorum. Tarzını çok beğeniyorum. Bana en samimi gelen kişilerden biri. Babam benim solcu olduğu için hep Ecevit’e oy vermiş. Sonraki dönemlerde bir gün ben böyle oy vereceğim. Ama kararım farklı bir yere oy vermekti. Girdim içeri ama dayanamadım yine, yani babamın şeyi var içimde yani. Babama ihanet etmiş gibi olacağım, anlatabiliyor muyum? O yüzden ona vermek zorundayım. Yoksa babamın fikirleriyle de Selahattin Bey’in fikirleri çok yakın. Çünkü bunlar dünya insanları. Yani kardeşliğe inanan insanlar. “Şu anki politikacıların içinde hangisini samimi buluyorsunuz?” derseniz, kesinlikle Selahattin Bey’i samimi buluyorum, çok cesur buluyorum. Gayet güzel açıklamaları… Dinlediğim zaman onu, çok mantıklı geliyor. Geçen gün başbakanımızı dinledim. Bunu söylediği zaman koltuktan düştüm; dedi ki “Kadına şiddete karşı ne yaptınız?” “Ben mitinglerde erkeklerden söz aldım” dedi. Koltuktan düştüm yani, gülme krizine falan girdim.
Bu tarz açıklamalara ben bir de şöyle bir şey söylüyorum; o da zaman yanlış anlaşılmasın, gerçekten okumamış bir kesim var. Okumamışlık ayrı bir şeydir, bir de okumamış olur ama kendini geliştirmiş olur. O apayrı… Kendini geliştirmemiş çok ciddi bir kitle var. O kitleye baktığınız zaman, mitinglerde görüyoruz, hanımları falan bağırıyorlar, oraya ne için geldiğini bile bilmiyor belki. Belki işte bir makarnayla bir şey veriyorlar. Mitinge götürüyorlar… “Onlarla benim oyum bir mi?” dediğim zaman tepki görüyorum. Aslında öyle tepki göstermesinler, ben bir şey açıklamaya çalışıyorum. Kimseyi de aşağılamıyorum asla. Zaten hayat görüşü olarak böyle bir şey yapmam söz konusu bile olamaz. Ama biraz adeletli bir şeyler olsun istiyorum. Yani biz ne olacağız bilmiyorum, çok çaresizim. Hani biz yüzde 49’muyuz, kaçız?

Hilal Cebeci Selahattin demirtaş,

10,053BeğenenlerBeğen
244TakipçilerTakip Et
1,038TakipçilerTakip Et

Listeler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler haberler

44 Madde ile Deniz Gezmiş kimdir, neyin nesidir!

Bir dönem, orkestra şefi gibi idare ettiği kitleleri peşinden sürükledi. Henüz...

20 maddeyle Finlandiya eğitim sistemi

Finlandiya eğitim sistemi, dünya ülkeleri arasında en saygın eğitim sistemi olarak...

Grinin 50 Tonu’nun berbat bir film olduğunu kanıtlayan 5 yasaklı film

Yasaklı film demek izleyicide merak uyandıran ve bilet aldırmaya zorlayan bir...

Türkiye sinemasından en iyi 10 yerli sanat filmi

Yerli sanat filmi geçmişimiz sadece Türkiye sinema tarihini etkilemekle kalmamış, Dünya sinema tarihini de derinden etkilemiştir.

Tartışı-Yorum

İsmail Beşikçi Aziz Sancar’ı Nelson Mandela’yla eleştirdi

Sosyolog İsmail Beşikçi, bu yılın kimya dalında Nobel Ödülü'nü alan Prof. Dr. Aziz Sancar ile ilgili bir yazı kaleme aldı.   Aziz Sancar'ı Nelson Mandela ile karşılaştıran İsmail Beşikçi yazısında, "Bilim...

Sınırlar ve rahatça uyunamayan ülkeye dair: Ordu, yeniden…

Levent Ünsaldı Devlet ve milletin yüksek çıkarlarını ait olduğu kurumun çıkarlarıyla eş gören, dolayısıyla bunları yorumlama tekelini de kendisine veren Türk subayı, kışladaki eriyle kurduğu paternalist ilişkisini (“oğlum” ifadesiyle çağrılan...

Düşünürken

Sevgili okur bu atmosferde yazı yazmak hiç olmadığı kadar zor, öyle ki ciğerden kaleme kan çekmek kalemden kağıda mürekkep akıtmaktan daha kolay. Neden mi? Öyle bir iklim yaşıyoruz ki...