Eski istihbaratçı Hüseyin Özbilgin’den Musa Anter hakkında kan dondurucu ifade. Özbilgin ifadesinde, “Yerde bir genç can çekişiyordu. Arkadaşlarımız ‘Bırak, ölürse ölsün, en iyi Kürt ölü Kürt’tür’ demişlerdi. Onlar bugün etkili yerlerde” dedi.
Görevli oldukları dönemde usulsüz dinleme yaptıkları iddiasıyla haklarında dava açılan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nda görevli 17’si polis 18 kişinin yargılanmasına dün başlandı.
“En iyi Kürt ölü Kürt’tür”
Halen MİT’te görevli olan dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hüseyin Özbilgin, Musa Anter öldürüldüğünde, o bölgede terörden sorumlu ekip amiri olduğunu belirterek, “Olay yerine ilk gittiğimde, karanlık içinde bir şahsın yattığını, yakında genç birinin can çekiştiğini gördüm” dedi. Bazı arkadaşlarının bu sırada “Bırak, ölürse ölsün, en iyi Kürt ölü Kürt’tür” dediğini iddia eden Özbilgin, “Üzüldüğüm şudur, bu sözü kullananların bir kısmı bugün çok etkili yerlerde, biz ise sizin karşınızdayız” dedi.
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ömer Altıparmak’ın da arasında bulunduğu davanın duruşmasına 14 sanık ile bazı müştekiler ve tarafların avukatları katıldı. İstihbari dinleme kapsamında telefonları usulsüz dinlendiği için davada müşteki konumunda olan ve o dönemde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını yapan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ile Hanefi Avcı’nın avukatı Refik Ali Uçarcı da duruşmada yer aldı. Sanıklardan eski İstihbarat Daire Başkanı Ömer Altıparmak’ın da arasında bulunduğu bazı sanıklar, avukatları hazır bulunmadığı için sonraki duruşmada savunma yapacaklarını bildirdi.
“Ölmeyi tercih ederim”
Özbilgin, dönemin İçişleri Bakanı’nın isteğiyle Şubat 2012’de MİT Müsteşarlığı’nda göreve başladığını anlattı. Buraya atanmadan önce 4 ay süreyle kendisinin ve ailesinin araştırıldığını, ancak olumsuzluk bulunmadığını kaydeden Özbilgin, “Her insanın haysiyeti, şerefi, onuru namusu vardır. Bir gün önce baştacıyken, bir gün sonra casus olunmaz. Terörle mücadelede defalarca ölümle burun buruna gelmiş bir insanın hiçbir somut belge olmadan, mahkeme kararları dikkate alınmadan müfettiş raporuyla suçlanması haksızlıktır. Ben casusluk suçu işlemektense ölmeyi tercih ederim” diye konuştu.
Miroğlu benim sayemde kurtuldu
Masumluğuna ilişkin “en küçük tereddüt olmadığını” söyleyen Özbilgin, Anter cinayetiyle ilgili, yaşadığı tanıklığı şöyle anlattı: “Musa Anter öldürüldüğünde, o bölgede terörden sorumlu ekip amiriydim. Olay yerine ilk gittiğimde, karanlık içinde bir şahsın yattığını, yakında genç birinin can çekiştiğini gördüm. Ambulans çağırdık. Daha sonra ölenin Anter, yaralının Orhan Miroğlu olduğunu öğrendik. Bunu şunun için arz ediyorum: Miroğlu geçen yıl yazdığı kitapta bunu anlatıyor, ‘Ben hayatımı bir polis memurunun gayretlerine borçluyum’ diyor. Daha sonra köşesinde yazdı, televizyonda da ağlayarak anlattı. Ben bu gayret içindeyken bazı arkadaşlarımız maalesef, ‘Bırak, ölürse ölsün, en iyi Kürt ölü Kürt’tür’ demişlerdi. Üzüldüğüm şudur, bu sözü kullananların bir kısmı bugün çok etkili yerlerde, biz ise sizin karşınızdayız.”