İştebrak’ta Aleviler katledilmeye devam ediyor. Suriye’de 28 Mart’ta İdlip’i, 25 Nisan’da Cisr eş-Şuğur’u ele geçiren El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi öncülüğündeki cihatçı çeteler, Cisr eş-Şuğur’un yaklaşık 3 kilometre güneybatısında yer alan ve çoğunluğunu Alevilerin oluşturduğu İştebrak Köyü’nde katliam yaptı.
Lübnan merkezli El Meyadin televizyonunun haberine göre, Cisr eş-Şuğur’un yaklaşık 3 kilometre güneybatısında yer alan ve nüfusun çoğunluğunu Alevilerin oluşturduğu İştebrak Köyü’ne, Nusra ile Çeçen kökenli cihatçıların oluşturduğu Ceyşu’l Muhacirin ve’l Ensar (Muhacir ve Ensar Ordusu) tarafından bir saldırı düzenlendi.
Cihatçı çetelerin bu saldırısında aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 35 sivil katledildi. Bölgedeki yerel kaynaklar ise bu sayının daha fazla olduğunu öne sürdü. Katliamın ardından köyde yaşayanların komşu köy ve kasabalara kaçtığı bildirildi.
Muhacir ve’l Ensar çetelerine yakın bir YouTube hesabında yayımlanan İştebrak Köyü’ne saldırı videosunda, ağır silahlarla yerleşimlerin hedef alındığı, saldırıdan kaçan köy halkının araçlarının yol kenarına yerleştirilen mayınlarla patlatıldığı ve kalabalık gruplar halinde cihatçıların köye girdiği görülüyor.
Hatay’a 12 kilometre uzaklıkta yer alan İştebrak Köyü daha önce de cihatçı çeteler tarafından hedef alınmıştı.
Öte yandan CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün, İştebrak’taki Alevi katliamı ile ilgili Kara Kuvvetleri komutanlığına bir mektup yazdı.
Nusra Cephesi’ne bağlı teröristlerin İştebrak Alevi Köyü’nde katliam yaptıklarını, bununla ilgili Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar’a mektup gönderdiğini belirten Aygün, mektubunda, “TSK, hükümetlere endeksli bir tavır takınamaz” dedi.
Sosyal Paylaşım Sitesi Twitter üzerinden mektubu paylaşan Hüseyin Aygün, El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi üyesi teröristlerin, geçen hafta sonu İdlib’e bağlı Cisr eş-Şugur kasabasını bastığı ve nüfusun çoğunluğunu Aleviler’in oluşturduğu İştebrak Köyü’nde 52 sivili katlettiğini belirtti. Aygün, şöyle devam etti:
“Bu insanların katledilmesinin tek sebebi Alevi inancına sahip oluşları ve El Nusra’nın onları “kafir” olarak görmesiydi. Bunun üzerine Suriye, dün Birleşmiş Milletler’e (BM), “Terörist grupların saldırılarının Türk ordusu tarafından verilen ateş ve lojistik destek sayesinde gerçekleştiğini” belirten iki mektup gönderdi ve Türkiye’yi resmen şikayet etti. Sayın Akar, Türk Ordusu’nun isminin El Kaide, IŞİD, El Nusra, ÖSO, Fetih Ordusu vb. İslamcı terör örgütleri ile birlikte anılması kabul edilemez. Bu örgütler yıllardır özellikle Suriye ve Irak ‘ta ‘Soykırım’ ve ‘İnsanlık suçları’ işlemektedirler. Suriye’de dört gün evvel sivillere yönelik bir soykırım eyleminden bahsedilmekte ve açıkça TSK’nın bu eyleme destek olduğu konuşulmaktadır. Mevcut hükümetin başta Suriye, Irak, Mısır, Yemen olmak üzere Ortadoğu’ya yönelik dış politikası iflas etmişken Türk Ordusu’nun iflas etmiş olan bu dış politikaya askeri ve lojistik destek vermesi veya bu yöndeki resmi iddiaların uluslararası alanda güçlü bir şekilde dile getirilmesi utanç vericidir.
Recep Tayyip Erdoğan’ın Müslüman Kardeşler sevdalısı olması ve Ahmet Davutoğlu’nun Neo-Osmanlı hayallerinin peşine dalması Türk Ordusu’nun EI Kaide, IŞİD, El Nusra, ÖSO, Fetih Ordusu vb. İslamcı terör örgütleri ile birlikte iminin anılmasına vesile olmamalıdır. Unutmayınız ki, BM kararı ile IŞİD adlı çete, terörist örgüt olarak tanımlanmış ve Irak ve Suriye başta olmak üzere bu çetenin faal olduğu bölgelere yönelik uluslararası askeri müdahale başlatılmıştır. Hükümetler belirli bir üre dâhilinde seçimler ile iş başına gelir ve giderler. Fakat devletin diğer kurumları ve özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için böyle bir durum söz konusu değildir. TSK, hükümetlere endeksli bir tavır takınamaz. Türk Ordusu, Türkiye Cumhuriyeti sınırlan içerisinde yaşayan bütün toplumsal kesimleri bünyesinde barındır ve aynı zamanda bu toplumsal kesimlerin hassasiyetlerini dikkate almak yükümlülüğündedir.“Türkiye’de yaşayan tüm yurttaşlar askerlik yapmaktadır. Suriye sınırının hemen öte yakasında yaşayan Aleviler’in katledilmesi eylemine bulaşan bir Silahlı Kuvvetler’e sizce herhangi bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı saygı duyabilir mi? Askeri ve lojistik desteğin devam etmesi halinde Suriye daha şiddetli çatışmalara sahne olur ve daha fazla masum kanı dökülür. Biz başında bulunduğunuz TSK’nın da başkomutanı olan Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Barış. Dünyada Barış” ilkesini benim emiş biz ülkeyiz. Komşu ülkelere yönelik saldırılara ortak olmayınız. TSK’nın El Kaide, IŞİD ve El Nusra gibi örgütlerin destekçisi olmasına karşı koyunuz. Bu sizin Anayasal görevinizdir. Saygılarımla. Hüseyin Aygün. CHP Dersim-Tunceli Milletvekili.”
İşte Hüseyin Aygün’ün paylaşımı: