Diyarbakır JİTEM davasıyla birleştirilen Musa Anter davası bugün Ankara 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Press Haber – Diyarbakır‘da uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden Musa Anter‘in öldürülmesine ilişkin açılan dava, bugün Ankara Adliyesi 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmada mahkeme heyeti sanık Hamit Yıldırım’ın tutukluluk halinin devamına, sanık Savaş Gevrekçi’nin ise tutuklanma talebinin reddine karar verdi. Duruşma 21 Aralık 2015’e ertelendi.
Duruşmaya Musa Anter’in ailesi ve avukatları, HDP milletvekili Meral Danış Beştaş, CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve eski korucubaşı Sanık Hamit Yıldırım ve avukatı, sanık Savaş Gevrekçi’nin avukatları katıldı.
“CİNAYETİ DEVLET İŞLEMİŞTİR VE DEVLET HALA AYNI DEVLETTİR.”
Duruşmada konuşan Anter ailesinin avukatı Selim Okçuoğlu, “Devlet zihniyetinde değişim belirtisi olsa da devlet hala aynı devlettir. MİT Musa Anter’i Öğrenciliğinden tutup ölümüne kadar takip etmiştir. Dolayısıyla bugün itibariyle MİT Musa Anter’i katleden zihniyetle işbirliği yapmıştır” dedi. Hasan Tanrıkulu adıyla Ankara Gölbaşı Emniyet Müdürlüğü’nde ifadesi alınan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın İfadelerinin de iddianamede yer alması gerektiğini belirten Okçuoğlu, “Güvenlik gerekçesiyle buraya geldik. Siz yargılamayı yapan üçüncü heyetsiniz. Diyarbakır’da başlayan yargı macerasında değişen bir şey yok. Hepimiz biliyoruz, münferit bir cinayet değil. O dönem bir sürü insanın ölümüne neden olan bir devlet politikasıdır. Bir zihniyetin dışa vurumudur. Devlet aynı devlettir” şeklinde konuştu.
“BU İKTİDAR DÖNEMİNDE JİTEM, JÖTEM OLMUŞTUR”
Musa Anter’in bu halkların bilge insanı olduğunu ve vahşide katledildiğini kaydeden Sezgin Tanrıkulu, “Olayın ve katliamın gerçekleştiği yer Diyarbakır fakat bu davada diğer davalar gibi Ankara’ya nakledildi. Sanıklar korkunç bir cezasızlıktan faydalanıyorlar, yargının hoşgörüsü var, hükümetin koruması var” dedi. Davaların çoğunun başka şehirlere nakledildiğini belirten Tanrıkulu, “Nakledilen bu davalar bir yargı kararıyla olmadı adalet bakanlığının kararıyla nakledildi. Salt bu karar bile sanıkların cezasızlıktan yararlanmasına neden oluyor. Biz her ne kadar adaletin Türkiye’de gerçekleşmesinden yana isek de maalesef gerçekleşmiyor ama bu davaları takip etmeye devam edeceğiz. Bu hükümet döneminde Beyaz Toroslar yeniden devreye girdi. Yeşillerin adı Diyarbakır’da tekrar duvarlara yazılmaya başlandı. Bu hükümet döneminde JİTEM, jötem olmuştur” şeklinde konuştu.
“AKP YARGISI ELİYLE BU DAVALAR KAPATILMAK İSTENİYOR”
Yargılamanın adil bir şekilde yapılmadığını söyleyen Meral Danış Beştaş, “Ailesinin, insan hakları savunucularının ve avukatlarının büyük emekleri ve mücadeleleri sonucunda bu dava açıldı. Fakat bu dava da Temizöz davası gibi kapatılmak isteniyor. Yaşanan faili meçhul cinayetler, işkenceler bugün AKP yargısı eliyle temize çıkarılmak istenmektedir. Kendileri seçim döneminde Beyaz Toroslarla bu halkı tehdit ettiler ama şuan Beyaz Toroslarla işlenen cinayetlerin faillerini aklamakla o dönemden hiçte geri kalmadıklarını tüm dünya kamuoyuna ilan etmişlerdir” dedi.
Danış Beştaş’ın ardından söz alan Anter’in oğlu Dicle Anter, “Doksanlara doğru bir dönüş var. Babamın mahkemesinin sonuçlanmasını hem bizler hem de tüm kamuoyu dört gözle beklemektedir. Bu davanın Türkiye’de hukuk devletine yakışır bir şekilde sonuçlanması, iler ki günlerde olabilecek faili meçhul cinayetlerin önüne geçilebilmesinin ilk adımı olacağını düşünüyorum” dedi.
Mahkemede konuşan Eski korucu başı Hamit Yıldırım ise, İki şehit abisi olduğunu, korucu olduğu için olayın kendisine mal edildiğini, JİTEM’i hiçbir şekilde tanımadığını, 3,5 yıldır tutuklu olduğunu ve tahliyesine karar verilmesini istedi.
“GÜVENLİK GEREKÇESİYLE’ DİYARBAKIR’DAN ANKARA’YA ALINDI”
Ancak sanık avukatlarının başvurusu sonucu dosya “güvenlik” gerekçesiyle Diyarbakır’dan Ankara’ya taşınarak JİTEM Ana Davası ile birleştirildi. Davada, sanık olarak yargılanan Korucubaşı Hamit Yıldırım, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım, itirafçı Abdulkadir Aygan ve Albay Savaş Gevrekçi hakkında 20 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
NE OLMUŞTU?
Anter, 20 Eylül 1992’de Diyarbakır’ın Seyrantepe mahallesinde uğradığı silahlı saldırıda sol bacağına iki, kalbi ve kafasına birer kurşun sıkılarak öldürüldü. Musa Anter’in yanında bulunan gazeteci ve yazar Orhan Miroğlu saldırı sırasında yaralandı. Eski JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan; Anter’in, kendisinin de içinde bulunduğu tim tarafından JİTEM için öldürüldüğünü söylemiştir. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ın isteği üzerine Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş’ın hazırladığı Susurluk Raporu’nda, Anter cinayetinin Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından planlanıp uygulandığı yer almıştır.
(Kadir GÜRHAN)