Ana SayfaHaberlerBilimPlaton'un mağara metaforu

Platon’un mağara metaforu

Google Haberler'de takip et!

 

Antik çağ düşünürlerinden Platon‘un dünyayı ve nesneler dünyasını anlatmak için kullandığı “mağara metaforu” günümüze kadar anlatıla geldi. Mağara metaforuyla Platon ya da İslam dünyasındaki adıyla Eflatun, insanları, ışığa açılan uzun bir girişi olan, yeraltı mağarası gibi bir yerdelermiş gibi düşünür. Kendilerini bildiklerinden beri orada olan bu insanlar, kıpırdamasınlar diye ayakları ve boyunları zincire vurulmuş, zincirleri yüzünden etraflarına bakmak için başlarını bile döndüremiyor, sadece önlerini görebilecek şekilde resmedilir.

 

Sokrates, bir mağarada kapana kısılmış insanların, sadece nesnelerin duvara yansıyan gölgelerini görebildiği bir senaryo tarif eder. Bu insanlar, arkalarında bir ateş yanarken ileriye doğru bakmaya zorlanırlar. İnsanlar, ateşin önüne tutulan nesneler ve yansıyan görüntülerini bir tutarlar.
Bir insan nesnelerin doğasını bizzat görmek için mağaradan kurtulduğunda, mağaradan ilk başta güneşin parlaklığından gözleri acır ve fiziki nesnelerden dolayı kafası karışır. Ancak sonunda dünyanın gerçek doğasını anladığını da sadece gölgelerden haberdar olan kitlelere acır. Pek tabii, Sokrates‘in mağarasındaki insanlar gerçeği öğrenmeye direnç gösterirler ve mağaradan kurtulan arkadaşları onlara gerçeği anlatmaya çabaladığında onun deli olduğunu düşünürler.

 

Bu alegoride mağarada kapana kısılmış insanlar dünyadaki cahil kitleleri temsil eder. Onlar sadece fiziki duyularımızla farkına varılabilen nesne, görüntü ve seslerin suretlerini görebilirler. Nesnelerin gerçek doğasını bizzat görmek için mağaradan kaçıp kurtulan kişi filozoftur. Filozoflar akıllarını kullanarak evrenin esas temeli olan soyut, değişmez gerçekleri yani formları, kavrayabilirler. Mağaradan kurtulan filozof, nesnelerin gerçek doğasını bilir.
Devlet nihayetinde adalet sorunsalıyla ilgilidir. Platon, adaleti kurmak için kişinin neyin iyi olduğunu bilmesi gerektiğine inanır. Bu yüzden iyinin formunu anlayan filozoflar kral olup yönetime geçmelidir. Toplumun geri kalanı bu yöneticilerin taleplerini yerine getirmek için örgütlenmelidir.
Platon, MÖ 427 civarında Atina’da doğdu. Filozof kralları “guardians” (koruyucu, bekçi) olarak adlandırdı.

10,053BeğenenlerBeğen
244TakipçilerTakip Et
1,038TakipçilerTakip Et

Listeler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler haberler

Andrei Tarkovsky seçimiyle izlemeniz gereken 10 film

Rus sinemasının dünyaya açılan yüzü Andrey Tarkovski, filmleriyle kendinden sonraki birçok yönetmeni...

Türkiye’de Balayına Gidilecek En İyi 10 Yer

Unutulmaz bir balayı geçirmek her yeni evli çiftin hayalidir. Genellikle çiftlerin...

Aztek’lerden Sümerler’e 14 eski uygarlığın dilline ait sesler

Dünya üzerinde milyonlarca yıl birçok medeniyet kurulup yıkılmıştır.Bir çoğumuz bu medeniyetlerin...

2016’da start veren en iyi 10 yabancı dizi

Yabancı dizi denildiğinde hemen sıralamaya başlarız: Game Of Thorones, Breaking Bad,...

Tartışı-Yorum

Bir seçim klasiğine “Ünlemsel Merhabalar”

Tartışı-Yorum / Nihat Duru Seçimi seçim şarkısı ve bolca benzin israfı sanıp iğrenç şarkılarını baslı hoparlörlerle milletin kulaklarına dayayan iyi gün dostu siyasetçilerimize merhaba! ‘Çalıyor ama çalışıyor da’ diyecek kadar zihniyeti...

En çok mor

Sıcak beterdi. Bıyıkları terlememiş bir delikanlılık çağında boncuk boncuk ter atıyordu. Çimento torbaları eşek ölüleri kadar ağırdı. Tuğlalar, yamalı şalvarında kahverengi tozlar bırakıyordu. Yamasını çepeçevre saran alelacele dikişleri hep...

Taraflı insan, taraflı medya

“Her insan kendi içerisinde ayrı birer kainattır”, yazıp-konuştuğu şeyleri kendi fikir dünyasının renkleriyle boyar. Aristo’nun bu felsefik söylemini, laboratuvar çıktıları ile vermenin daha anlaşılır ve kalıcı olacağı kanaatindeyim. Son...