Kıvanç Sezer’in yazdığı ve yönettiği, başrollerini ise usta oyuncu Menderes Samancılar, Musab Ekici, Kübra Kip ve Tansel Öngel’in üstlendiği ‘Babamın Kanatları’ filmi 2 Aralık günü vizyona girdi.
53. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ‘En iyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ ve ‘En iyi Erkek Oyuncu’ olmak üzere altı dalda ve 23. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde ‘En İyi Film’ dâhil yedi ödül kazanan film, çoğunluğu Kürt olan ve memleketlerinden gelip büyük şehirlerdeki inşaat şantiyelerinde taşeron şekilde, güvencesiz çalışan işçilerin hayatlarını ve iş cinayetlerini beyaz perdeye aktarıyor.
Film acıları ve sorunları beyaz perdeye aktarıyor
Üçleme olarak düşünülen serinin ilk filmi olan Babamın Kanatları, 2011 yılının Ekim ayında meydana gelen büyük Van depreminin ardından İstanbul’a gelip çalışmaya başlayan ve bir süre sonra kanser hastalığına yakalandığını öğrenen Erdîşli bir Kürt inşaat ustasının hayatı ekseninde, toplumsal meselelere sınıfsal boyutları ile bakıyor.
Gurbeti, yaşanan işçi ölümlerini, hayatta kalma mücadelesini, aşkı, özlemleri, hak arama taleplerini ve hayalleri, farklı bir bakış açısı ile ele alan filmin müziklerini geniş bir dinleyici kitlesi olan Bajar müzik grubu seslendirdi.
Sonucu izleyicilere bırakan bir film
Ankara’daki Büyülü Fener Sineması’nda (Başka Sinema) Babamın Kanatları filminin yönetmeni ve senaristi Kıvanç Sezer ile yapımcısı Soner Alper’in katıldığı bir söyleşi gerçekleştirildi.
Sezer, sık yaşanan işçi cinayetlerinin gündemde yeteri kadar yer bulamamasından kaynaklı ‘Babamın Kanatları’ filmini çektiğini söyledi.
Yoğun bir ilginin olduğu söyleşide seyircilerin sorularını yanıtlayan Sezer, filme dair düşüncelerini aktararak izleyicilerin filmde anlatmaya çalıştığı meseleleri düşünmeleri için bir sonuca bağlamadığını söyledi.