Cinsiyetçi Medya Takip sitesi CinsoMedya, yayın organlarının Ensar Vakfı‘ndaki çocuk istismarı haberlerini mercek altına aldı. Farklı toplumsal kesimleri temsil eden ulusal yayın organlarının yaptığı haberleri değerlendiren CinsoMedya‘dan Burçin Tetik, yapılan haberlerlerde çocuk istismarı vurgusundan çok, cinsiyetçi bir haber diliyle yazılan ve haberlerde çocukların mağduriyetinin yanında cinsiyetlerinin de ön plana çıkarıldığı belirtildi.
Analizde “Dilimiz erkeklikle bu kadar rahat, kadınlıkla bunca kavgalıyken bu haber başlıklarına bir kez daha göz atmakta fayda var” denilirken, “Acaba çocuk istismarı, erkekliğe dokununca “daha mı korkunç” oluyor?” sorusuna yer verildi.
CinsoMedya’nın o analizi ise şöyle:
Gündem günlerdir Ensar Vakfı’ndaki çocuk istismarı haberleriyle çalkalanıyor. Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, ama istismar edilen çocukların cinsiyeti yapılan haberlerde, yazılan yazılarda sürekli gözümüzün önünde; hatta verilen bilgiler arasında en başta yer alıyor.
Peki çocukların cinsiyeti neden manşete alınacak bir bilgi? Yaşları 9 ila 10 arasındaki çocukların kız mı oğlan mı olduğunu neden bu kadar öncelikli olarak öğrenmek zorundayız?
Kadın çocuk diye bir kullanım duymamışsınızdır, çünkü çocuklar kadın cinsiyetliyse kız çocuğu olarak isimlendirilir. Buna tekabül eden diğer ikili cinsiyet kullanımı ise oğlan çocuğu, ancak ne gündelik dilde ne de haber dilinde buna dikkat ediliyor. Kız çocuğu, genç kız, kadın, hatta bayan sıralaması ve yapılan o ince ayrımlar, oğlan çocukları için işlemiyor çünkü onlar zaten hep erkek. Doğdukları andan pipileriyle erkeklik sınavını geçiyor, ömürleri boyunca gururla taşıyacakları erkekliklerini sırtlanıyorlar. Beş yaşında da, elli yaşında da, seksen yaşında da erkekler. Öbür yandan kadınlık elbette erkeklik gibi bir gurur kaynağı değil, aksine utanılacak bir kimlik sayıldığından çocuklar “kız” oluyor, büyüdüklerinde ise genç kız. Hatta çoğumuz orta yaşlarımızda bile kadın olamıyoruz, kadınlık o kadar ayıp bir şey ki üzeri kapatılıp “bayan” deniliyor. Erkekler üç yaşında bile errrkek, ama kadınlar otuz yaşında bile kadın değil.
Dilimiz erkeklikle bu kadar rahat, kadınlıkla bunca kavgalıyken bu haber başlıklarına bir kez daha göz atmakta fayda var. Acaba çocuk istismarı, erkekliğe dokununca “daha mı korkunç” oluyor? Kız çocuklarına yapılan istismarda olmayan, “Hem de erkeğe!” vurgusunu duyabiliyor musunuz? Duyamadıysanız “kız çocuğuna iğrenç tecavüz” ve “erkek çocuğuna iğrenç tecavüz” diye iki farklı Google araması yapın mideniz kaldırıyorsa. Gelen sonuçların çoğunda kız çocuklarının istismarının “iğrençlik” mertebesine ulaşması için istismara bir ek unsur gerekiyor. Çocuk engelliyse ya da istismarcı yakın aileden, örneğin baba veya dayıysa istismar iğrenç diye nitelenebiliyor. Ancak oğlan çocuklarının istismarının aynı şekilde nitelenmesi için hiçbir ek gerekçe yok, çocuğun cinsiyeti yeterli. Çünkü kız çocuklarına tecavüz, oğlan çocuklarına tecavüz “kadar” kötü ve iğrenç bulunmuyor. Yegâne rolü zaten itaat olan kadınlıktan ziyade, iktidar olan erkekliğin sarsılması korkutuyor herkesi. Bizi esir etmeye uğraşan erillik, çocukların istismarında bile cinsiyetliliğimizi hatırlatmadan duramıyor.
Cinsiyetçilikle ilgili şu içeriklere de bakabilirsiniz:
►Felsefe tarihinde ‘erkekliğin’ gölgesinde kalmış 19 kadın filozof
►Ataerkil bir toplumda 4 maddeyle kadınların giyimine göre takılan isimler
►Erkekler için 7 maddelik “eril düzene katılmama” rehberi
►Dildeki cinsiyetçilikten kurtulmak için 14 maddelik imtihan
►Hannah Price ve ‘tacizcileri taciz etme aracı’ olarak fotoğrafçılık
►Erkeğin dünyasında zincirlerini kırmış 20 kadına adanmış 20 film
►Tarihteki 15 mucit kadın
►Uğruna şiirler yazılan değil, şiir yazan 11 ‘kadın’ şair