Ana SayfaTartışı-YorumRıza Yalçın Koçak yazdı:...

Rıza Yalçın Koçak yazdı: Olağanüstü zulüm

Rıza Yalçın Koçak

Etrafımızdaki insanlar büyük bir şaşkınlıkla cevabı bir yanı ile çok basit bir yanıyla ise iler tutar yanı olmayan sorular soruyorlar. İşyerlerinden atılan arkadaşlarının masumiyetlerine iliklerine kadar inanıp ve ama ‘devletin de bir bildiği vardır’ fikriyatının serin sularında kol gezmeye devam ediyorlar. Hükümet ile ‘paralel’ devlet yapılanmasının saadet dolu birlikteliğinin her anına şahitlik eden, yağmurda çamurda tüm yollarda beraber yürüyen çiftimizin çatırdayan beraberliklerine dair ne hissedeceğini bilmeyen kapı komşusu ev misaliyiz hepimiz.

‘Daha ne olabilir ki?’ diye hayıflandığımız zamanlarda nefesimizi toparlamamıza izin vermeden yeni kabusların orta yerine bizleri fırlatıp atan bu tiyatronun suyu çıktı. Ahir ömrümüzde bir darbemsi teşebbüsü, bir teşebbüs bastırma operasyonu, bir adet ilan edilmiş olağanüstü hal, bir dolu resmi gaste süsü kanun hükmünde kararname, işkence, kötü muamele, düşmanlaşma, hukukun köküne atılmış kibrit suyu, bir adet at, bir adet it izi, bir de bunların karışımı, cadı operasyonu, uzun gözaltı süreçleri, talimatla verilen mahkeme kararları gördük.

Düşmanı ile savaşırken, etrafa rastgele ateş eden bunun sonuçlarıyla zerre kadar ilgilenmeyen, bu savaşın parçası olmayanların göreceği tahribatı zırnık kadar umursamayan çünkü savaşı bu şekilde ele almayan, pratikleri ile bir yığın düşman edinmiş olması sebebiyle, ne koparsam kardır mantığıyla hareket eden bir güç ile karşı karşıyayız.

Hep karşı karşıyaydık. Ama müdahale alanlarını genişletmeleri ile askeri yönetim süreçlerini de aşar bir hukuksuzluk devreye sokuldu.

Adaletsizliğin geniş yığınlar önünde yaşanıyor olması insan hakları ve demokrasi mücadelesi açısından büyük önem taşımaktadır. Çünkü sancısız doğum olmayacağı bir yığın pratik ile bu toprakların en iyi bildiği gerçekliklerden biridir. Devletin geniş yığınlar açısından görünmez kalan/ görünmez bırakılan/ görünmek istenmeyen dizginsiz pratikleri artık gizlenemeyecek şekilde bir yığın insana temas etmiştir. Bu vesile ile gerekçesiz olarak insanların tutuklanabileceğini, kötü muamele ve işkence görebileceğini, sadece bir bankaya para yatırdığı için işinden olabileceğini gören geniş yığınlar devlet gerçekliği ile bodoslama bir pratik içine girmiştir.

O da mı FETÖ’cüymüş, bu da mı FETÖ’cüymüş, dört yan aslında FETÖ’cüymüş çıkarımı yaşadığımız şu günlerden de tehlikeli zamanların rahmine doğru ılık ılık akıtılıyor. Toplumun taraflaşma hali ‘karı koca arasına girilmez’ desturunun canını okuyarak, onlar barışınca arada kalacak yığınlar yaratıyor.

Arada kalmayı reddetme fikri bile inşa edilecek gelecek açısından büyük heyecan yaratmalıdır.

Bu karmaşa, kaos elbette bitecektir. İşinden olan, işkence gören, bir hesaplaşma arenasının ortasında tarafların ikisiyle de uzlaşmaz çelişkisi yedi düvelce bilinmesine rağmen mağdur edilmeye çalışılan, korku cenderesi ile teslim alınıp boğulmaya çalışılan herkesin dirayetli duruşu ve gösterdiği yılmama pratiği gelecek günlerin harcıdır. Bu harç kayıtsız şartsız olarak gözü önünde bir tiyatro oynanan geniş yığınların duracağı yeri doğru belirlemesi haline ihtiyaç duymaktadır.

Güçten değil, insan haklarından, barış ve demokrasiden yana taraf olmak dışında yolumuz yok. Bu yolda yürüyebilmek için yeterli takat ve sebebe de sahibiz.

Listeler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler haberler

Tolga Girgin’den hayrete düşüren 30 adet 3D çalışması

Sanatçı Tolga Girgin, yaptığı 3D kaligrafik çalışmalarla görenleri hayrete düşürüyor. Elektrik...

İTÜ’de kendi alanında ilk birçok teknolojik tarihi eser yeşiller giydi

İstanbul Teknik Üniversite’sinde (İTÜ) emektar eserleri doğa ile buluşturan sergi açıldı....

Diyarbakır’da Mutlaka Gezilip Görülmesi Gereken 10 Harika Mekan

Diyarbakır, tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir şehir....

Düzenli cinsel hayatın 10 faydası

Batı ülkelerinde 16 yaşlarına kadar inen cinsellikle tanışma yaşı Türkiye’de de...

Tartışı-Yorum

8 Mart Dünya Kadınlar Günü mü, Dünya Emekçi Kadınlar Günü Mü?

Bu yazıda, 8 Mart'ı niçin emekçi kadınların mücadele günü olarak ele aldığımızı ayrıntılı bir şekilde irdelemeye çalışacağız.   Ama ilk önce, tüm dünyada ezilen, sömürülen kadınlarımıza ithaf edilen 8 Martımızda, bizleri derinden etkileyen ve isyan ettiren iki olayı, Ceylanpınar'da boğularak ölen tarım işçisi kadınlarımızın ve 2005 yılının Aralık ayında...

Nasıl Daha Fazla Satış Yaparsınız?

Meslektaşlarınızın çoğu kendilerinin satış işinde olduklarından habersizdir ve sadece bunu anlamanız bile sizi onlardan kilometrelerce öne geçirir.Nasıl Daha Fazla Satış Yaparsınız?Satış bir meslekten fazlasıdır; o bir yaşam tarzıdır. Zig ZiglarHEPİMİZ SATIŞ İŞİNDEYİZ.Her meslekteki ( avukat, doktor, muhasebeci,  bankacı, mühendis, öğretmen, otobüs ya da taksi şoförü, sanatçı, danışman,...

Sınırlar ve rahatça uyunamayan ülkeye dair: Ordu, yeniden…

Levent Ünsaldı Devlet ve milletin yüksek çıkarlarını ait olduğu kurumun çıkarlarıyla eş gören, dolayısıyla bunları yorumlama tekelini de kendisine veren Türk subayı, kışladaki eriyle kurduğu paternalist ilişkisini (“oğlum” ifadesiyle çağrılan er) milletin geneliyle olan ilişkisine de kolayca yansıtabilmiştir. Aktarılan bu hususi ethos (değerler sistemi), subayın tüm yaşamını geçirdiği...