Ana SayfaListelerDahi olmak için hasta...

Dahi olmak için hasta olmanın şart olduğunu kanıtlayan 17 şahsiyet

Dahi olmak bazen deli olmaktan geçer. Ya da hayatın büyük bir bölümünü etkisi altına alan hastalıklardan. Bu listede bilimden sanata, müzikten felsefeye, alanlarında tek olan dahilerin hastalıklarını sıralıyoruz. Gördük ki, çığır açan hiçbir atılım sancısız olmamış.

Diğer listelerimize de bakmanızı tavsiye ediyoruz.

 

1.Vincent van Gogh (1853 – 1890)

Van Gogh şizofreni hastasıydı. Boyadan zehirlenmesi bu etkiyi arttırdı. Bipolar bozukluğu da mevcuttu. Frengi ve Ménière hastalığından da muzdaripti.Vincent Van Gogh

 

 

2.Ludwig Van Beethoven (1770 – 1827)

9. senfonisini sağırken besteleyen Beethoven‘ın işitme bozukluğu vardı. Astım hastalığından muzdarip olan Beethoven çalışmalarından önce kafasını soğuk suyla dolu kovaya sokardı. Obsesif de olan Beethoven’da Asperger Sendromu da vardı.Ludwig Van Beethoven (1770 - 1827)

 

 

3.Pisagor (MÖ 570 – MÖ 495)

Kendisinde Obsesif Kompülsif Bozukluk vardı. Bu yüzden kök ikinin rasyonel olmadığını ispatlayan öğrencisi Hippasus‘u denize attırmıştır. Fikirlerinin kesin doğru olduğunu düşünürdü.Pisagor (MÖ 570 - MÖ 495)

 

 

4.Christy Brown (1932 – 1981)

Dünyaya geldiğinde beyin felci geçirdi. Doktorlara inat annesinin de eğitimiyle sol ayağını kullanabiliyordu. Epilepsi hastası da olan Brown iyi bir ressamdı.Christy Brown (1932 - 1981)

 

 

5.Agatha Christie (1890 – 1976)

Histerik Füg hastalığı vardı. Bu rahatsızlık kişiyi gerçek dünyadan koparıyordu. Bu hayal dünyasının Agatha Christie‘ye kazandırdıkları ise göz ardı edilemez. Ayrıca Christie, sara hastasıydı.Agatha Christie (1890 - 1976)

 

 

6.Frida Kahlo (1907 – 1954)

Ünlü ressam, küçük yaşlarda çocuk felci geçirdi. Uzun süre yatağa bağımlı olduğu için bir bacağı diğerinden inceydi. Omurgasında da sorunlar vardı. Hayatının sonlarına doğru ise sağ bacağı kesildi. (Frida Kahlo hakkında daha fazla bilgi için buraya bakın.)Frida Kahlo (1907 - 1954)

 

 

7.Stephen Hawking (1942 – …)

21 yaşında henüz tedavisi olmayan ALS hastalığına yakalandı. Motor nöronların yüzde sekseni öldü ve felç kaldı.Stephen Hawking (1942 - ...)

 

 

8.Salvador Dali (1904 – 1989)

Bir ressam için en kötü hastalıklardan olan Parkinson hastasıydı. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu vardı. Neredeyse 48 yaşına kadar cinsellikten oldukça soğuktu ve eşi ile 15 yıl kadar birlikte olmadı.Salvador Dali (1904 - 1989)

 

 

9.Dante Alighieri (1265 – 1321)

İlahi Komedya‘nın yazarı Dante’de Norkolepsi ve kas gevşekliği hastalıkları vardı. Norkolepsi gündüzleri sürekli uyuma ihtiyacı hissetmektir. Kas gevşekliği ise bu hastalığın bir sonucudur. Ayrıca Dante, Epilepsi (Sara) hastasıydı. Dante Alighieri (1265 - 1321)

 

 

10.Pablo Picasso (1881 – 1973)

Pablo Picasso yoğun bir migrenden muzdaripti. Disleksi (unutkanlık ve öğrenme zorluğu) hastalığı da kendisinde mevcuttu. Öğrenmede zorluk çekiyordu ancak baş ağrısının da etkisiyle resimlerde farklı etkilere de yer veriyordu.Pablo Picasso (1881 - 1973)

 

 

11.Wolfgang Amadeus Mozart (1756 – 1791)

Müzik dünyasının gelmiş geçmiş en büyük insanlarından olan Mozart‘ta Tourette Sendromu mevcuttu. Bu hastalık aynı şeylerin sonsuz kez tekrarlanmasına yol açar. Notalama yeteneğinin buradan geldiği düşünülüyor. Ayrıca bu sendrom kişinin her şeye karşı tikinin olmasına da yol açabilir.Wolfgang Amadeus Mozart (1756 - 1791)

 

 

12.Charles Darwin (1809 – 1882)

Evrim konusunda başarılı çalışmalar yapan Darwin kekemeydi. Bunun yanında Chagas hastası da olan Darwin’in vücudunun içinde yumuşak kanatsız böcekler dolaşıyordu. Tüm bunları hisseden Darwin bu böceklerle ilgili bilgileri bile kitaplarına aktardı.Charles Darwin (1809 - 1882)

 

 

13.Leonardo Da Vinci (1452 – 1519)

Ünlü ressam ve mucit Da Vinci‘de, Frijit vardı. Frijit cinsel manada karşı cinse karşı oluşan soğukluktur. Cinselliği duyguların olmadığı zaman, iğrenç bir şey olarak tanımladı. Farklı alanlara olan ilgisinden ve sosyal olmamasından dolayı Asperger Sendromu da olduğu söylenebilir. Leonardo’nun hayatı boyunca sevgilisi olmadı.Leonardo Da Vinci (1452 - 1519)

 

 

14.Albert Einstein (1879 – 1955)

Modern Fiziğin babalarından Einstein, Otistik Spektrum Bozukluğuna sahipti. Asperger sendromuna benzese de farklılıkları vardır. Bu hastalıkta, kişi kendini uzun uykulardan alamaz. Sürekli yarı baygın halde dolaşabilir. Beyin loblarının arasında bağlantı sadece yaşamsal faaliyetleri sürdürecek kadar vardır.Albert Einstein (1879 - 1955)

 

 

15.Isaac Newton (1643 – 1727)

Fizik kanunları ve matematik konusunda muhteşem çalışmalara imza atan Newton, Asperger Sendromu’na sahipti. Asperger Sendromu’nda beynin tüm lobları ayrı ayrı çalışır. Bu yüzden birden farklı alanda uzmanlaşabilirler. Ayrıca bu rahatsızlık kişinin asosyal olmasına, hep aynı şeyleri tekrarlamasına da yol açabilir.Isaac Newton (1643 - 1727)

 

 

16.Galileo Galilei (1564 – 1642)

Gelileo Sendromu olarak da bilinen hastalığa sahipti. Yani o anki topluma ters düşen her ne varsa o konuda insanları zorlamak. Bunun yanında ilerleyen yaşlarında Galilei kör oldu.Galileo Galilei (1564 - 1642)

 

 

17.John Nash (1928 – 2015)

Ünlü ”Oyun Teorisi” nin sahibi bir matematikçi olan Nash şizofreni hastasıydı. Çevresinde aslında olmayan kırmızı giysili insanlar görüyordu. Hayatını anlatan ‘Akıl Oyunları’ filminde de bu detaylar vardı. John Nash (1928 - 2015)

Şu listeye de bakabilirsiniz:
Dünyaya Büyük Fikirler vermiş ‘Dahi Deliler’!

Listeler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler haberler

Fransa’da ‘maddi zorluklarla boğuşacak gücüm kalmadı’ diyen öğrenci kendisini ateşe verdi

Fransa’nın Lyon kentindeki 22 yaşındaki üniversite öğrencisi geçim sıkıntısı yaşadığını...

Kaliteli malzeme kaliteli kulplar uygun fiyat

Kullandığı her malzemede kendine güvenen, kalitesinden ödün vermeyen firma, sizlere de...

TL sakin, Euro-tahvil ve CDS’lerde alımlar var

Alternatif menkul kıymetlerimizi Biden’in seçimi kazanması ihtimalinin iyice yükselmesi eşliğinde...

Perşembe 250 Baz Puan Üstü Faiz İndirimi Dövizi Tetikler mi? Bloomberg “Evet” Diyor Ama…

Yazının başlığı “Emerging Markets May Get Tough Lesson From Turkey...

Tartışı-Yorum

Cumartesi Anneleri: Gözaltındaki kayıpların hikayesi

Kadir Gürhan“Kayıplar” ve “yargısız infazlar” denilince akla ilk gelen Latin Amerika ülkeleridir. Bu ülkelerde askeri cunta yönetimleri “gözaltında kayıplar” ve “yargısız infazlarla” kendisine muhalif olan tüm kesimlere karşı bir korku ve sindirme politikası uyguladı. Hayatın bir parçası haline gelen bu uygulamalarda kaybedilenlerin çoğunu; öğrenciler, öğretmenler, sendikacılar (örgütlü...

Ölümü öldürmek, sonsuz bir umudun baharıdır…

“Evîn Biharek e…”* - Arjen Arî Bir acılar sarmalıdır sancı, zamanın derinliklerinde gezinen ve hayatın kıyılarına vurur hafızalarının unutulmayacak sesleri. “Lal bû zimanê xwezayê, Girî herikî, jan bû banî” (“Dilsizdi doğanın dili, gözyaşı aktı, acı köprü oldu…”) dizeleri ile anlatıyor şair Semra Çelebî, ‘Birîn’ adlı şiir kitabında, gerçeğin...

Kalbi atan ölü bedenler

Bazı anlar vardır zihinlerimizde çocukluğumuza dair. Hayal mi gerçek mi olduklarını ömrü billah çözemeyiz. Bize anlatılanları, oradan buradan duyduklarımızı kurgulayarak bir görüntü yaratmış da olabiliriz, bizzat gözlerimizle tanık olduğumuz bu anlar zihnimizde mıh gibi tüm gerçekliğiyle çakılı da olabilir. Dediğim gibi hangisinin doğru olduğunu sınamak mümkün değil.Zihnimde...

Kuzguni Gömüt

Siyah kuzguni elbisesi içinde dilinde tek bir Arapça cümle ile Aisha Faris, sadece ağlıyordu. Bizim bilmediğimiz bir dilde, İç’inde kopan çığlıkların gümbürtüsü, siyah elbisesinde kara kara dalgalanıyordu. Aynı Arapça cümleyi tekrarlayarak Engin dertlerine bir de çağlayanlar ekliyordu. Gözyaşları bakışımızın değdiği her yerdeydi. Kara elbisesi; pul parlaklığını, onun...

Direniş Suflesi: Hayır

‘Oku’ diye başlıyor olmasına rağmen kutsal sayılan kelam; ilk maraza mevzunun başında ortaya çıkıyor.Taraflaşmanın daha kolay belirlendiği, hudutların keskin olduğu süreçler elbette yaşandı. Her konuya dair yaklaşımlar farklı idi ve tariflenen alandan hangi konuya nasıl yaklaşılması gerektiği de kendiliğinden açığa çıkıyordu. Karışık ama bence kesinlikle böyleydi.İnsanın yaşadığı...

Üşüyor bir coğrafyanın yüreği

'Eylül Mayıs'a dönüşecek...'Geo Milev Üşüyor bir şehrin yüreği,  geceler buzdan karanlık. Yan yana dizilmiş çadırlar kanıyor. Üşüyor yeryüzü ve şehrin sokaklarında geziyor soğuk. Bir çocuk gözlerinde acının izlerini taşıyor. Bir bahar var ve gelecek mutlaka çocuk. Umudun ışığını taşıyor, geleceğimiz umudumuz çocuk. En amansız fırtınalar diner çocuk, savrulur...

En çok mor

Sıcak beterdi. Bıyıkları terlememiş bir delikanlılık çağında boncuk boncuk ter atıyordu. Çimento torbaları eşek ölüleri kadar ağırdı. Tuğlalar, yamalı şalvarında kahverengi tozlar bırakıyordu. Yamasını çepeçevre saran alelacele dikişleri hep terden söküktü.Daha O Boy’uyla karar vermişti ev yapmaya. Bir evin temelini attı. Atış o atış..Seni inşaat işçisi; fayans...

Sınırlar ve rahatça uyunamayan ülkeye dair: Ordu, yeniden…

Levent Ünsaldı Devlet ve milletin yüksek çıkarlarını ait olduğu kurumun çıkarlarıyla eş gören, dolayısıyla bunları yorumlama tekelini de kendisine veren Türk subayı, kışladaki eriyle kurduğu paternalist ilişkisini (“oğlum” ifadesiyle çağrılan er) milletin geneliyle olan ilişkisine de kolayca yansıtabilmiştir. Aktarılan bu hususi ethos (değerler sistemi), subayın tüm yaşamını geçirdiği...

Rıza Yalçın Koçak yazdı: Olağanüstü zulüm

Rıza Yalçın Koçak Etrafımızdaki insanlar büyük bir şaşkınlıkla cevabı bir yanı ile çok basit bir yanıyla ise iler tutar yanı olmayan sorular soruyorlar. İşyerlerinden atılan arkadaşlarının masumiyetlerine iliklerine kadar inanıp ve ama ‘devletin de bir bildiği vardır’ fikriyatının serin sularında kol gezmeye devam ediyorlar. Hükümet ile ‘paralel’ devlet...

Halkın vicdanı; “Gelemem” diyorsun, peki sen bizdeki “öf öf” ü duyuyor musun?

Ne desek, ne etsek, nasıl yapsak bilemiyoruz… Az şey mi yaşadık? Yok, bir şeyler anlatabilmek için yeterli yaşadıklarımız. Çok şey mi yaşadık? Yok, bir şeyler yapabilmek için çok şey görmedik henüz… “Derin bir ah” çekiyoruz, çünkü şu kelimeler sayfaya değerken Hurşit Külter hala kayıp. Ve “ah vicdan”...

Rütbelerin Er’leri

Rıza Yalçın Koçak ‘Türk halkı sessiz kalarak onayladığı bu savaşın mağduru olmaya mahkumdur.’ (TAK-Haziran 2016)Erleri çekin rütbeliler gelsin! Erleri çekmeyecek rütbeliler ordusu. Ere göre tanımlı omuzlardaki apoletler. Kaç erin başı olduğunu bildiriyor unvanlar. Erlerle tanımlayıp erlerle var ediyorlar kendilerini. Erleri çekin rütbeliler gelsin çığlığını bir iyi niyet olarak okumak gerekiyor en başta....

Kadim Süryanilerin Akitu Bayramı

Yerinden yurdundan edilen, sürgün halkların derdini en içten şairler dillendirir. Bu sebeple Yuhanna Bar Madeni der ki:“Ey sağduyulu!Ana vatanında kalman,Saygınlığını korur.Hakareti ve acı dolu gurbeti hor gör.Saç, başta oldukça değerlidir.Olmadığında, küçümsenir ve ayaklar altına alınır”Bundan tam 6766 yıl önce (MÖ 4750) Asur ve Babil kaynaklarına göre, tarihte...